Suriye PKK'yla işbirliğini reddetti
Abone olBaşbakan Erdoğan’ın en yakınındaki kurmaylarından biri olan Ömer Çelik, NTV canlı yanında Suriye-Irak-PKK ekseninde yaşananları yorumladı.
AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan
Yardımcısı Ömer Çelik, NTV Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaç'ın
sorularını yanıtladı.Çelik, Türkiye'nin komşuları Irak-Suriye
ekseninde terör ve Esad rejimiyle ilgili gelişmeleri
değerlendirdi.
PKK sorununa değinen Ömer Çelik, Esad yönetiminin terör örgütü ile işbirliğini reddettiğini vurguladı.
İşte söyleşiden satırbaşları:
ESAD'A DESTEK
"Rusya, Suriye konusundaki girişimini ilk başta yapsaydı faydası
olabilirdi. Suriye'nin başında diktatöryal bir iktidar yok, katliam
şebekesi var. Rusya ve İran Suriye'yi destekler gibi göründüğü için
bu yaklaşım Beşar Esad'a daha fazla katliam yapmaya zaman
kazandırıyor.
Arap Birliği'nin gerçekleştirmediğini Rusya gerçekleştiremez.
Suriye'ye uluslararası müdahaleye karşıyız. İran ve Rusya'nın
verdiği gözü kapalı destek, müdahale isteyenlerin elini
güçlendirecektir."
SURİYE-PKK
"Suriye rejiminin PKK kartını oynayacağını söyleyemez. PKK 'Ben
senin hizmetindeyim' demiştir. Suriye rejimi PKK'nın terörist
hizmetini kabul etmemiştir."
IRAK İLE İLİŞKİLER
"Irak'ta bütün taraflarla görüşebilen, Irak'ın bütünlüğünü savunan
tek ülke biziz. Bütün etnik ve dini gruplara eşit mesafede
duruyoruz. Maliki, bir mezhepçilik temelinde Irak'ı bir uydu devlet
haline getirmeye çalışıyor. Sayın Başbakan, geleceği gördüğü için
Irak'ı uyardı. Maliki, Irak'ın bir problemi haline gelmiştir.
'SOYKIRIMI İNKAR YASASI'
"Fransa'daki tasarı konusunda işin bu noktaya gelmesi hem
sevindirici hem düşündürücüdür. Fransa'nın kendi ve Avrupa
değerlerine gölge düşürmesi düşündürücüdür. Avrupa Birliği'nde (AB)
bunu engelleyecek mekanizma olmaması da meseledir. AB, Fransa
Cumhurbaşkanı Nicolas Sakozy'nin adımı karşısında engelleyici bir
adım atamadı. AB, hiçbir değerlendirme ortaya koyamıyor. AB artık
kendi içine kapanmış, kendi sorunlarıyla ilgili olarak bir birlik
haline geldi. 77 senatör 65 meclis üyesi bir adım attı. Bu mesele
ifade hürriyetine, anayasaya, Avrupa'yı Avrupa yapan temellere
aykırıdır. Sarkozy, Başbakan Erdoğan'a gönderdiği mektupta 'bu
somut bir olaydan ya da ülkeden bahsetmiyor' diyor. Sarkozy, Ermeni
oylarını almak için gündeme getiriyor. Fransa'daki Ermeni
diasporasının buna dikkat etmesi gerekir. Ermenistan'la protokoller
niye imzalandı? Başkaları araya girmeden karşılıklı konuşmak için
imzalandı.
Anayasa Konseyi'nin nasıl bir karar vereceğini değerlendiremem.
Anayasa Konseyi, bunu kabul edebilir, reddedebilir, görüştükten
sonra düşürebilir. Sarkozy yeniden Meclis'e getirebilir.
Vizyon sıkıntısı çeken Sarkozy gibi sığ bir siyasetçi, Türk ve
Ermeniler arasındaki konuşma zeminine de zarar veriyor.
Şu anda oraya gidip 'Soykırım yoktur' demek gündemimizde yok. Oraya gittiğimizde görüşümüz sorulursa bu çağdışı yasağı tanımayız, söyleriz. Kalıcı yaptırımlar olacaktır. Türkiye-Fransa ilişkilerinde 100 yıl sonra bile geriye dönmeyecek kadar yaptırımlar olabilir."
'ULUDERE'DE GERÇEĞİN PEŞİNDEYİZ'
"Uludere konusunda kasıtlı bir katliam çerçevesi çizip, hükümeti
bunun içine yerleştirmeye çalışan yorumları ibretle okuyoruz. Biz
Türkiye'deki bütün bu provokasyonlara, çetelere, devletin içinde
bulunup da illegal işler yapanlara karşı mücadele etmiş en etkili
siyasi hareketiz. Bizim dönemimizde hiçbir şey gizli kalmaz. Ama
burada hükümetin soğukkanlılıkla bütün bir tabloyu görerek bir
değerlendirme yapması gerekir. Dolayısıyla bu sürecin devam etmesi
hemen birilerinin baştan verdiği yargılara uyacak şekilde birtakım
açıklamalar yapılmaması, birilerinin eleştirinin zemini teşkil etse
de, biz sadece gerçeğin peşindeyiz. Gerçek ortaya çıktıktan sonra
gereğini yerine getirerek, ne kadar hızlı ve etkili hareket
ettiğimizi halkımız çok iyi biliyor. BDP bunu demiş, başkası bunu
demiş, bunlar bizi ilgilendirmez. Biz gerçeğin peşindeyiz. Gerçek
net olarak ortaya çıktığı zaman kamuoyuyla paylaşırız. Hükümetimiz
geçmişte çok daha büyük olayların üzerine gitmiştir. Bir kusur ya
da yanlış varsa bu açığa çıkarılır."
'PKK AĞIR ZAYİAT VERDİ'
"Geçmişte PKK devlet içindeki terörle mücadelenin organizasyonel
bozukluklarından dolayı kendisine 'yenilmez' bir imaj üretmişti.
Fakat yeni dönemde, devletin bütün birimleri arasındaki
koordinasyon temelinde, gerek Irak tarafından aldığımız bilgiler,
gerek kendi bilgilerimiz PKK'nın ağır bir zayiat içinde olduğu
gösteriyor. Bu da şunu göstermektedir ki; terör yoluyla -Arap
Baharı'nın da gösterdiği gibi- varılacak bir yol yoktur. Silah
yoluyla varılacak bir yol yoktur, demokrasi kanalları açıktır.
Teröre karşı tam mücadele ederiz. Siyasi meseleler konusunda
muhatabımız demokratik bir zihniyete sahipse onunla da tam müzakere
ederiz."