Suriye askeri bu durumda vurulacak
Abone olBaşbakan Erdoğan'ın son açıklamalarıyla Türkiye, Suriye ile ilişkilerinde yeni bir döneme girdi. Suriye artık 'düşman ülke' oldu.
Türkiye kendisine risk gördüğü Suriye askeri unsurları
doğrudan uyarmadan vuracak.
Suriye'den Türkiye sınırına güvenlik riski ve tehlikesi oluşturacak şekilde yaklaşan her askeri unsur bir tehdit olarak değerlendirilecek, askeri hedef olarak muamele görecek.
Başbakan Erdoğan Suriye konusunda adılan
somut adımı açıkladı.Alınan son karar ile Suriye sınırında nöbet
tutan asker, denizde seyreden gemiler, ya da savaş uçakları
pilotlarının eli tetikte olacak. Uluslararası sularda Türk uçağını düşüren Suriye,
artık Türkiye'nin dostu değil düşmanı oldu. Erdoğan, Esad
yönetiminin Türkiye’nin güvenliğine de açık
tehdit haline geldiğini açıkladı. 900 kilometrelik sınır, her iki taraf için gerçek
anlamıyla mayınlı hale gelecek.
"Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
angajman kuralları, artık bu yeni aşamaya göre
değiştirilmiştir" diyen Erdoğan'ın
partisinin grup toplantısında verdiği mesajlar muhtıra
niteliğindeydi:
SIFIR
TOLERANS
"Türkiye olarak, Suriye rejiminin
sınırlarımızda oluşturduğu güvenlik risklerini hiçbir şekilde
tolere etmeyecek, karşılıksız bırakmayacağız. Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin angajman kuralları, artık bu yeni aşamaya göre
değiştirilmiştir.
Angajman ne demek? |
Her ülkenin kendi ordusu için belirlediği, hangi harekete karşı, nasıl karşılık verileceğine ilişkin çok detaylı, aşamalı askeri kurallar bütünüdür. |
ASKERİ HEDEF OLACAKLAR
Suriye'den Türkiye sınırına güvenlik riski ve tehlikesi oluşturacak şekilde yaklaşan her askeri unsur bir tehdit olarak değerlendirilecek, askeri hedef olarak muamele görecektir. Türkiye dostluğu, husumeti test edilecek bir ülke değildir. Türkiye’nin test edilemeyeceğini net ve kararlı bir biçimde ispat ederiz, edeceğiz. Buradan Suriye rejiminin bir hata yapmaması ve Türkiye yönetimini sınamaması yönünde uyarıyoruz."
İKTİDARIN KRİTİK ADIMI
İşte bu açıklamalarla Suriye sınırı çok daha sıcak günlere gebe gözüküyor. En ufak bir kıvılcım beraberinde çatışmalara sahne olabilir. Angajman kuralları uluslararası hukuk ve savaş hukuku esas alınarak düzenleniyor. Angajman kurallarını değiştirme yetkisini siyasi irade belirliyor. Uluslararası hukuk dikkate alınarak hazırlanıyor. İşte bu yeni aşamayla birmikte Suriye ile ilişkiler çok daha kritik bir hale girdi.
NTV canlı yayına katılan uzmanlar "Askeri angajman kurallarının değişmesi ne anlama geliyor" sorusunu yanıtladı.
ARMAĞAN KULOĞLU: SINIRI GEÇMEDEN VURULUR
"Sınıra doğru yaklaşan askeri unsurların gerek personel gerekse
harp silah araçlarının takip edilmesi ve onun düşmanca bir hareket
içinde hareket edip etmediğinin gözlenmesi gerekir. Sınıra
yaklaşması ve sınırı geçmesinin önlenmesi konusunda ikaz edilmesi
ve önlemler alınması gerekir. Eğer böyle bir şeye teşebbüs edilirse
yine de doğrudan kendileri hedef gözetilerek ateş edilmez ve sağına
soluna ateş etmek suretiyle sınırı geçtikleri veya devam ettikleri
taktirde tehlike içinde oldukları kendilerine söylenir. Ama bu
değişen durum çerçevesinde ve ortamın gerilmesinden sonra sınıra
yaklaşmakta olan Suriye askeri unsurlarının bir güvenlik tehdidi
oluşturması ihtimali göz önünden bulundurularak bunların tehdit
olarak değerlendirileceği ve ona göre işlem yapılacağı ikaz
ediliyor. 'Ben onun düşmanca bir hareket içinde olduğunu gözler ve
tehdit olduğunu algılarsam sınırı dahi geçmeden kendini etkisiz
hale getirme hakkına ve hukukuna sahibim angajman kurallarımı böyle
değiştirdim' diyor. Bunu sadece kara sınırında değil hava ve deniz
sınırında da aynı şekilde angajman kurallarının aynı şekilde
değerlendirilmesi lazım.
