Süleyman Soylu'dan kaymakamlara 'vatandaşa doğrudan temas" tavsiyesi
Abone olİçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 106. Dönem Kaymakamlık Kursu katılımcılarına hitabında, "Kaymakamlık kursu bittikten ve ilçelere atandıktan sonra asıl büyük öğretmene yani millete gideceksiniz. Ve bu eğitim, emekli olana kadar sürecektir. Millet sizi, beklentileriyle, hedefleriyle eğitecektir." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Eğitim Yayın Daire
Başkanlığı'nda düzenlenen 106. Dönem Kaymakamlık Kursu açılışında
konuştu.
Dünyanın yaşadığı değişime, Doğu ve Batı arasında değişen güç dengelerine, Türkiye'nin burada nasıl konumlandığına ve Batı'nın Türkiye'nin kendi gücünün farkına varmasından nasıl rahatsız olduğuna dikkati çekerek konuşmasına başlayan Soylu, bu değişimin durmadığını, Ortadoğu'da, göç, terör meselesinde, sürekli olarak yeni gelişmelerle, pozisyon veya tedbir alınıp gereken yeni adımların atılması gerektiğine işaret etti.
''Aslında 2 yıl, devletler için çok uzun bir zaman
dilimi değildir''
Türkiye'nin depremler, çiğ felaketleri yaşadığını, virüs salgını
gibi daha önce hiç tecrübe edilmeyen bir tehdit türüyle karşı
karşıya kaldığını hatırlatan Soylu, şöyle konuştu: "Aslında 2 yıl,
devletler için çok uzun bir zaman dilimi değildir. Ancak, bizim
gibi bir coğrafyada yaşıyorsanız ve bir iddianız varsa, mesela
yaşam standardınızı kendiniz belirlemek istiyorsanız, yönetilmek
istemiyorsanız, kendi inancınızı yaşamak istiyorsanız, elbette ki
yoğun bir gündeminiz olur ve o zaman 2 yıllık süre, uzun bir
süredir. Oysa eskiden böyle yapmıyorduk. Başkalarının belirlediği
standartlarda yaşıyorduk ve gündemimiz bu kadar derinlikli
değildi.
''Tek ciddi gündemimiz enflasyondu''
Hatırlayanınız var mıdır bilemiyorum, tek ciddi gündemimiz
enflasyondu. Bizi enflasyonla yatırıp enflasyonla kaldırırlardı.
Onu da çözüm odaklı tartışamazdık. Sadece şikayet ettirirlerdi.
Gazetelerde, televizyon skeçlerinde şikayet ettirirler, siyaseti bu
yolla itibarsızlaştırırlar ama çözümü tartıştırmazlardı.
Türkiye'nin geri kalmışlığını dile getirmek serbest ama nasıl
ilerleneceğini gündem yapmak zımnen yasaktı, örtülü şekilde
engelleniyordu."
28 Şubat örneği
Soylu, hamle yapmak isteyenlerin, 28 Şubat'ta olduğu gibi hemen
irtica benzeri suni tartışmalarla bir şekilde susturulduğunu
kaydederek, "Yani, eğer gündeminizi kendiniz belirlerseniz, hele ki
bu coğrafyada hedefleriniz, inancınız uğruna yaşamak isterseniz,
elbette ki daha derin bir gündemle karşılaşırsınız." dedi.
"Beklentileri doğru kavramalısınız"
"Bütün bunların kaymakamlıkla ne ilgisi var?" diye soran Soylu,
sözlerini şöyle sürdürdü: "Çok ilgisi var çünkü, uğraştığınız
işlerin ciddiyeti, derinliği, sizin doğru yolda olup olmadığınızı
gösterir. Türkiye'nin bugün şehir hastaneleriyle ortaya koyduğu
hizmet standardı, Türkiye'nin terörle mücadelesi, FETÖ ile
mücadelesi, uyuşturucuyla mücadelesi, 15 Temmuz'da verdiği
demokrasi mücadelesi, Türkiye'nin İHA yapması, helikopter yapması,
göçü yönetmesi, uluslararasi camiada yazılım üreten önemli
ülkelerden biri olması, bir Ortadoğu politikası üretebilmesi, orada
etkili olması, bir Libya politikası üretebilmesi ve Libya
meselesinde net şekilde küresel politikaya gol atması... Bütün
bunlar, Türkiye'nin artık 'uğraştırılan' değil, büyük işlerle
uğraşan bir ülke olduğunun göstergesidir. Bunlar sadece zamanın
getirdiği sıradan işler değildir. Bunların hepsi, bu ülkenin
vizyonuyla ilgilidir. 20'nci yüzyıl Türkiye'sinin geride
kaldığının, 21'inci yüzyıl Türkiyesi'nin meselelere çok başka
baktığının göstergesidir. Ve sizlerin, 21'inci yüzyılın
kaymakamları olarak bu vizyonu doğru kavramanız çok önemli. Sizden
beklentileri doğru kavrayabilmeniz için önemli."
