Suriye'de 'acil eylem' çağrısı
Abone olBM İnsan Hakları Konseyi, olağanüstü bir oturumla Suriye'deki durumu görüşürken Suriye'deki sivilleri korumak için acil eylem çağrısı yapıldı.
BM İnsan Hakları Komiseri Navi Pillay, Suriye'deki sivilleri
korumak için acil eylem çağrısında bulundu.
Pillay, Suriyeli yetkililerin saldırılara devam etmesi durumunda ülkenin iç savaşa sürüklenebileceğini söyledi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nde yapılan olağanüstü oturumda konuşan Pillay, Suriye'deki olaylarda ölen 4 bin kişiden 307'sinin çocuk olduğunu bildirdi.
Pillay, Mart ayından beri devam eden olaylarda onbinlerce kişinin gözaltına alındığını vurguladı.
Navi Pillay, Suriye güvenlik güçlerinin muhaliflere karşı
düzenlenen operasyonlar sırasında insanlığa karşı suç işlediği ile
ilgili iddialarının Uluslararası Ceza Mahkemesi'nce araştırılması
gerektiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, bugün Suriye'de durumu görüşmek üzere olağanüstü toplantı düzenliyor.
Cenevre'deki toplantı, BM'nin bu hafta başında yayımladığı Suriye raporunu takip ediyor.
Birleşmiş Milletler yetkililerinin hazırladığı insan hakları raporunda, Suriye güvenlik güçlerinin hükümet karşıtı protestoculara karşı ''insanlığa karşı suçlar işlediği'' dile getirildi.
Bağımsız bir BM paneli tarafından hazırlanan raporda, hükümet karşıtı protestolara katılan sivillerin cinayet, işkence ve cinsel saldırı kurbanı olduğu savunuldu.
Raporu hazırlayan heyet 200'ü aşkın görgü tanığı ile yapılan mülakatları kanıt olarak gösterdi.
Karar hazırlığı
Olağanüstü toplantıda ilerleyen saatlerde Suriye'ye bağımsız bir gözlemci gönderilmesi çağrısında bulunan bir karar tasarısı değerlendirilecek.
BM Cenevre muhabiri Imogen Foulkes, İnsan Hakları Konseyi'nin yaptırım uygulama yetkisi olmasa da alınan kararların ahlaki anlamda önem taşıdığını söyledi.
BM yetkilileri, Suriye ordusundan muhalif harekete katılımın arttığını ve ülkenin bir iç savaşa sürüklenmeye başladığından kaygı duyduklarını belirtti.
İngiltere'nin Cenevre'deki BM temsilcisi Peter Gooderham, BBC'ye yaptığı açıklamada, olağanüstü zirveden beklentilerine ilişkin bir soruyu yanıtlarken "Biz tabii ki Suriye yetkililerin oturup neler olup bittiği hakkında böyle yaygın endişeler yaşandığı gerçeğini dikkate alacaklarını umuyoruz. Ancak konsey tarafından alınacak ve Suriye yetkilileri üzerinde daha fazla baskı oluşturabilmeyi amaçlayan önlemler de olacaktır." diye konuştu.
Gooderham, bu anlamda İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'ne bölgede varlığını ortaya koyması, ayrıca New York'taki Genel Kurul'a da Soruşturma Komisyonu raporunu ele alıp Güvenlik Konseyi'ne sevketmesi yolunda çağrı yapılacağını belirtti.
Imogen Foulkes, BM İnsan Hakları Konseyi'nin şiddeti sona erdirmesi için Suriye üzerinde baskıyı artırmayı amaçladığını söyledi.
Foulkes, Arap ülkelerinden Avrupalılara ve ABD'ye dek tüm üye devletlerin alışılmadık oranda birlik sağladıklarına, Güvenlik Konseyi'nden Suriye'de işlendiği iddia edilen insanlığa karşı suçlar konusunda harekete geçmesini isteyeceklerine dikkat çekti.
Suriye'ye yaptırımlar
Suriye'de Mart ayından bu yana daha fazla siyasi özgürlük ve demokrasi talebiyle gösteriler düzenlenirken silahlı kuvvetlerin protestoculara sert müdahalede bulunduğu bildiriliyor.
Şam yönetimi ise silahlı çetelere karşı savaş verdiklerini savunuyor.
Suriye yabancı gazeteci ve yetkililerin ülkeye girişine izin vermediğinden, bu haberleri bağımsız kaynaklarca doğrulatmakta güçlük yaşanıyor.
Hafta sonunda Arap Birliği'nin yaptırım kararı ardından Avrupa Birliği de dün, Esad hükümetine uygulanan yaptırımları sıkılaştırdığını açıkladı, özellikle finans, petrol ve gaz sektörünü hedef alarak Suriye'ye yaptırım listesini genişletti.
Türkiye de, iki gün önce Şam yönetiminin ülkedeki muhalif protestolar karşısındaki tutumuna tepki olarak Suriye'ye yaptırım kararı aldı.
Yaptırımlar arasında, iki ülke arasında stratejik ilişkilerin askıya alınması, göstericilere şiddet kullanılmasından sorumlu bazı yetkililere seyahat yasağı getirilmesi ve Suriye'nin Türkiye'deki mal varlığının dondurulması yer alıyor.
Öte yandan Suriye'deki başlıca muhalif grubun da, Türkiye'deki görüşmeler sırasında kendilerini "Özgür Suriye Ordusu" olarak adlandıran örgütle Esad yönetimine karşı birlikte hareket etme konusunda anlaştığı bildirildi.