FİKRET BİLA: SURİYE HATA YAPARSA VURULACAK
"Sayın Başbakanın konuşmasını daha genel bir yaklaşım içinde askeri
ve siyasi olarak ikiye ayırabiliriz. 'Angajman kurallarını
değiştiriyoruz' dedi sayın Başbakan. Angajman aslında nasıl
davranılacağını belirleyen kuralar bütünü. Dolayısıyla Esad
rejiminin Türkiye için açık ve yakın bir tehlike olduğunu da
söyleyerek bundan böyle Suriye sınırımızda havada, denizde, karada
karşılaşacağımız Suriye unsurlarının tehdit olarak algılanacağını
söyledi. Belki bir iki yoklama ile birlikte hedef olarak
görüleceklerini ve dolayısıyla da vurulacaklarını ima etti. 'Bizim
uçağımız haksız yere düşürüldü, gemimiz Mavi Marmara uluslararası
sularda saldırıya uğradı fakat biz hiçbir askeri harekette
bulunmuyoruz' demeye getirdi. Veya 300 kişi olduğunu iddia edilen
PKK grubu geliyor karakolu basıyor biz Kuzey Irak’a müdahale de
bulunamıyoruz diye giderek sıkıştırılan bir algı vardı Türkiye'de.
Sayın başbakan bundan böyle olmadığını bundan böyle bu uçak düşürme
sebebiyle Suriye’den gelecek her türlü askeri hareketin sıfır
toleransla karşılaşacağını ifade etti. Suriye bizim uçağımızın hava
sahasını çok kısa bir süre ihlal etmesine tolerans göstermedi.
Türkiye'de Suriye uçaklarını tolare etmeyecek. Karada ve denizde de
aynı şekilde. Suriye askeri hareketlerini bundan sonra daha
dikkatli yapmak zorunda belki manevra alanını sınırlayan bir tutum
koydu Türkiye ortaya. Suriye böyle bir hata yaparsa TSK Suriye
unsurlarını vuracaklar bu bir hak olarak görülüyor."
MESUT CAŞIN'DAN YENİ ANGAJMAN KURALI HAKKINDA ÇARPICI YORUM.. SONRAKİ SAYFADA
MESUT CAŞIN: TÜRKİYE ARTIK İHTARSIZ VURACAK
"Bana göre bundan sonra Türkiye önleyici müdahale durumuna
geçmiştir. Bu sadece Suriye için bir uyarı değildir. Doğu Akdeniz
bölgesinde bundan böyle Türk hava, kara ve deniz kuvvetlerinin
müteyakkız durumunda olacağı, yakın bir sınır ihlali durumunda dost
düşman ayırmaksızın Türkiye'nin ihtarsız vurabileceğini de
söyleyebilirim. Biz bir NATO üyesi olmakla birlikte kendi milli
güvenliğimizi kendimiz koruruz ifadesini kullanması bana göre çok
önemli. Yani ey Türk milleti merak etme Türk ordusu senin
emrindedir ve kendini koruyacak güce de sahiptir güvencesini
vermedi. Türk kamuoyuna açısından çok önemli. Ancak sayın genel
sektere yöneltilen sorular içinde 4.madde evet bunu Türkiye
başlattı ama 5.madde ile ilgili bir soru geldi. 5.madde henüz
gündem de değil dedi ama sayın genel sekreterin ifade ettiği çok
önemli bir kripto var orada. Güvenlik bölünemez dedi. Zaten
güvenliğin bölünemez olması demek Suriye ve dünya kamuoyuna şunu
söylüyor; 5.madde gereğinde biz işletiriz dedi. Rasmussen bir ifade
de bulundu Suriye’ye kesinlikle gerginliği tırmandırma diye bir
ifade de bulundu. Bu hazırlanan metin askeri olduğu kadar hukuki ve
diplomatik.