Vizyon vurgusu
Soylu, bu beklentilerin sadece Bakanlık merkez birimlerindeki veya
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, hükümetin beklentileri
olmadığının altını çizerek, vatandaşın beklentilerinin de artık bu
vizyon doğrultusunda olduğunu vurguladı.
"İnsanlar artık dünyayı takip ediyor"
"Ulaşılamayan, tanınmayan, makam odasına kapanan, sokakta gezmeyen,
şehit evi, gazi evi ziyareti yapmayan, vatandaşın sorunlarını
sokakta dinlemeyen, imzacı kaymakam tipi artık geride kalmıştır."
diyen Soylu, kaymakamların hizmet sunduğu insanların
televizyonlarından ve cep telefonlarından dünyayı takip
edebildiğini, oralardaki hayat standartlarını bildiğini dile
getirdi.
''Avrupa'yı geçecek şekilde belirliyoruz''
Soylu, şöyle devam etti: "Devlete karşı kendi yükümlülüklerini ve
devletin de kendisine karşı olan sorumluluklarını biliyor. Haklı
olarak da bunu talep ediyor. Dolayısıyla Türkiye'nin yeni vizyonunu
anlamak ve vatandaşla doğru iletişimi kurmak, onun beklentilerine
tam anlamıyla cevap verebilmek durumundayız. Şunu bilmenizi isterim
ki İçişleri Bakanlığını da bu vizyon ve bakış açısıyla yönetiyoruz.
Geçen hafta da arkadaşlarınıza anlatmaya çalıştım, İçişleri
Bakanlığı artık bir strateji bakanlığıdır. İşlerin kesinlikle
tepkisel yürümediği, her konuyu, her sorumluluk sahasını yazılı
strateji belgeleriyle tarif eden, hedefler koyan, uygulama politika
belgeleri hazırlayan ve bunları adım adım uygulayan bir
bakanlıktır. Ve hedeflerimizi de somut, ulaşılabilir ve Avrupa
ortalamasını olumlu anlamda yakalayacak, mümkünse de geçecek
şekilde belirliyoruz."
"Standart oluşturmaya çalışıyoruz"
Bakanlığın her yıl bir temasının olduğunu, geçen yıl temanın
"eğitim, denetim ve takip", bu yıl da "standart, süreklilik ve
memnuniyet" olarak belirlendiğini aktaran Soylu, şunları ifade
etti:
"Standart derken kastettiğimiz, sunduğumuz hizmetleri, iş ve işlemleri belli bir kalite standartına ve normlara bağlamaktır. Bir projeye başlanacaksa bunun süreçleri, iletişimi, iletişim dili, fizibilitesi belli kurallara bağlı olmalıdır. Bir evrak işlemi, bir valiliğimizde nasıl uygulanıyorsa diğer valiliklerde de aynı olmalıdır veya Bakanlığın görselliği, kurumsal kimliği, açıklamaları, açıklamaların dili, şekli, sorumluluları vesaire... Bakanlıkla ilgili aklınıza hangi iş ve işlem geliyorsa bunların standartının belirlenmesi, yazılması ve uygulama birliğinin sağlanması... Bunun bazı adımlarını öteden beri atıyoruz. Mesela basit bir örnek, Bakanlığımızın ve Bakanlığımıza bağlı internet siteleri tek tip hale getirilmiştir. Valiliklerimizin, kaymakamlıklarımızın, emniyet, jandarma, sahil güvenlik, hepsi, tek bir standart yapıdadır. Yaklaşık 1,5 yıllık bir çalışma sonucunda bunu başardık ve bunu takip eden, kontrol eden, güncel tutan bir ekip oluşturduk. Bunun gibi daha pek çok konuda standart bir davranış ve kurallar bütünü oluşturmaya çalışıyoruz."
Soylu, "süreklilik" başlığıyla ilgili olarak da, "Sizlerin de başına gelecektir, karşınıza pek çok proje gelir, pek çok yeni oluşuma başlarsınız. Ancak bunların sürekliliğini sağlamadığınız zaman, bunlara yaptığınız yatırımlar da verdiğiniz sözler de boşa gidiyor." değerlendirmesini yaptı.
