Sürecin 2. aşaması ağır yürüyor
Abone olBDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, çözüm sürecinin 2. aşamasının ağır yürüdüğünü savunarak, "Gençler hala dağa gidiyorsa, bir kısmı yön...
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, çözüm sürecinin 2.
aşamasının ağır yürüdüğünü savunarak, "Gençler hala dağa gidiyorsa,
bir kısmı yönünü hala dağa çeviriyorsa demek ki bu sürece karşı
yeterli bir inanç yaratılamamıştır. Hükümetin buradan bir ders
çıkarması lazım" dedi.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Van Bağımsız Milletvekili
Aysel Tuğluk ve BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ile birlikte,
Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk’ün 5 yaşındaki torununun
taziyesine katıldı.
BDP Genel Başkanı Demirtaş ve beraberindeki heyet, Mardin’in Derik
ilçesine bağlı Atlı köyünde Kasra Kanco’da Ahmet Türk’ün kanser
tedavisi gördüğü hastanede hayatını kaybettiği 5 yaşındaki
torununun taziyesine katılarak aileye sabır diledi. Taziye
ziyaretinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan BDP
Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sürecin birinci aşamasının
ölümlerin ve çatışmaların yüzde 100 durması gereken bir aşama
olması gerektiğini ve bunun sağlandığını söyledi. 1. aşamanın
siyasiler açısından sonlandığını kaydeden Demirtaş, "Bu yüzde 20,
yüzde 80 gibi tartışmalar yürütülecekse bu demek süreçten bir şey
anlaşılmamış. PKK gerillaları zaten hareketlenmiş bir şekilde
sınırın ötesine doğru gidiyorlar. Önemli bir kısmı çıktı. Geri
kalanlar da çıkışlarını sürdürüyorlar. Devlet gümrük kapısında
bekleyip çetelemi tutacak. Kaç kişi çıktı, kaç kişi kaldı, son kişi
çıkana kadar adım atmayacağım diye bir anlayış olur mu? Bu yanlış
olur. Çözüm sürecinin demokratikleşme sürecinin işlemesi gerektiği
inancındayız. Bu sadece BDP açısından bir beklenti değil, bütün
Türkiye toplumu bekliyor. Sadece Kürtleri ilgilendiren bir durum
değil" dedi.
"HALK SOMUT ADIM BEKLİYOR"
Lice ve Cizre olaylarıyla ilgili değerlendirmede bulunan Demirtaş,
"Halkın tabanın kaygıları elbette ki haklıdır. İnsanlar artık somut
adım, pratik adım politikalarında değişiklik görmek istiyorlar. Bu
son derece doğaldır. Bu kaygıları gidermenin tek yolu da hükümetin
hem söylemlerini üslubunu değiştirmeli hem de ortaya çıkan bazı
olaylara yaklaşım konusunda Lice’de olaylar gibi sürecin ruhuna
uygun adımlar atması gerekir.
Lice’de yaşanan olaylardan sona hükümetin göstermesi gereken
refleks orada uyuşturucu var, olayın arkasında başka şeyler var
gibi manipülatik yaklaşımlar yerine halktan özür dilemek halkın bu
tutumuna saygı duymak olmalıydı. Biz bu barışa giden yolun engebeli
olduğunu başından beri farkındayız. Zaman zaman gerilimler olur,
tıkanmalar olur zaman aman ileri adımlar olur. Bu süreçler hep
böyle olmuştur. Bizim halkımızda tabanımızda elbette ki bunun
farkındadır. Biz öz gücümüzle hükümeti bu adımları atmaya
zorlayacağız. Hükümet somut bir program açıklamadan bizim bu konuda
konuşmamız doğru olmaz. Evet, kendileri birtakım hazırlıklar
yürüttüklerini belirtiyorlar ama bizi hangi anlamda şok edecekler
veya şaşıracağız biz de merak ediyoruz doğrusu. Olumlu anlamda mı
olumsuz anlamda mı BDP’yi şok edecekler bunu görmek istiyoruz.
İnşallah öyle bir adım atarlar ki biz gerçekten olumlu anlamda şoke
oluruz. Öyle bir şey yaparlarsa da biz çıkar hükümete teşekkür
ederiz. Halkın talebini karşılamayan adımlar atılırsa bu konudaki
eleştirilerimizi elbette yaparız" diye konuştu.
"KİMSE GENÇLERİ ZORLA DAĞA ÇIKARMIYOR"
Dağa çıkan gençlerin kendi inisiyatifleri doğrultusunda çıktığını
söyleyen Demirtaş, "2 bin 500 kişinin dağa çıkması, katılımın çözüm
süreci ile birlikte daha da çoğaldığı. İstatistikler olarak biz
bunları tespit etme şansına sahip değiliz. Katılım artmış mıdır
PKK’ya yoksa azalmış mıdır biz bunları bilemiyoruz ama gençler hala
dağa gidiyorsa, bir kısmı yönünü hala dağa çeviriyorsa demek ki bu
sürece karşı yeterli bir inanç yaratılamamıştır. Hükümetin buradan
bir ders çıkarması lazım. PKK insanları zorla dağa götürüyor, zorla
dağa kaçırmıyor. Gençler demokratik siyasete ilgi duysun, güvensin
diye biz çaba sarf ediyoruz. Fakat bu sadece BDP ile olmaz. Sen
çıkıp seçim barajı kaldırılmaz dersen, sen siyaset yapan insanları
cezaevine atarsan, insanlar sokakta demokratik haklarını ararken
copla saldırırsan, anadilde eğitim olmaz dersen ve bu işleri
siyasetle kazanamazsınız dersen bizzati kendin gençlere dağların
yolunu göstermiş olursun. Bütün bunlara hükümetin dikkat etmesi
lazım. Siyasete güven oluşturmadan da biz gençlerin dağa gidişini
durduramayız bu mümkün olmaz. Dağdan inişini de sağlayamayız.
