Sultan 5. Mehmed Reşad nasıl bir padişahtı?
Abone olSultan 5. Mehmed Reşad ve Dönemi Uluslararası Sempozyumu'nda İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Dr. Ahmad konuştu.
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Dr. Yakoob Ahmad, Sultan 5. Mehmed Reşad'ın yeterince tanınmadığını belirterek, "Mehmed Reşad, 'Sembolik Sultan' değil de İttihat ve Terakki tarafından kullanılan bir sultan olarak düşünülmekte. Sultan Abdülhamid kendisi inisiyatif almıştır o yüzden hatırlanmaktadır ama Mehmed Reşad, halkı savaşa sokan ve kullanılan bir şahsiyet olarak düşünüldüğü için gölgede kalıyor." dedi.
TBMM Genel Sekreter Yardımcılığı (Milli Saraylar) tarafından Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen "Sultan 5. Mehmed Reşad ve Dönemi Uluslararası Sempozyumu"nun üçüncü günü, "Sultan Reşad'ı anlamak" başlıklı oturumla başladı.
Prof. Dr. Mehmet Karaca'nın başkanlığında gerçekleştirilen oturumda konuşan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Şükrü Çoruk, Fransız romancı ve deniz subayı Pierre Loti'nin Türkiye ziyaretleri ve Sultan Reşad tarafından kabul edilmesini anlattı.
Sultan 5. Mehmed Reşad'ın, Osmanlı tarihinin en önemli olaylarının cereyan ettiği, yıkılışa giden sürecin hızlandığı bir dönemde tahtta olduğunu belirten Çoruk, bu süreçte yaşanan en büyük olayın Balkan Savaşları olduğunu ifade etti. Osmanlı'nın yenilgiyle çıktığı bu savaşta uğradığı haksızlıkları batıya yeterince anlatamadığını dile getiren Çoruk, batıda Osmanlı'nın "bu savaşın müsebbibi olduğu" yönünde bir imaj olduğunu kaydetti.
Sultan Reşad tarafından görevlendirilen aydınların Fransa'da yaptıkları ziyaret ve görüşmelerin ise zayıf kaldığını ve istenen amaca ulaşmadığını vurgulayan Çoruk, bunun üzerine Pierre Loti'nin bizzat Sultan Reşad tarafından Türkiye'ye davet edildiğine dikkati çekti.
Çoruk, Pierre Loti'nin Edirne'ye de gittiğini, Balkan Savaşı'nın izlerini ve Bulgar mezalimini yerinde görme fırsatı bulduğunu söyledi. Bu ziyaretlerin Osmanlı için çok önemli olduğunun altını çizen Çoruk, "Pierre Loti'nin ziyaretinin yaralanmış Osmanlı aydınları ve insanına teselli olduğunu düşünüyorum." dedi.
Türkiye'ye beş ziyaret gerçekleştiren Pierre Loti'nin, Avrupa'da Türkiye lehine yazılar yazdığını ve bu yazılarında Bulgarları "Barbar" olarak nitelendirdiğine değinen Çoruk, yazıları nedeniyle ünlü yazarın Bulgar diasporasından ölüm tehditleri aldığını vurguladı.
İstanbul'da bir sokağa ve bir tepeye Pierre Loti'nin adının verildiğini, bir dönem bu tepenin isminin değiştirilmesi yönünde teklifler olduğunu hatırlatan Çoruk, "Türkiye'yi tek başına kalma pahasına savunmuş olan bir kişinin adının silinmesi ve başka bir adla anılma teklifinin gereksiz olduğunu belirtmek istiyorum." dedi.
2. Abdülhamid'in Veliaht Reşad'a bakışı
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Davut Hut, "5. Mehmed Reşad'ın veliahtlığı döneminde 2. Abdülhamid'in ona yüklediği siyasi kimlik" başlıklı bir konuşma yaptı. Hut, 2. Abdülhamid'in kendisinin görevden alınacağı ve yerine Mehmed Reşad'ın getirileceği yönündeki "jurnallerden" çok etkilendiğini, bu "darbe" söylentilerinin Abdülhamid'i daha da kuşkucu hale getirdiğini anlattı.
Veliaht Mehmed Reşad'ın yüreğinde taht arzusu olduğunu, ancak entrikalar yapacak bir kişilik yapısının olmadığını belirten Hut, "Reşad böyle bir enerjiden yoksundu. Ayrıca kaderci bir yapısı vardı." dedi.
Doç. Dr. Hut, "Sonuçta Padişah'ın korktuğu başına gelmiş ve 31 Mart olaylarının ardından tahttan indirilerek 27 Nisan 1909 tarihinde Reşad tahta çıkarılmıştır. İttihat ve Terakki Partisi üyelerine göre Reşad yaşlı, etkisiz, siyasi etkisi olmayan, liberal ve hoşgörülü bir padişahtır. Jön Türklerin ona yüklemek istediği 'sembolik padişah' rolünü de kendi isteğiyle kabullenmiştir. Padişah bu rolüyle Osmanlı birliğini temsil eden bir unsur olmaktan öteye geçememiştir." ifadelerini kullandı.
"Sultan Mehmed Reşad'ı hatırlamıyoruz"
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Dr. Yakoob Ahmad, 2. Abdülhamid çok iyi bilinirken, Mehmed Reşad'ın yeterince tanınmadığını söyledi. Sultan Abdülhamid'in sadece cuma günleri dışarı çıktığını, ancak Mehmed Reşad'ın sıklıkla dışarıda göründüğünü belirten Ahmad, "Görünen Abdülhamid'i hatırlıyoruz, çok görülen Sultan Mehmed Reşad'ı hatırlamıyoruz." dedi.
Mehmed Reşad dönemini anlamak gerektiğini vurgulayan Ahmad, şunları söyledi:
"Birçok araştırma, İttihat ve Terakki'ye yönelik yapılmıştır. Ben Mehmed Reşad'a pozitif bakıyorum. Neden onunla ilgili araştırmalar az? Mehmed Reşad, 'Sembolik Sultan' değil de İttihat ve Terakki tarafından kullanılan bir sultan olarak düşünülmekte. Sultan Abdülhamid kendisi inisiyatif almıştır o yüzden hatırlanmaktadır ama Mehmed Reşad, halkı savaşa sokan ve kullanılan bir şahsiyet olarak düşünüldüğü için gölgede kalıyor."
Araştırmacı ve yazar Dr. Ayşe Aksu da "Amerikan Kız Koleji Müdiresi Mary M. Patrick'in Sultan Mehmed Reşad ile ilgili görüşleri" konulu bir sunum yaptı.
Sempozyum yarın sona erecek.