Bu yüzden bir projenin veya yeni bir uygulamanın sürekliliğini temin etmeyi, projeye başlarken bunun sürekliliğine ilişkin ne gibi önlemler alınabileceğini baştan belirlemeyi, bunu takip etmeyi bu dönemde hedef olarak belirlediklerini dile getiren Soylu, kaymakam adaylarından aktif göreve başladıklarında ortalığı "proje çöplüğü"ne çevirmemelerini istedi.
"Karar süreçlerinizde dikkatli olun"
"Başlanmış ve sonu gelmeyen 100 tane projeniz olacağına, ilerleyen
ve sonuç üreten 5 tane sağlam projeniz olması daha iyidir." diyen
Soylu, kaymakamlardan karar süreçlerinde dikkatli olmalarını, iyi
araştırmalarını ve istişare etmelerini, karar verdikten sonra da
işi takip etmelerini istedi.
'Skunk' denilen kimyasal uyuşturucuya olan talep
arttı
Bakan Soylu, şöyle konuştu: "Şu noktaya da dikkat edin, bir konuda
elde ettiğiniz bir başarıyı asla yeterli görmeyin ve sürekli
teyakkuzda olun. Bakın, uyuşturucu ile mücadelede 2016'da ele
geçirilen kenevir miktarı 81 milyon adetti. Sahaya ayak bastık, hem
terörle mücadelenin hem de uyuşturucu ile mücadelenin etkisiyle
ekimi azalttık. Uyuşturucu ölümlerini 2017'deki 941 seviyesinden
2019 sonu itibarıyla 342'ye çektik. Peki bu rakam burada kalır mı?
Eğer rehavete kapılırsak kalmaz. Çünkü her gün yeni bir uyuşturucu
türü çıkıyor. Hepsini yakalamak, hepsini izlemek zorundayız. Mesela
kenevir ekimini baskıladık, 'skunk' denilen kimyasal uyuşturucuya
olan talep arttı. Dolayısıyla hiçbir tedbiri ve alınan sonucu
yeterli görmemek, süreçlerin birbiriyle olan ilişkilerini de takip
etmek durumundayız."
''Trafik ölümlerinde yüzde 35'lik bir azalış
var''
Soylu, aynı şekilde trafikte de önemli bir başarı elde ettiklerini
ve burada da sürekliliği sağladıklarını belirterek, "Sadece yaya
ölümlerinde bile 2016 rakamımız 594'tü, 2019 sonu itibarıyla 385
oldu. Yüzde 35'lik bir azalış var. Trafik kazalarının tamamı
açısından bakarsak hayatını kaybeden insan sayısı 2015'te 7 bin
530'du, 2019 sonu itibarıyla 5 bin 473 oldu. Burada da yüzde 27'lik
bir azalış var. Ama asıl önemlisi, bu azalış, bir yıllık spot bir
azalış değildir. Bir azalış trendi şeklinde gerçekleşmiştir."
dedi.
Bakan Soylu, bu gerçekleşmenin alınan tedbirlerin, uygulanan bilinçli stratejilerin sonuç verdiğini gösterdiğini ve bir sürekliliğe işaret ettiğini söyledi.
"Vatandaşa doğrudan temas" tavsiyesi
"Memnuniyet" kavramının da önemine işaret eden Soylu, şunları
kaydetti:
"Yapacağımız işlerin halktaki karşılığını gözlemek, memnuniyeti ölçmek ve bunu bir stratejik rehber edinmek, yine bu dönemin özelliklerinden olacaktır. Bunun için memnuniyet anketlerine ağırlık vereceğiz ve bu anketlerin, aynı zamanda yönlendirici bir yapıda olmasına çalışacağız. Yani soruyu sorarken vatandaştan bilgi de almalıyız. Hizmetten veya uygulamadan memnunsa neden memnun, hangi ihtiyacını karşıladık, meseleye nasıl bakıyor, memnun değilse neden memnun değil, hangi beklentisini karşılayamadık, daha iyi nasıl yapabiliriz, sorunu mu yanlış tespit ettik yoksa çözümde mi isabet kaydedemedik? İşte bütün bunları sahadan almak ve azami memnuniyeti temin edene kadar çalışmak, bu dönemin üçüncü temel hedefi ve teması olacaktır. Memnuniyet, aslında büyük oranda vatandaşla doğrudan kurduğunuz ilişkiyle ilgilidir."
