Suriye'de 3 şehir nereye kurulacak Selvi yazdı
Abone olAbdülkadir Selvi, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, 'Suriye'de kurulacak 3 şehir' planı için üzerinde durulan 3 alanı yazdı.
İNTERNETHABER.COM- Birleşmiş Milletler
(BM) toplantısının gerçekleştiği New York'ta, Başbakan Ahmet
Davutoğlu'nun üzerinde durduğu 'suriye'de kurulacak 3 şehir'
önerisi için düşünülen stratejik yerleri, Abdülkadir Selvi bugünkü
yazısında kaleme aldı ve 3 şehrin kurulacağı kritik hattın
analizini yaptı.
Yeni Şafak'taki köşesinde, Selvi, Cerablus-Azez arasında yüzer bin
kişilik üç şehir kurulması önerisinin mülteci sorununda yakılmış
bir umut ışığı olduğunu vurgulayarak, bu önerinin "Suriyelileri,
Suriye'de tutma esasına dayandığını ve benzer sorunlar yaşayan
bölgeler için de model olabilecek bir öneri" olduğunu ancak
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önerdiği, ABD-Rusya ve Türkiye'den
oluşan “üçlü mekanizma” ve
Başbakan Davutoğlu'nun gündeme getirdiği,” Yüz binlik
üç şehir” projesi konusunda umutlu olmadığını
ifade etti.
SELVİ: UMUTSUZUM!
Selvi, umutsuzluğunun sebebini ise BM Genel Sekreteri Ban
Ki-Mun'un, "Özellikle beş ülke Suriye konusunda anahtar konumda.
Bunlar Rusya, ABD, Suudi Arabistan, İran ve Türkiye. Taraflardan
biri uzlaşmaya yanaşmadığı müddetçe sahada değişiklik beklemek
faydasız" sözleriyle ortaya koyduğu 'isteksizliğe' bağladı.
"ARAZİ YAPISI UYGUN"
Başbakan Davutoğlu'nun yüzer bin kişilik üç şehir kurulmasından söz
ettiği Cerablus-Azez hattını irdeleyen Selvi, uzunluğu 90,
derinliği 55 kilometre olan bu hattın, Mare dağı haricindeki
yerlerinin düz bir ovadan ibaret olduğunu ve yerleşim yeri inşa
edilmesine uygun bir arazi yapısının bulunduğunu söyledi.
İşte Selvi'nin 'yüz bin nüfuslu üç şehir kurulması için üzerinde
durulduğunu ifade ettiği 3 nokta' :
1-Cerablus-Münbiç arası
2-Mare bölgesi
3-Öncüpınar'ın hemen karşısında Azez
bölgesi
"ŞANLIURFA, KİLİS, GAZİANTEP'TEKİ SURİYELİ MÜLTECİLER 3
ŞEHRE NAKLEDİLECEK"
Selvi, 3 şehir kurulduğunda Şanlıurfa, Kilis ve Gaziantep'deki
kamplarda kalan Suriyeli mültecilerin buralara nakledilmesinin
planlandığını, güvenli bölgenin havadan güvenliğinin sağlanması
için ulusla arası koalisyonun görev üstlenmesi gerektğini, karadan
güvenliğin ise Özgür Suriye Ordusu tarafından sağlanması üzerine
konuşulduğunu yazdı.
İKİ KRİTİK NOKTA VAR Kİ...
Selvi, öneri için iki önemli nokta bulunduğunu ve bu 2 noktadan
birinin olmaması durumunda diğerinin de sağlanamayacağını,
mülteciler için yerleşim yerleri inşa edilmesi ve bunun
güvenliğinin sağlanması gerektiğini dile getirdi.
TAMPON BÖLGE Mİ OLACAK?
Bu bölgelerin ille de ”Tampon bölge” diye adlandırılmak zorunda
olmadığını ama birinci Körfez savaşından sonra Irak'ta olduğu gibi
uçuşa yasal bölge ile desteklenmesi gerektiğini ifade eden Selvi,
"ABD'nin Irak'ı işgalinde Kürtlerin bulunduğu hemen sınırımızdan
başlayan 36. paralelin üstü ile Şiilerin yer aldığı 32. paralelin
altı uçuşa yasak bölge ilan edilmiş, böylece mülteci sorunu
yaşanmamıştı. Suriye'de ilk başta yapılması gereken buydu.
Oysa mülteci sorunu, Suriye iç savaşını aşan bir ölçekte dünya
sorununa dönüşürken dahi üzerinde durulmuyor." dedi.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
(...)
Bu arada Cerablus-Azez arasında üç mıntıka var.
"HANDARAT"IN ÖNEMİ
Soran Kürtlerin, El Bab IŞİD'in elinde. Ama daha da önemlisi
Handarat. Suriye rejiminin askeri üssü var burada. Son istihbarat
bilgiler Handarat'ta Rus askeri varlığının bulunduğu yönünde. Hem
de kısa bir süre önce bölgeye yerleşti Rus askeri. Bilgiler
Rusların bir grup askeri Handarat'a kaydırdıkları yönünde.
Suriye'de sadece Lazkiye'de, Tartus Deniz Üssü'nde Rus kuvvetleri yok. Handarat'ta askeri varlık bulundurarak Rusya, sınırımıza yakın bir bölgede, “Bayrak gösterdi.” Rusya, Suriye-Irak üzerinden Ortadoğu'ya geri döndü. İran ve Irak'la kurdukları üçlü mekanizma kapsamında Bağdat ve Erbil'de de koordinasyon merkezi kuruyor. Bunun en büyük müsebbibi ise ABD…
O nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önerdiği, ABD-Rusya ve
Türkiye'den oluşan “üçlü mekanizma” ve
Başbakan Davutoğlu'nun gündeme getirdiği,” Yüz binlik
üç şehir” projesi konusunda umutlu değilim. BM Genel
Sekreteri Ban Ki-Mun'un, ”Özellikle beş ülke Suriye konusunda
anahtar konumda. Bunlar Rusya, ABD, Suudi Arabistan, İran ve
Türkiye. Taraflardan biri uzlaşmaya yanaşmadığı müddetçe sahada
değişiklik beklemek faydasız” sözleri bu isteksizliği ortaya
koyuyor.
"YENİ BİR LİDER GEREKLİ"
ABD Başkanı Obama'nın BM'deki konuşmasında Suriye'de kontrollü bir
geçiş sürecinden söz etti. Bunun için, Rusya ve İran dahil bütün
ülkelerle çalışmaya hazır olduklarını açıkladı. Tam bir hayal
kırıklığı. Obama asıl niyetini ise şu cümleyle ortaya koydu: ”Yeni
bir lider gerekli”
Az gittik uz gittik tekrar başa döndük. Bunca yıl
bir lider hazırlanmadı mı?
"NİYET ÇÖZÜM DEĞİL"
Çünkü burada niyet farklı. Niyet, çözüm değil. Tam aksine sorunun
derinleşmesi hedefleniyor. İş artık Suriye ve Esed işi olmaktan
çıktı, önce IŞİD'e dönüştü. Son 1 ayda ise Rusya faktörü daha ön
plana çıkmaya başladı. Suriye ve Irak üzerinden sınırımız dizayn
ediliyor. Benim için ürkütücü olan nokta da bu…