Suriye ayaklanmasında kadınların rolü
Abone olSuriye'de Beşar Esad rejimine karşı bir yıldır devam eden ayaklanmada, farklı kökenlerden gelen kadınlar, insan hakları ve demokrasi talebiyle hep ön planda oldu.
Maya takma isimli Suriyeli eylemci, Beşar Esad rejimine karşı
başlayan ayaklanmanın ilk günlerinde katıldığı protesto
gösterisinde tutuklanmıştı.
Maya, Deraa kentindeki demokrasi yanlısı göstericilere destek vermek amacıyla Şam'daki en kalabalık pazarlardan birinde sessiz bir eylem düzenleyen bir grup kadının görüntülerini çekiyordu.
"Pazardaki herkes şoke olmuş şekilde olup bitene bakıyordu" diyen Maya, meydana ulaştıklarında güvenlik güçlerinin eylemciler içindeki gençlerin tamamını gözaltına aldığını söylüyor.
Hapiste geçirdiği süre ve yaşadıkları Maya'nın içindeki korkuları yenmesini sağlamış.
O günden bu yana, Suriye'deki ayaklanmada aktif şekilde
çalışıyor ancak son günlerde yeniden tutuklanacağı endişesiyle
saklanmaya başlamış.
"Bir gün kaçıp otoparkta bir arabanın altına saklanmak zorunda kaldım. Bir yıldır rejim karşıtı eylemlere katılıyorum" diyen Maya "Beni yakalarlarsa hayatı bana dar edecekler" diye ekliyor.
Maya'nın annesi güvenlik güçleri tarafından bir hafta gözaltında tutulmuş. Onu kullanarak Maya'ya ulaşmaya çalışmışlar. Anne kız birbirlerini şimdi ancak gizlice görebiliyorlar.
Gözaltılar
Maya uzun zamandır Suriyeli kadınların hakları işçin mücadele veriyor. Ama şimdi amacının 'özgürlük' olduğunu söylüyor ve "Yoğun yaylım ateşi altındaysanız kadın hakları biraz lüks bir talep" diyor.
Suriye'de hemen hemen kime sorarsanız sorun, ülkedeki ayaklanmanın geçen yıl Mart ayında Deraa'da yaşananlardan sonra başladığını anlatıyor.
Okullarının duvarına Tunus ve Mısır'daki ayaklanmanın simgesi haline gelen 'Halk rejimin devrilmesini istiyor' sloganını yazan 14 çocuğun tutuklanıp işkence görmesi ardından Deraa'da halk sokaklara dökülmüştü.
Çocukların bu sloganı yazmasının sebebi de, öğretmenlerinin, Suriye'de bir devrimin başlamasını istediğini söylemesi nedeniyle tutuklanmasıydı.
Daha ilk gününden beri kadınlar, Suriye'deki protestoların ve hükümet güçlerinin uyguladığı baskının haberlerinin yayılmasında ön planda oldu.
İnsan hakları avukatı olan Razan Zeytuni de başlıca haber kaynaklarından birisiydi. Zeytuni'nin çevresindeki diğer avukatlar ve insan hakları savunucuları Suriye'de yaşananları dünyaya duyurmaya devam ediyor.
Razan Zeytuni ve pek çok diğer insan hakları savunucusu, Yerel Koordinasyon Komiteleri adı altında bir muhalif örgütlenmenin öncülüğünü yaptılar.
Casus olmakla suçlanan Zeytuni şimdi rejime bağlı birliklerden saklanıyor. Güvenlik güçleri ona ulaşabilmek için kocasını ve kayınbiraderini haftalarca gözaltında tutmuş.
Suriyeli kadınlar, bir yandan da, ülkedeki ayaklanmaya muhafazakâr İslamcıların öncülük ettiği yolundaki eleştirilerle mücadele etmeye çalışıyor. Eleştirileri yapanlar bu görüşlerini desteklemek için eylemlerde çekilen video ve fotoğraflardaki kara çarşaflı kadınları gösteriyorlar.
Eylemciler ise kadınların yüzlerinin, muhafazakâr Müslümanlar oldukları için değil, tutuklanma korkusuyla kimliklerini gizlemek amacıyla kapalı olduğunu belirtiyorlar.
Başından beri eylemlere kocasıyla birlikte destek veren 25 yaşındaki laik görüşlü Rana "Protesto hareketinin içinde Hıristiyan, Müslüman, liberal, muhafazakâr, toplumun her kesiminden kadınlar var" diyor.
Rana, Şam'ın Harasta mahallesindeki bir eylemde yaşananları anlatıyor. Toplum içinde şarkı söylememeleri gerektiğine inanan kadınların bu düşünceyi bir tarafa bırakıp "Kadının sesi devrim, erkeğin sessizliği günahtır" diye şarkı söyleyip sloganlar attıklarını söylüyor.
Sadece kadınlardan oluşan gruplarla fazla çalışmadığını anlatan Rana, "Biz kadın erkek hep birlikte çalışıyoruz. Sadece eylemleri düzenlemekle kalmıyoruz, atılacak sloganları da belirliyoruz. Şiddeti eleştiriyoruz. İhtiyacı olanlara insanî yardım sağlıyoruz." diyor.
Sosyal devrim
Rana sosyal geçmişi nedeniyle görece 'özgür' bir yaşam sürüyor olsa da, muhafazakâr bölgelerdeki kadınların ne kadar güçlü ve etkili olduklarının da ortaya çıktığını belirtiyor.
"Hükümet güçlerinin yoğun baskısıyla karşı karşıya olan bölgelere gittiğimde devrimin yeni bir yüzünü görüyorum" diyen Rana, sözlerini "Genellikle kadınların evlerinde oturmaya alışkın oldukları banliyölerde bir sosyal devrim yaşanıyor. Kadınlar evlerinden çıkıp seslerini duyurmaya başladı" diye sürdürüyor.