Türk devleti sınırlarını ve ülke çıkarlarını kontrol edebilmek
için Suriye’de. Bir bakıma orda olmak zorunda. Hiç bir devlet
atraksiyon olsun, bugün bir değişiklik yapıp savaşalım diye durup
dururken kendini savaşa sokmaz. Bunu sade vatandaş Erol Aydemir
bile bilirken, ülkeyi yönetmeye talip olan bir büyük parti
yöneticilerinin anlamaması ya bir gaflet, ya da bir (....... )
tuhaf duygular içerisinde olduğunun göstergesidir!
Suriye’de istediğimizi alarak dünyada ilklere imza attık. İlk
defa hava sahası kapalı bir bölgeye sızmak için yerli elektronik
harp teknolojisi kullanılarak bölge kör edildi. Devamında yerli
yapım İHA, SİHA ve Dron’lar sürü halinde haraket ederek hedefleri
vurdu. Türk Devlet’i bir bakıma hedef bölgeyi hem sahada hem masada
olması gereken hale soktu.
***************
Oda Tv
Türkiye gerektiğinden fazla insani ve demokrat. Şayet Oda Tv
aynı suçu Amerika Birleşik Devletlerinde işlemiş olsaydı, ayırt
etmeden çalışanların her birini bir konteynıra koyar, Nevada
çölünün ortasında 50 derece sıcaklıkta ki o çöle gömerdi. Ne mutlu
ki OdaTV bu suçu Türkiye’de işledi.
İşlediği suç.
OdaTv çalışanlarına, 2937 sayılı MİT kanuna muhalefetten
soruşturma açılarak, gene Madde 27’yi ihlalden; MİT mensupları ve
ailelerinin kimliklerini, makam, görev ve faaliyetlerini herhangi
bir yolla ifşa etmiş olmaları sonucunda tutuklanarak mahküm
edildi.
***************
Korona Virüs
Yüz binlerce insan hasta. Resmi rakamlara göre 3 bin'den fazla
insan hayatını kaybetti.
Korku virüsten daha hızlı yayılıyor.
2019 yeni Korona Virüsünün (COVID-19) patlak vermesi, Çinli
liderlerin 1989 Tiananmen baskısından bu yana yakalandığı en ciddi
sosyopolitik krizdir.
Ve bu kriz Çin ile sınırlı değil.
Virüsün sınırların ötesine yayılması ve bu yayılmaya karşı panik
tepkisinin küresel ekonomi, politika, güvenlik ve yönetişim
üzerinde derin etkileri olacaktır.
Tüm dünyada hızla yayılan bu virüs bazı ülkelerde daha aktif.
İran ve İtalya’da günlük hayatı olumsuz etkiliyor.
İtalya’da rutin işlerin minimumlara indiği ve bu virüsün AB
halkları arasında paniğe sebep oluşu ile birlikte ticaret başta
olmak üzere, hayata dair her bir şeyi etkiledi..
Devam.
Virüsün yeniliği birçok bilinmeyeni ve bir çok soru işareti
ortaya çıkarıyor. Geçirgenliği ve virülansı hakkında hala net bir
fikre sahip değiliz...
İnkübasyon süresi 24 güne kadar açık ama hakkında hala somut bir
fikrimiz yok. Ayrıca, semptomları ortaya çıkmadan ne kadar bulaşıcı
olduğunu ve bazı vakaların neden aniden şiddetlendiğini de
bilmiyoruz.
Bazı hastaların, iyileştikleri göründükten sonra bile neden
ikinci kez pozitif çıktıklarını da anlamıyoruz.
Söylentiler korku ve belirsizlik üzerinde gelişiyor ve yeni
Korona Virüsün patlak vermesi her ikisinden de bolca sunuyor.
Teori.
Patojenin ortaya çıkmasından birkaç hafta sonra, sosyal medya da
bazı kişiler, virüsün biyolojik bir silah olduğunu öne sürdü... Ya
Wuhan'daki bir laboratuvardan sızan Çin yapımı bir silah ya da
Wuhan'a uygulanan bir Amerikan silahı.
Ne ABD'nin ne de Çin'in biyolojik silah geliştirme teşviki
olmadığı göz önüne alındığında, bu tür söylentiler inandırıcı
olmasa da, ortadan kaldırılması zordur, çünkü her iki taraftaki
askeri yetkililer, birbirlerinin biyogüvenlik programları
oluşturmadaki güdülerini hala şüphe ile görmektedir.
Çin’in biyogüvenlik düzenlemelerindeki boşluklar, söylentilerin
yalnızca daha fazla para kazanmasına yol açıyor. Ve Çin'in ABD'deki
hastalık uzmanlarının Wuhan'ı ziyaret etmesine izin vermeyi ilk kez
reddettiği gibi iki ülke arasındaki güven eksikliği, virüsün
küresel yayılımını koruma çabalarını baltalıyor.
Ve 90 günün sonunda bu virüs ülkemize ulaşarak bazı virüs
beyingilleri mutlu etti. Ne de olsa Türk devleti karşıtlığı zekada
geriliğe sebebiyet veriyor.
Ülkemize Avrupa üzerinden gelen bir Türk vatandaşında Korona
Virüsünün belirlendiği ve ailesiyle karantinaya alındığı bilgisi
paylaşıldı. Bunun üzerine çılgınca sevinen ve ön sol lobları
arızalı bazı tuhaf canlılar açığa çıktı...
Son bir not: Ülkemiz sağlık ve sağlık tesisleri açısından
dünyanın önde gelen ülkelerinden biridir. Dolayısıyla paniğe gerek
yok. Kişisel önlemleri ve önerileri dikkate aldığımız sürece,
ülkemiz bu problemi çabuk atlatacaktır.
Martın sonu selamettir...