Suriye için ’caydırıcılık’ şart
Abone olDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye krizine ilişkin, "Şu anda dahi yapılacak arabuluculukta ’caydırıcılık’ önem taşıyor. Eğer uluslara...
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye krizine ilişkin, "Şu
anda dahi yapılacak arabuluculukta ’caydırıcılık’ önem taşıyor.
Eğer uluslararası toplum Beşar Esad’ın kimyasal silah kullanması
karşısında caydırıcı bir konum sergileyemezse aslında barışçıl
çabaların önü tıkanır ama caydırıcı bir atmosfer oluştuğunda bir
tür arabuluculuk imkanı da başlar" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki
Tuomioja ile ortak basın toplantısı düzenledi. Gazetecilerin
gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Davutoğlu, ’Suriye’de yaşanan
krize’ ilişkin, "Suriye krizi konusunda da en başından itibaren
barışçıl yöntemleri deneyen yegane ülke Türkiye olmuştur. Daha
uluslararası hiçbir girişim yokken herkes Birleşmiş Milletler
içinde dahil, bir krize çözüm bulma çabası söz konusu değilken biz
önce ikili angajmanla Suriye rejimini ikna ederek, muhalefetle bir
araya getirerek yaklaşık bir yıl çaba sarf ettik. Aslında ondan
öncede yıllarca Suriye rejimini barışçıl bir şekilde muhalefete
imkan tanıması yönünde 10 yıl çalıştık. Bir yılda, kriz başladıktan
sonra gösteriler sürerken arabuluculuk çerçevesinde birçok
girişimimiz oldu" dedi.
"İRADE ÇOK ÖNEMLİ"
Arabulucuk girişimlerinde ’iradenin’ çok önemli olduğuna dikkati
çeken Davutoğlu, bir tarafın iradesi barışa ulaşmak ya da karşı
tarafa oturmak değilde karşı tarafı yok etmek, tasviye etmek olduğu
zaman girişimlerde fayda sağlanamıyor. Maalesef Esad rejiminin
bütün hedefi, muhtemel bütün muhalefeti tasviye etmek, yok etmek
sonra da belki kozmetik olarak bazı adımlar atılır mı onu düşünmek
yönünde bir yol takip etti" diye konuştu.
"Şu anda dahi yapılacak arabuluculukta ’caydırıcılık’ önem taşıyor"
diye devam eden Davutoğlu, "Eğer uluslararası toplum Beşar Esad’ın
kimyasal silah kullanması karşısında caydırıcı bir konum
sergileyemezse aslında barışçıl çabaların önü tıkanır ama caydırıcı
bir atmosfer oluştuğunda bir tür arabuluculuk imkanı da başlar.
Uluslararası toplumdan gelen baskın olmamış olsaydı bu son kimyasal
silahların tasviyesine dönük anlaşma bile olmazdı. Bugün de
arabuluculuk konusunda eğer teşebbüsler olacaksa önce insanlık suçu
mahiyetindeki bütün eylemlerin durdurulması, sonra insani
koridorların açılması lazım" ifadelerini kullandı.
(İHA)