Süper Savcı son kez iddiaları yanıtladı
Abone ol'Süper Savcı' lakaplı Cumhuriyet Savcısı Murat Gök, tayin olduğu Samsun'a gitmeden önce son kez konuştu.
Operasyonlar, soruşturmalar, davalar ve son dönemde de
hakkındaki suçlamalarla gündeme gelen, İzmir ve Ege'nin en çok
konuşulan ve en çok haberi yapılan yargı mensubu olan 'Süper Savcı'
lakaplı Cumhuriyet Savcısı Murat Gök, tayin olduğu Samsun'a
gitmeden önce son kez konuştu.
Yaptığı operasyonlardan; öğretim görevlisi Ümit Emsal İlhan
tarafından kendisine yöneltilen 'taciz' suçlamasına, bu yüzden de
avukat Pınar Melli'yle son anda iptal olan evliliğinden; İzmir'le
ilgili düşüncelerine kadar çeşitli konularda soruları cevaplandıran
Gök, "Ben kaybetmedim, İzmir kaybetti. İzmir'in huzuru için
bir şeyler yapabildiysem ne mutlu bana. İzmirlilere hakkımı helal
ediyorum" dedi.
Operasyonları ve ardından yaşanan soruşturma ve operasyon yapma
yetkisinin elinden alınması sürecinde çok yorulduğunu ifade eden
Gök, artık sadece huzur istediğini dile getirdi ve "Er ya
da geç İzmir'e döneceğim ve bir İzmirli gibi burada özgürce
yaşayacağım" diye konuştu.
- Hızlı operasyonlarla geçen günlerinizi anlatır
mısınız?
Ege'nin ve İzmirlilerin sorumluluğunu üzerimde
hissetmeden geçirdiğim bir gün dahi olmadı. Gerek Emniyet Müdürlüğü
gerekse Jandarma'da çok iyi bir ekip kurmuştuk. Birbirimize
güveniyorduk. Çok iyi çalışmalar yaptık. Kimsenin aklına gelmeyecek
isimleri, operasyonlarda kanunen almak zorunda olduğumuz için
gözaltına aldık. Ortada herhangi bir söylenti olmaması için mümkün
olduğu kadar operasyonları gizli yapmaya çalıştık.
Operasyonlara imza atarken hiç korkmadınız mı?
Doğrusu bu işi başladığımda ben İzmir'de bu kadar
operasyon yapacağını aklımın ucundan dahi geçirmemiştim.
Soruşturmalar sırasında öyle ilginç olaylar ve ayrıntılar
yakalıyorduk ki, iplik yumağı gibi suç ve suç örgütleri
kendiliğinden önümüze düşüyor ve adeta "Biz
buradayız" diye bağırıyordu. Biz sadece, bu yumak içinde
suç ve suç örgütlerinin üzerine gidecek, onları çekip
ayıklayabilecek kadar cesur ve çalışkandık.
ARI KOVANINA ÇOMAK
- Basına operasyonları siz mi haber veriyordunuz?
Birçok alakalı-alakasız insanı ilgilendiren operasyon ve
soruşturmalar olurken, doğal olarak bunların duyulmasını engellemek
mümkün olmuyordu. Bir kuruma 300-400 kişiyle operasyon yaptığınızda
orada nelerin olduğu da, ağızdan ağıza dolaşarak yayılıyordu.
Operasyon sonrası, bazen basında çıkan haberlerden ayrıntıları
öğreniyordum.
- Operasyonlar sürerken neden basına çok
çıktınız?
Basına çok çıkma taraftarı değildim ama maalesef çıkmam da
gerekiyordu. Bunu ilk operasyonda ve ilk defa basında ismimin
çıkmasında anladım. Adımı duyan, operasyonu duyan suç ve suç örgütü
mağduru insanlar, güven duygularına bağlı olarak, adliyeye gelip
'çetelerden bizi kurtarın' diye beni bulmaya çalışıyorlardı.
- Taciz iddialarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çaptan düşmüş kaptan misali herkes bir şeyler
yapıştırmaya başladı. Ben ilk eşimden boşandıktan sonra bekar
olarak hayatımı yaşamaya devam ettim. Her bekarın yaptığı kadar
yanlızlığımı birileriyle paylaşmaya çalıştım. Bunlardan birisi de
beni 'taciz'le suçlayan bayan oldu. Onunla ilişkimi hep mesafeli
tutmaya çalıştım ama, bir hata yapıp, onun sıcakkanlılığından
etkilendim. Sert duvar ve demirlerle uğraşırken yorulan kalbimin
romantik yanını ona gösterdim. Bunları yaşayacağımı bilseydim
yapmazdım. Ama gönül bu. Ben yine eğitimli bir kişi olduğu için
ondan bu tür bir davranış beklemezdim. Bitmiş bir şeyin intikamını
böylesine hassas bir dönemde, "Ben mutluluğu hak etmiyorsam sen de
hak etmiyorsun" diyerek aldı.
- 25 Eylül'de evlenecektiniz. Şimdi bu plan tamamen
bitti mi?
Evlenip, Samsun'a gidecektik. Bu suçlamadan önce
nişanlım olan hanımefendiyle planlarımız böyleydi. Ancak bu suçlama
bir bayan olarak doğal bir şekilde onun psikolojisini çok ama çok
bozdu. O ruh haliyle çekip gitti, konuşamadık ve bunu anlatamadım.
Şimdi nerede olduğunu da bilmiyorum. Ama ona karşı olan sevgim her
daim var.
Yeni Asır / ALİ EYCE (HABER MERKEZİ)