Süren'in borç ödeme planı hazır
Abone olGalatasaray'ın efsane döneminde başkanlık yapan Faruk Süren Canaydın'ın çekilmesini istedi. Dağ gibi yığılan borcu sorun etmeyen Süren'in ödeme planı da hazır.
Galatasaray Kulübü eski Başkanı Faruk Süren, kulüp başkanı Özhan
Canaydın'ı eleştiri bombardımanına tutarak, ''Başkan Canaydın, 45
milyon dolarla devraldığı kulübün borcunu 180 milyon dolara
çıkardı'' dedi. NTV'deki ''Off the record'' programına katılan
Süren, kendisinin kulüp yönetiminden ayrıldığında borcun 50-55
milyon dolar olduğunu belirterek, ''Sonraki başkan Mehmet Cansun,
birlikte başlattığımız halka açılmayı gerçekleştirdi ve bu borç 33
milyon dolara düştü. Mehmet Cansun da kitaplara göre 62 milyon
dolarla devretti'' diye konuştu. Faruk Süren, Özhan Canaydın'ın
''Kulübü 109 milyon dolar borçla devraldım'' şeklindeki
açıklamasının doğru olmadığını ve burada gayri samimi bir tutum
bulunduğunu ileri sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Canaydın
yönetiminin yayınladığı maliyet raporlarında, 31 Mart 2002'de
devraldığı borç yekununu sıralarken, bir kere affa uğramış
vergilerin, affa uğramamış hali var. Ayrıca, Ali Sami Yen Stadı üst
hakkının 40 yıllık kirası da var. Bunları sayarsanız borcu 109
milyon dolara getirebilirsiniz. Ama kendi gösterdikleri borçlara
bakarsanız burada Ali Sami Yen Stadı üst hakkı yok. Bu kalem birden
ortadan kalktı, bu gayri samimi bir tutumdur. Başkan Canaydın, 45
milyon dolarla devraldığı kulübün borcunu 180 milyon dolara
çıkardı. Bugün devralmış olduğu borçla arada yüzde 187 fark var.''
1995 yılından 2005'e kadar bankalara 50 milyon dolarfaiz ödendiğini
anlatan Süren, bunun 35 milyon dolarının 2002'den 2005'e kadarki
sürede gerçekleştirildiğini vurguladı. -''CANAYDIN'IN ŞAHSİ RİSKİ
VAR''- Faruk Süren, Özhan Canaydın'ın mart ayındaki seçimlerde
yeniden aday olmasının ana motivasyonunun, yönetimdeyken aldığı
şahsi risklerin olduğunu ileri sürdü. Eski yönetici Ali Dürüst'ün
evinde Riva Kongresi'nden 1 hafta önce yapılan toplantıda Canaydın
ile tartıştıklarını anlatan Süren, şunları söyledi: ''Ben bu
toplantıda kendisine bu görevi bırakması gerektiğini, karakterinin
bu görev için müsait olmadığını söyledim. Çünkü bu ekip
meselesidir, kulüp yönetimi sevgi yönetimidir, o sevgiyi paylaşma
yönetimidir. Bu toplantıda birtakım diyaloglar geçti, ama kavga
halinde değildi, fikir münakaşasıydı. Ses tonları tabii ki bazen
değişti. O kendisini başarısız bulmuyor, bizden enkaz aldı ya, onu
düzeltiyor. Kendisinin büyük bir özveriyle girdiği birtakım şahsi
riskleri var. Bunlar önemli riskler. Herhangi bir ters yönetimin
gelmesi Özhan Canaydın'ı ciddi sıkıntıya sokar. Galatasaray'da
bunlar olmaz, ama her türlü ihtimali de göz önünde bulundurmak
lazım. Kendisinin seçime girmesinin ana motivasyonu bu. Bu probleme
Galatasaray'ın eski şıklığı içinde bir çözüm bulabilmeliyiz. Özhan
Canaydın yıprandı, yoruldu, sağlığı bozuldu, işkence etmemek lazım.
Neticede arkadaşımız, başkanlık yapmış, yapıyor da. Şık bir çözüm
bulmalıyız. Galatasaray'ın Canaydın'a şık bir şekilde teşekkür
etmesi ve başka bir kişinin oraya gelmesi şart.'' ''YAPTIĞI EN
BÜYÜK İYİLİK...'' Faruk Süren, ''Başkan Canaydın'ın kendi dünya
görüşünün doğru olmadığını kanıtlayarak, Galatasaray'a genel
anlamda bir faydası olduğunu'' söyledi. Özhan Canaydın'ın ''Küçük
olsun, benim olsun'' dünya görüşüne sahip olduğunu savunan Süren,
''Kendisinin düşünce tarzının geçerli olmadığını kanıtladı.
Galatasaray'a yaptığı en büyük iyilik budur'' dedi. Süren, eski
yönetici Adnan Polat'ın başlattığı yardım kampanyasına da
değinerek, kampanyayı takdirle karşıladığını kaydetti. Faruk Süren,
''Ancak bunun Hababam Sınıfı mantığından çıkıp, modern iletişim
gereçleriyle kulüp tarafından organize edilmesi lazım'' diye
konuştu. Polat'ın ''Biz kulübü borçsuz devrettik'' dediğini
hatırlatan Süren, ''O da bu borçların faturasını hafif hafif bize
çıkartmaya çalışıyor, el insaf. Borçlar artmış, hiçbir başarı yok,
çözüm yolu yok. Tek üretilen çözüm yolu Riva arazisini satmak''
dedi. ''ÇÖZÜLEMEYECEK BİR SORUN YOK'' Süren, Galatasaray'ın
çözülmeyecek probleminin olmadığını da vurgulayarak, kulübün
yeniden yapılanması gerektiğini kaydetti. ''Galatasaray artık
rekabet ortamındaki bir seçimin lüksünü kaldıramayacak durumda''
diyen Süren, şöyle devam etti: ''Bugün Galatasaray'ın konsensüs
oluşturup, bir başkan altında toplanıp, doğru dürüst bir yönetimle,
bizim başlatmış olduğumuz yapılanmayla devam etmesi lazım. Ufak
borçlar ödenecek, güvenilir bir ekip çıkacak, bu bankalarla oturup
konuşulacak ve ödeme planı yapılacak. Aslında bu yapıldı, ancak bu
planı bozuyorlar. Gayrimenkul anonim şirketi kuruldu, buna ayni
sermaye olarak Riva konulacak. Bu hisseler bankalara rehin
edilebilir. Borç da bu şirkete nakledilebilir. Bu borçlar 7-8
senede ödenebilir. Arada 25-30 milyon dolarlık işletme futbolu
alırız ve bu sermeye ile çalışmaya başlar. Taraftarın sempatisi
kazanılır. İyi bir takım kurulur, takımın omurgası yıldız
oyuncularla oturtulur. Etrafına gençleri yerleştirir. Arada Sportif
A.Ş'nin gelirleri gelir.'' ''ÇOK YIPRATILDIK'' Yönetimden çok
yıpratıldıkları için ayrıldıklarını, bırakmaktan başka şanslarının
olmadığını dile getiren Süren, şunları kaydetti: ''Meydan
muharebelerini kazandık, gerilla savaşını kaybettik. Bize karşı
olanlar gerilla savaşını başlattılar, dedikodular, yıpratmalar ve
daha vahim şeyler de oldu. Bu süreci geçerken paraya ihtiyacımız
var, kredi alıyoruz. Bazı üyelerimiz, 'Bunlara para vermeyin, sizi
şikayet ederiz, işten attırırız' diye banka genel müdürlerine
mektuplar yazdılar. Bana sorarsanız bunların çoğu kişisel
gerekçelerle oldu. Böyle bir açılımı reddedenler geri kalmaya
mahkumdurlar.'' Süren, Galatasaray'ın AIG isimli şirketten ayrılmak
için ekstra 14 milyon dolar ödemek zorunda kaldığını ifade ederken,
daha sonra 23 milyon dolara Ünal Aysal tarafından alınan
hisselerinin değerinin bugün 40 milyon dolar olduğunu söyledi.
Başkan Canaydın'ın Rumen teknik direktör Mircea Lucescu'yu
göndermekle büyük hata yaptığını savunan Faruk Süren, yerine gelen
Fatih Terim'in ise yalnız bırakıldığını söyledi.