Süreçten en çok PKK faydalanıyor
Abone olMHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Demokratikleşme dedikçe bundan en fazla payı alan ve faydalanan PKK oluyor, millet ise ileri demokrasi ...
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, "Demokratikleşme dedikçe
bundan en fazla payı alan ve faydalanan PKK oluyor, millet ise
ileri demokrasi adı altında sindirilmek isteniyor. Somut adımlar
nelerdir onlara bakmak lazım" dedi.
TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularına
cevap veren MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, hükümetin
demokratikleşme paketi adı altında bir hazırlık içinde olduğu
yönünde kamuoyuna yansıyan haberleri değerlendirdi. AK Parti’nin
ileri demokrasisinde tehdit, şantaj, medyaya baskı olduğunu iddia
eden Oktay Vural, “Demokratikleşme dedikçe bundan en fazla payı
alan ve faydalanan PKK oluyor, millet ise ileri demokrasi adı
altında sindirilmek isteniyor. Somut adımlar nelerdir onlara bakmak
lazım. Ama bu söylenenlerin demokratikleşmeyle bir alakası yok
çünkü, bu demokratikleşme adı altında ortaya konan bu süreç AK
Parti hükümetinin uygulamalarıyla çelişiyor. Önce demokratik
davranmayı öğrenmelerinde fayda var. Seçim barajının düşürülmesi
daha önce haber olarak çıktı, şimdi ‘barajın düşürülmesi söz konusu
değil’ diyorlar. Anlaşılan o ki bu süreçte PKK’nın istek ve
taleplerini adım adım meşrulaştırmak amacıyla bu demokrasi lafını
aynen PKK’nın kullandığı gibi AK Parti’de bir tüketim malzemesi
olarak kullanıyor” diye konuştu.
“BU BİR İTİRAFTIR”
“Bülent Arınç, dağa çıkışların niteliğinin değiştiğini söyledikten
sonra o insanların gelecek kaygısıyla bunu yaptığını söyledi. O
insanlar geleceklerini PKK’da mı buluyorlar?” şeklindeki soruya
cevap veren Vural, “Bu tamamen bir itiraftır. İnsanlarımızın
devletimizin ve milletimizin dışında bir gelecek arayışından
utanılması, endişe duyulması gerekiyor. Daha önceden Kürt kökenli
insanlarımız PKK’dan kaçarken bugün geleceği PKK’da arıyorsa
Türkiye’nin geleceğini PKK’ya teslim eden AK Parti politikalarının
bir eseri olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
“MHP İLE CHP ARASINDAKİ İTTİFAK, AK PARTİ DEDİKODUSUNUN BİR
ÜRÜNÜDÜR”
Vural; bir gazetecinin “CHP ile MHP arasında seçim işbirliği
konusunda net bir şey söyleyebilir misiniz?” şeklindeki sorusuna
ise, “Bunlar AK Parti kulislerinin uydurmasıdır. Yükselen MHP’nin
AK Parti-CHP tahterevallisi içinde yükselişini durdurmaya yönelik
ve milleti kandırmaya yönelik bir manipülasyondan öteye bir anlam
taşımıyor. AK Parti ile PKK ve BDP işbirliği her alanda
alabildiğince dönüyor. Beraber birlikte mitingde düzenliyorlar,
açılışta yapıyorlar. Ne AK Parti ne CHP tek başına MHP. Böyle bir
sipekilasyon ve manipülasyon ile Türk siyasetinin bir tartışma
içine sokulmasını örtülü bir operasyon olarak görüyoruz. Bu konuda
ittifakımızın milletle olacağını herkes bilmelidir. Türkiye’nin her
yerinde AK Parti’ye oy veren insanlar MHP’ye yönelmektedir. O
yönelişi engellemek amacıyla MHP ile CHP arasındaki ittifak AK
Parti dedikodusunun bir örünüdür. Türkiye’nin bir çok yerinde
PKK’ya teslim olan AK Partiden kaçan AK Partiye oy veren insanların
MHP’ye yönelmesini engelleyemeyecekler” şeklinde konuştu.
“TRT RTE’YE DÖNÜŞTÜ”
TRT 1’in iftar programına konuk olarak katılan tasavvuf düşünürü
Ömer Tuğrul İnançer’in hamile kadınlara yönelik sözlerini de
eleştiren Vural, “Kamu yayıncılığı yapması gereken TRT maalesef
siyasi odak haline gelmiş durumdadır. MHP olarak biz TRT’nin RTE’ye
dönüştüğünü düşünüyoruz. Biz kendimizi göremiyoruz TRT’de. Bizim
vergilerimizle yayın yapıyorlar ama kendimizi, milletimizi
göremiyoruz. Türk milletinin ve devletinin aleyhine sözlerin,
ifadelerin kullanıldığı programlar yapıldığını müşahede ediyoruz.
Gerçekten böylesine bir programda daha rahmani şeylerden konuşmak
lazım. Estetik kaygısı duyuyormuş baksanıza, yani bir hanıma
estetik yönüyle bakan bir zihniyet. Bu zihniyet sorgulanması
gereken bir zihniyet. 5 aylıkken olur, 6 aylıkken olmaz, bu hükmü
kim veriyor. Sen hangi bini bir referans ile böyle bir hüküm
veriyor. ‘İnsan hamile olduğunu açık seçik gösterir mi?’ şeklinde
bir laf kullanıyor, biraz edep olur insanda. Sen önce git
Başbakan’a söyle, damat ve gelinle 3 çocuk pazarlığı yapıyor.
Bunların pazarlığı ayan beyan düğünlerde yapılır mı? Bu ifadeler
kabul edilemez, hamile kadınları estetikten yoksun göstermek,
toplum dışında kalması gereken, evinde kalması gereken insanlar
olarak göstermek doğru bir şey değil. Bunun hamile kadınları
rencide ettiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.