Virüs salgını döneminde bunun çok başarılı bir örneğini verdiklerini, hızlıca organize ettikleri Vefa Destek Grubu eliyle, vatandaşın her hizmetini ayağına getirdiklerini hatırlatan Soylu, "65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı bulunduğu için evden çıkamayan vatandaşlarımızın market alışverişinden maaş ödemesine, hatta tarlasının sürülmesine kadar pek çok konudaki toplam 7 milyon 9 bin talebe cevap verdik. Batı'nın gelişmiş ülkelerinin alelade bir maske bulma telaşına düştüğü bir süreç içinde, biz bunu yaptık." diye konuştu.
"Temalardan biri disiplin olsun"
"Ne karaborsacılığa izin verdik, ne fahiş fiyat uygulanmasına, ne
stokçuluğa ne de vatandaşın herhangi bir tıbbi malzemenin
sıkıntısını çekmesine... Hiçbirine izin vermedik." diyen Soylu,
şunları kaydetti:
"İşte bunu, vatandaş memnuniyeti, hizmeti ayağına götürmekten erinmeme, bunu kendimize görev bilme anlayışımızla yaptık. Polisimizle, jandarmamızla, AFAD'ımızla, valilik ve kaymakamlıklarımızdaki personellerimizle bunu yaptık. Bu kolay bir iş değildir. Motivasyon ve organizasyon yeteneği isteyen, tecrübe isteyen bir iştir. Aynı kabiliyeti depremlerde gösterdik. Elazığ, Van, Bingöl depremlerinde de doğrudan vatandaşın ayağına gittik. Hem afet ani müdahalesini hızlıca gerçekleştirdik, hem de aynı anda geçici barınma alanlarını planladık, çadır kurulumlarını yaptık, konteyner kentler kurduk, eşya nakliyelerini gerçekleştirdik, acil ihtiyaçlar için evleri hasar gören vatandaşlarımıza nakdi yardımda bulunduk, battaniye yatak soba dağıtımlarını gerçekleştirdik, yemek çıkarttık, hem de aynı zamanda kalıcı konutların planlamasını ve çalışmalarını başlattık."
İçişleri Bakanlığında büyük bir disiplin ve organizasyon yeteneği olduğunun altını çizen Soylu, "Ben bunu 4 yıldır sahada gördüm, tecrübe ettim ve eminim ki sizler de görecek, bunun bir parçası olacaksınız. Hatta bana sorarsanız, önümüzdeki yılın temalarından birisi bana göre disiplin olabilir. Bu karakteri tarif etmek, bunu, Bakanlıktaki her bir personelimizin işlerine yansıtmak temel hedefimiz olmalıdır." dedi.
"Eğitim sahasını boş bırakmayın"
Kaymakamlık kursu bittikten ve ilçelere atandıktan sonra, asıl
büyük öğretmene yani millete gidileceğine işaret eden Soylu, bu
eğitimin, emekli olana kadar süreceğini söyledi.
Milletin kaymakamları, beklentileriyle, hedefleriyle eğiteceğini belirten Soylu, şunları ifade etti:
"Hatta mevzuat anlamında da eğitecektir. Yıllardır takip ettiği bir dosya üzerinde uzmanlaşmıştır, bilgisiyle sizi şaşırtacaktır, belki bilmediğiniz bir mevzuat veya uygulama detayını size anlatacaktır. Dolayısıyla milletten öğreneceklerinizin sonu gelmeyecektir. Bu itibarla, vatandaşla ne kadar yakın durursanız, o kadar çabuk ve iyi eğitilirsiniz. Kıymetli Cumhurbaşkanımızın Külliye'deki muhtar buluşmaları, valilerimize ve kaymakamlarımıza vatandaşla bir arada olma talimatları boşuna değildir. Hem 21'inci yüzyılın hem de bu ülkeyi daha güçlü bir ülke yapmanın gereğidir. Ben İçişleri Bakanı olmadan önce bir tane güvenlik makalesi okumuş değildim. Güneydoğu'da terörle ilgili pek çok meseleyi oradaki vatandaşlardan dinleyerek öğrendim. Onlardan öğrendiklerimi hiçbir raporda görmedim. Dolayısıyla bu sahayı, bu eğitim sahasını asla boş bırakmayın, küçümsemeyin, uzak durmayın.
Sizler bu Bakanlığa taze kan olacaksınız. Buna inancımız tamdır. Sizlerden beklentimiz yüksektir. Umudumuz da yüksektir. İnşallah umutlarımız karşılık bulacaktır. Cenab-ı Allah yar ve yardımcınız olsun, sizleri de bizleri de bu aziz millete mahçup etmesin."