Siyasal açıdan MHP’ye teşekkür etmesi sizin de az önce verdiğiniz
gibi sayın Bahçeli’nin bir şekilde diklenilecek bir ülke olmadığını
ifade etmesi her iki partinin de aynı ortak noktada milli bir
meselede müşterek olduğunu gösteriyor. Bize yöneltilen bu tehlike
aynı zamanda milli birlik ve beraberliğimizin çok daha pekişmesine
sebebiyet verdiğini görüyorum ben. Uluslararası hukuktan gerekli
adımları atacağız demek bu istişare pozisyonları veya Suriye
durumunda ısrar ederde Türkiye'den özür dileyip tazminat
taleplerini kabul etmediği taktirde Türkiye gerginliği
tırmandıracaktır. Türkiye'ye karşı açık tehdit ifadesi bana göre
Suriye’deki rejimin artık bundan böyle Türkiye için bir tehdit
olduğunu ifade etmesi ve aynı zamanda yönetime yönelik bir tehdit
olduğunu ifade etmesi ve sayın başbakanın dostla düşmanı yani
mevcut rejimin hakla yapmış olduğu tehdit ve zulmü bir tarafa
bırakıp Suriye halkının dostu ve onun kadim dostu olduğumuzu ifade
etmesi bakımından çok önemli. Askeri hedef teşkil etmesi lafı bu
yapılan açıklama bana göre tarihi bir açıklamadır. Yapılan
argümanlarda başbakanın bir şey yapmayacağı Mavi Marmara’da
bazılarının yanına kar kaldı ifadesinin tam tersine iki husus var
Mavi Marmara defteri henüz kapanmadı. Bu uluslararası ilişkiler
açısından bir gerginliğin peşinen kabulüdür. Bundan böyle Suriye
kendisine çok dikkat etmelidir diye düşünüyorum. Şam rejiminin
bundan sonra kendisine çok dikkat etmesi gerekir diye
düşünüyorum."
TAZMİNAT DAVASI MI?
Peki bu olayda Türkiye ne yapacak? Yol haritasının ipuçlarını Erdoğan açıkladı:
"Türkiye, yerini, zamanını ve yöntemini kendisi tayin ederek, bu haksızlığa karşı uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanacak, gereken adımları kararlılıkla atacaktır."
HAKLILIK DÜNYAYA
İSPATLANACAK
Elindeki delillerin kuvvetli olduğunu düşünen Ankara, haklılığını hukuku işleterek almayı planlıyor. Uluslararası kuruluşlar çok yoğun şekilde bilgilendirilecek. BM, Arap Ligi, AB, NATO gibi uluslararası kuruluşlara karşı diplomasi trafiği düşürülmeyecek. Ankara’daki büyükelçi ve ataşelerin bilgilendirilmesi de bu amaçla yapıldı. BM nezdinde Genel Sekreter ve Güvenlik Konseyi'ne eş zamanlı mektuplar gönderildi. Rusya, Çin, İran ile görüşüldü.
GEREKEN HER TÜRLÜ DESTEK
VERİLECEK
Esad yönetimini düşman ilan eden
Erdoğan'ın Suriyeli muhaliflere açıktan destek verdiği konuşma
Şam'da yankı bulacak gibi. Erdoğan bu sözleriyle Suriye ile tam
anlamıyla köprüleri atmış görünüyor:
"Suriye halkı bu zulümden, bu katliamdan, bu eli kanlı diktatör ve çetesinden kurtuluncaya kadar Türkiye ve Türk halkı gereken her türlü desteği verecektir. Buradan bir kez daha Suriyeli kardeşlerimizi yürekten sesleniyorum; muhakkak ki Allah'ın yardımı yakındır. Suriyeli kardeşlerimizin haklı mücadelesinde her zaman yanlarında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyorum."