Süleyman Soylu'dan Ekrem İmamoğlu'na soruşturma iddiasıyla ilgili açıklama
Abone olİçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Fatih Sultan Mehmet Türbesi'nde elleri arkasında yürüdüğü görüntüleri değerlendirdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 24 TV'de, Belkıs
Kılıçkaya moderatörlüğünde, 24 TV Genel Yayın Yönetmeni Murat
Çiçek ve Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
Mustafa Kartoğlu'nun sorularını yanıtladı.
İBB Başkanı İmamoğlu'na yönelik soruşturma iddiasıyla ilgili soruyu yanıtlayan Soylu, şunları söyledi: "Sayın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı, 'Bizim memlekette gezerken insanlar eli arkasında gezerler' diyor. Ben de Karadeniz'in çocuğuyum, İstanbul'da doğduk ama her yaz memlekete giderdik. Bizim memleket rampadır. Çarşıya gidersiniz, köye çıkarsınız rampadan çıkarken elinizi böyle koyarsınız neden koyarsınız, belinizi sağlam tutmak için koyarsınız. Ama büyüklerin yanında çocuklar ellerini arkaya koymazlar. Biz çocukken öyle yapınca büyüklerimiz 'İndir o ellerini' derlerdi. Camilerde, özellikle mezarlık yerlerde eller arkaya konulmaz. Saygı, edep ve terbiyedir. Anadolu'nun her yöresinin kendine ait birtakım adetleri vardır. Ama İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı bu törende ne için var? İstanbul'un fatihi Fatih Sultan Mehmet Han için, fethin ertesi günü kabrini ziyaret etmek için, ona dua etmek için, İBB Başkanı sıfatıyla var.
''Vatandaş da bunun saygısızlık olduğunu
düşünüyor''
Oradaki hazirun da onun için orada. Vatandaş da bunun Fatih Sultan
Mehmet'e saygısızlık olduğunu düşünüyor. Bu görüntüleri gördükten
sonra ben de saygısızlık olduğunu düşünüyorum. Bu bir
vatandaşımızın şikayeti. Böyle bir görüntü olamaz. Başka bir
şikayet daha var, o da şu, diyor ki 'Siz terör örgütünün
desteklediği siyasi partinin belediye başkanına gidiyorsunuz
suçluyu, suçu övüyorsunuz ve diyorsunuz ki sizin görevden alınacak
olmanızı kabul etmiyorum, diyorsunuz' diyerek vatandaş onu da
şikayet ediyor."
İki şekilde şikayet edilmiş
Bu şikayetlerin iki şekilde geldiğini aktaran Soylu, dilek şeklinde
olabileceğini ya da savcılığa suç duyurusu şeklinde şikayetlerin
ulaştığını kaydetti.
"Soruşturma söz konusu değildir"
Bakan Soylu, "Bir, burada kişiye özel durum söz konusu değildir.
İki, burada bir soruşturma söz konusu değildir. Kimse ayrıcalıklı
değildir. Devlet memurları diye bir kanun var. Devlet memurları
kanunu, devlet memurunu korumak, onun her şikayette karşı karşıya
kaldığı bir meselede suistimale uğramaması için de kendine bir alt
yapı oluşturmuştur. Bu kanun uzun yıllarca kendine ait
alışkanlıklar da oluşturmuş." diye konuştu.
''Bize geldiğinde ne yapabiliriz, araştırma
yapabiliriz''
Savcılığa gelen suç duyurusuyla ilgili savcının bunu ihtisas yerine
gönderdiğini söyleyen Soylu, eğer durum kamu görevlileriyle
ilgiliyse suç duyurusunun İçişleri Bakanlığı'na ulaştığını
belirterek, şunları ifade etti: "Savcı burada şunu düşünür, 'Evet
bana bir ihbar geldi, ben bunu ihtisas yerine göndereyim' der.
İhtisas yeri neresidir? Kamu görevlileriyle ilgiliyse bize
bildiriyor. Gümrükle ilgiliyse onu da bakanlığına gönderir, 'Şuna
bir bak, sen bunun yetkilisisin, soruşturma izni verip vermemene
göre ben de yoluma devam edeceğim' der. Bu bir rutindir. Bu rutin
de kamu görevlilerini ve devlet memurlarını korur. Aksi olursa her
ihbar ve her şikayette savcı ihtiyaç gördüğü andan itibaren
çağırır, diyelim ki devlet memurları kanunu yok, vatandaş birisini
savcıya şikayet ettiği anda her birinde şüpheli durumuna gider.
Devlet memurları kanunu tam da bu işi korumak için vardır. Bize
geldiğinde ne yapabiliriz, araştırma yapabiliriz. Ama şikayete
bağlı bir konuda araştırma yapabilme kabiliyetin yoktur çünkü bunun
bir de karşısı vardır, yani vatandaş. Araştırmada dersin ki, 'Ben
böyle lüzum görmedim' dersin, o zaman gider Danıştay'a der ki
'İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bu belediye başkanını koruyor' ya
da 'İşini savsaklıyor' diyebilir. Bunlarla ilgili eksik işlem
yaptığınız an Danıştay'dan döner. Bu işlemler oturmuştur. Sonra
soruşturma izni verecek misiniz, vermeyecek misiniz? Bunun için
ifade de değil, beyandır. Der ki, 'Kastım şudur', bu konuyla ilgili
soruşturma izni veririz ya da vermeyiz."
İBB kaybetti
Geçen sene İBB'nin izin almadan yardım toplama girişimini
hatırlatan Soylu, İBB'nin yerel mahkemeye, idari mahkemeye ve
Danıştay'a başvurduğunu ancak kaybettiğini söyledi.
''Bu devletin yerinde yeller eser''
Bakan Soylu, "Biz eğer birtakım siyasal çıkarımlarımıza göre
devleti idare edeceksek, yarın bu devletin yerinde yeller eser. Biz
doğru olanı yapacağız, hakikatin mağlubiyetine zemin açmayacağız.
Biz doğrusunu yapalım, vatandaşımız feraset sahibidir bunları
anlayabilme kabiliyetine sahiptir. Biz sessiz kalsaydık 100 binin
üzerinde dernek vardı, 'Biz de topluyoruz' diyecekti. Madem öyle
istiyorsunuz kanunu öyle değiştirin. Kuralları uygulamak
zorundayız. Kurallar birinin istifade edeceği, birinin istifade
etmeyeceği şeklinde olmaz." diye konuştu.
"Burada kişiye özel bir durum söz konusu
değildir''
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şöyle devam etti: "Burada kişiye
özel bir durum söz konusu değildir. Buradan ucuz kahramanlık
çıkarmanın bir anlamı söz konusu değildir. Türkiye'de birçok
belediyeye bunu yaptık, birçok belediyeye de bu yapılıyor. Kanun
böyle. Neticede ne yapacağız? Böyle bir şey geldiği zaman, böyle
bir sonuç geldiği zaman zannediyorum buna ait beyanı da vermişler.
Ben buna izin vermem. Soruşturma izni vermem. Ama öbürüne vermek
isterim, kayyumlara gitti 'siz şöylesiniz' falan dedi. Arkadaşlarım
diyor ki, 'burada herhangi bir durum söz konusu değil, burada
vermememiz gerekir' diyorlar, belki ona da vermeyeceğiz. Devletin
kuralları işleyecek, bu kadar net. Eğer savcıya geleni savcı bize
göndermezse, biz bu incelemeyi yapmazsak orada devletin kuralları
işlemez, vatandaş da der ki 'devlet beni kale almıyor.' İşin bir de
siyasi boyutunu söyleyeyim, bunun siyasal bir karşılığı olmaz. Bazı
arkadaşların 'Burada mağduriyet üretiyor' demesine katılmıyorum.
Hiç böyle bir mağduriyet söz konusu değil. Siz kanunun, kuralın
gerekliliğini yerine getirin, devletinizi dimdik ayakta tutun,
doğrusunu halk karar verir."