Kasım Süleymani;
3 Ocak 2020’de Amerika Birleşik Devletleri’nin İHA’lar ile Bağdat
Uluslararası Havalimanı’na düzenlemiş olduğu saldır sonucunda
öldürülmüştü. Yüzlerce kişi hayatını kaybedince intikam bayrağı
tekrar göklere çekilmişti.
İsmail Haniye,
İranlı ve Hamaslı yetkililere göre, 31 Temmuz 2024'te Hamas'ın
siyasi lideri İsmail Haniye, İran cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın
göreve başlama törenine katıldıktan sonra sabahın erken saatlerinde
İran'ın Tahran kentindeki evinde suikasta kurban gitmişti. İranlı
bir koruma da öldürülmüştü.
Hizbullah lideri Nasrallah;
Lübnan'ın büyük kısmını kontrol eden Hizbullah'ı 30 yıldır yöneten
Hasan Nasrallah ve Hizbullah'ın diğer üst düzey liderlerinin
Beyrut'un güneyindeki bir işçi sınıfı mahallesinde yerin 20 metre
altındaki bir sığınakta toplanıldığı sırada İsrail bombayla
vurdu.
Bütün bu suikastlar yapılırken İran intikam yeminleri etti.
İmam Rıza Türbesine siyah bayrak çekti.
“Haniye’nin Kanı Yerde Kalmayacak”
“İran direniş cephesi, sert ve acı dolu karşılık
verecektir” dedi.
Gazze vuruluyor, Filistin halkı soykırım yaşıyor, Hamas liderine
Tahran’da suikast yapılıyor,
İsrail, Hizbullah’ı vuruyor, Nasrallah’ı öldürüyor,
Lübnan’ı bombalıyor,
İran büyük büyük laflar ediyor, fakat tepki vermiyor.
Beyrut’u, Tahran’ı savunamayan İran nasıl ilerleyecek ki? Kollarını
bağlayıp usul usul durması İran’a itibar kaybettirirken.
Bakıldığında kendi iç cephesinde de oldukça zayıf olan
İran; İbrahim Reisi’nin helikopterinin düşmesi ve İsmail
Haniye’ye düzenlenen suikast bunun göstergesidir. Ülkesinin
sınırları içindeki misafirini koruyamayan İran, karizmayı çizdiren
ülke olmasının yanında bir o kadar da kırılgandır.
Bu kırılganlığı İran nüfus yapısı etkilemektedir. Etnik olarak
en çok Türkler, Farslar, Kürtler, Azeriler, Lorlar, Gi-
lekler, Araplar, Mazeniler ve Beluçlar’dan oluşmaktadır.
Farslar (%65),
Azeriler (%16),
Kürtler (%7),
Lurlar (%6),
Araplar (%2),
Beluçlar (%2),
Türkmenler (%1),
Kaşkai ve diğer Türkler (%1),
Ermeniler, Aşuriler ve Gürcüler (%1'den az).
İran’da molla rejimi can çekişiyor. Pek çok defa iç savaşın
eşiğinden dönen
İran halkı özgürlük istiyor.
İran halkının sesine kulak vermelidir.
İran sınır komşularıyla sıcak ilişki geliştirmelidir.
ABD’nin İsrail’in yanında durup, İran’a Ortadoğu’da gerilimi
tırmandırmaması için çağrı yapması ABD-İran-İsrail üçgenindeki
eşitsizliği gösteriyor. Irak ve Afganistan arasına sıkışmış ve
sıranın kendisine gelmemesi için nükleer silahlarla dünyayı
cehenneme çevirmeyi ifade etmekten geri durmayan İran’ı İsrail her
an vurabilir. İran’da sadece konuştuğuyla kalır.
ABD’nin amacı da İran üzerinden bölgeyi kontrol
etmektir. Eğer İran’ı kontrol ederse Asya’yı da kontrol
edebileceğine inanmaktadır. Bunu yapabilirse bir yandan İsrail’in
güvenliğini, diğer yandan da ciddi bir ekonomik ve siyasî çıkar
sağlayacaktır.
ABD Büyük Orta Doğu projesi çerçevesinde İran’la
mümkünse karşılıklı çıkara dayalı ilişkiler kurmak istemekte;
değilse baskı ve tehdit yoluyla İran’ı kontrol etmeye
çalışmaktadır.
“Süper Güç” ABD, İran’daki iktidarla asgari
müştereklerde de olsa iş birliği yapma seçeneğini göz ardı
etmeyecektir.
İsrail, İran’ı tuzağa düşürüp savaşın içine çekmenin yollarını
arıyor, suikastlarla tacizde bulunuyor. Oysaki İran’ın kafeslenmesi
bölgeyi cehennem yerine çevirir.