Siyasete herkesin güvenmesini hükümetin en azından adım atarak
gerçekleştirmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
“ÖCALAN’IN SAĞLIK DURUMU”
Önümüzdeki günlerde partilerinden bir heyetin daha İmralı adasına
giderek Öcalan ile görüşeceğini ifade eden Demirtaş, "Ayda en az
iki görüşme gerçekleşmesi bu sürecin ilerlemesi açısından
önemlidir. Orada heyetimiz gidince bir gözlem yapacak ve hükümet
ile kamuoyun ile paylaşılacaktır. Zaten 14 yıldır bir hücrede bir
adada insan yaşamanın zor olduğu koşullarda başlı başına bir
işkencedir. Bu bile tek başına insan sağlığının tümden bozulması
için yeterlidir. Zaten Öcalan’ın dönem itibari ile devam eden ciddi
sağlık sorunları var. Biz de bunu yıllardır dile getiriyoruz.
Oradaki sağlık koşullarının muhakkak yeniden ele alınması
gerekiyor. Bu süreci başlatan kişidir. Barışa katkı sunan son
derece önemli bir aktördür. Hükümetin girişimlerde bulunması lazım.
Bu yasaların ve kanunların bir gereğidir. Biz de girişimlerimizi
sürdüreceğiz. Umut ediyorum ki somut gelişmeler olur. Bağımsız
sağlık heyetinin gitmesi gerekiyor. Adalet Bakanlığı’na bağlı
tabiplerin kontrolü yetersizdir" ifadelerini kullandı.
"SÜRECİN 2. AŞAMASI AĞIR YÜRÜYOR"
Sürecin ikinci aşamasının ağır yürüdüğünü bildiren Demirtaş, "Bizim
kapalı kapılar ardından görüştüğümüz bir şey yok. Biz her zaman
sürecin bir pazarlık üzerine değil karşılıklı güven üzerine
demokratikleşmeye güç verecek adımlar üzerine inşa edilmesi
gerektiğini söyledik. Bunu ne olduğunu bizde açıkladık zaman zaman
başbakan da söyledi. Bundan sonra silahlar sussun fikirler konuşsun
bunun önünü açacağız. Bunun önünün açılması bazı adımlar atılması
ile sağlanabilir. Bizde bunu madde madde ortaya koyduk. Fikir
özgürlüğü, gösteri özgürlüğü, siyaset yapma hakkı, basın özgürlüğü,
içerideki insanların serbest kalması, siyasi partiler kanunu. Yani
siyaset konuşsun diyorsanız bunları yapmanız gerekir. Silahlar
susun diyorsanız bunları yapmanız gerekir. Kenan Evren’in koyduğu
seçim barajına sığınarak efendim çalışsınlar geçsinler demekle
siyasetin önü açılmış olmaz. Hükümet bunları ağırdan alıyorsa
demokrasiye inançsızlığından kaynaklıdır. Akıllıca adım atması
gereken hükümet, bütün bu bölgedeki yanığını da görerek hızla
Türkiye’de demokrasi reformu yapması gerekirken bakıyorsunuz tersi
bir tutum sergiliyor. Şu anki süreçteki sıkıntının gerilimin sebebi
budur. Yoksa sürecin bitmesi, sürece biçtiğim değerin azalması söz
konusu değil. Hükümet hazırlıksız bir şekilde ikinci aşamaya girmiş
durumda. Umut ediyoruz ki tez zamanda aklını başına alır
toparlarlar" dedi.
TÜRK’TEN KANDİL DEĞERLENDİRMESİ
Kandil görüşmesini değerlendiren Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet
Türk ise, "Sürecin hassasiyetini hepimiz görüyoruz biliyoruz. Orada
da yaptığımız görüşmelerde bu sürecin işlemesi konusunda ısrarlı
olduklarını gördük. Sadece onlarda değil bütün halkımızda da
güvensizlik bir tedirginliğin olduğunu görüyoruz. Hükümetin bu
süreç ile ilgili bir projesinin ortaya çıkmaması, somut bir
projenin gündeme getirilmemesinden dolayı bütün bölgede bir
huzursuzluk var. Bu sadece bizim kesimde değil, AKP’ye oy vermiş
farklı partilere oy vermiş, artık hükümetin bu politikasını artık
güvenmiyoruz demeye başladı. Tamamen bu sürecin sona erdiği
anlamında asla ve asla bir şey söylemiyor tam tersi ne bu sürecin
kalıcı bir barışa dönüşmesi için aslında halkımızın siyasetçilerin
artık devreye girmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Bu sürecin
halkların kardeşliği ile sonuçlanacak bir sonuca gitmesi için çaba
gösterdiklerini ifade ettiler" diye konuştu.
Görüşmenin ardından BDP Genel Başkanı Demirtaş başka bir taziyeye
katılmak üzere Kasra Kanco’dan ayrıldı.
(İHA)