Suriye’deki vahşeti anlattı
Abone olŞam Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap Dili Edebiyatı Öğretim Görevlisi Fatma Hüseyin, Suriye’de şu ana kadar 14 bini çocuk 500 bin kişini...
Şam Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap Dili Edebiyatı Öğretim
Görevlisi Fatma Hüseyin, Suriye’de şu ana kadar 14 bini çocuk 500
bin kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.
Deniz Feneri Derneği’nin davetlisi olarak Kastamonu’ya gelen Fatma
Hüseyin, Şerife Bacı Öğretmenevi’nde düzenlenen toplantıya katıldı.
Fatma Hüseyin, Suriye’den kaçtıktan sonra Türkiye’ye yerleştiğini
ve ailesinin bir kısmının hâla Suriye’de olduğunu belirterek,
Suriye’deki vahşette bilinmeyenleri ve basına yansımayan gerçekleri
ürpertici bir dille anlattı.
Özgürlük kelimesinin bilinmediği bir ülkede yaşadığını belirten
Fatma Hüseyin, şöyle konuştu: “Hama’nın katliamından sonra daha
firavunlaştı Esad. Halk, 8 ay boyunca barışçıl eylemlere çıktı. Biz
sadece diktatörlüğü kabul etmiyoruz. Biz 40 yıldan beri bizi
sömüren bu diktatör aileyi istemiyoruz. Halk ayaklandı, ilk hafta
100 kişi daha sonra bu rakam kısa sürede binlerce kişiye ulaştı.
Artık sonunda tanklar yürüdü. Gözlerimize inanamadık. ‘İsrail’e
direneceğiz’ diyen lider ve rejim, Suriye’yi silah deposu eden
lider, canımız, kanımız sana feda olsun dediğimiz lider,
memleketini, ülkesini yıktı, yaktı. Sizin gördüğümüz medyadaki
görüntüler binde bir. Sonunda yayılan 55 bin fotoğraf, 11 bin
kişinin işkence altında öldürdükleri olay sadece bir istihbarat
dairesindendir. Bunu bilmenizi isterim. Suriye’de savaş yok, savaş
iki ordu arasında olur. Suriye’de Sünni kıyımı var. İnsanları
benzin döküp yakıyorlar, kör bıçakla kesiyorlar. Suriye’deki
mücadele budur. Savaş değil, katliamdır.”
Suriye’de en az 500 bin kişinin öldürüldüğünü anlatan Fatma
Hüseyin, şunları söyledi: “Onların 13-14 bini çocuktur. Çocuklar
türlü türlü silahlarla öldürülüp bıçaklarla kesildi. Roketlerle,
bombalarla, kurşunla, elektrikle muhalif anne ve babanın önünde 4
aylık kız çocuğunu elektrikle öldürdüler. Herkesin korkması için
işkence altında öldürdüler. Kadınlar, maalesef tecavüz altında
öldürüldü. Hapislerde, cezaevlerinde ve işkence evlerinde bayanlar
tecavüz altında öldürüldü. Tecavüz sonucu çocuklar binleri geçti.
Çocuklar, kimyasal silahla öldürüldüler.”
“SURİYE’DEKİ İNSANLAR, HAYVANLARIN ALTINA DÜŞTÜ”
Suriye’de binaları bombaladıklarını ve insanların enkaz altında
kaldığını belirten Hüseyin, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanlar
enkaz altında kalıyor. Hemen ölen çok mutludur. Çok gıpta olunacak
durumdadırlar ama paramparça olup veyahut enkaz altında günlerce
kalıp ölen binlerce insan var. 1.5 yıldır otları, kedileri,
eşekleri, köpekleri yediler. Hayvanların altına düştüler. Suriye’de
yaşananlar, insanlığın alnında kınanacak büyük bir olaydır. Bu
kamplarda bu şekilde yaşayan 200 bin Suriyeli var.”
“KİMYASAL SİLAHLA ÖLMEK ÇOK ŞEFKATLİ OLUYOR”
Suriye’de işkence ve tecavüzlerin yanında kimyasal silahla ölmenin
çok şefkatli olduğunu anlatan Hüseyin, şunları söyledi: “Kimyasal
silah bizler için çok şefkatli bir silahmış. Açlık silahı ve
fıçılarla, yani işkence görmekten, açlıktan ölmektense kimyasal
silah daha şefkatli bir silahmış gibi görünüyor. Yani günlerce
işkence ve tecavüzlerle ölmektense bir anda acı çekmeden ölmek daha
iyi.”
TÜRKİYE’YE VE TÜRK HALKINA TEŞEKKÜR ETTİ
Türkiye’ye, Türk hükümetine ve Türk halkına teşekkür eden Hüseyin,
sözlerine şöyle devam etti; “Allah Türkiye’den razı olsun, Türk
halkından razı olsun, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip
Erdoğan ve hükümetinden razı olsun. Suriye mültecilerini Türkiye’ye
kabul ettikleri için teşekkür ediyoruz. Bir Suriyeli devrimci diyor
ki: ’Ey Arap halkı, diktatör liderlerinizden hoşnut değilseniz,
razı değilseniz ve Türkiye ile müşterek bir sınırınız yoksa sakın
ayaklanmayı düşünmeyin. Çünkü biz sadece Türkiye’den ve Türk
halkından yardım bulduk.’ Türkiye bütün aleme insanlık borcunu
ödemiştir. Türkiye, hâla insanlık borcunu, komşuluk hakkını ödüyor.
Dünya kaldıkça Türkiye’de kalsın”
(İHA)