Süleyman Aslan'ın avukat konuştu! Neler söyledi?
Abone olReza Zarrab'ın "rüşvet verdim" dediği Halk Bankası eski Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın avukatı Ersan Şen konuştu. Avukat Şen, "Reza Zarrab Süleyman Arslan'a rüşvet verdim demedi" ifadelerini kullandı.
ABD'de yargılanmaya devam eden Reza Zarrab'ın "Rüşvet verdim, çünkü kilit adamdı" dediği Halk Bankası eski Genel Müdürü Süleyman Arslan'ın avukatından flaş açıklama geldi. Avukat Ersan Şen, "Reza Zarrab Süleyman Arslan'a rüşvet verdim demedi" iddiasında bulundu.
Reza Zarrab jüri karşısında 3 gün boyunca İran ile ilişkili işlemlerin Halk Bankası’nda yapılması için eski genel müdür Süleyman Aslan’a rüşvet verdiğini iddia etti. 17 Aralık soruşturması kapsamında Süleyman Aslan'ın o dönem avukatlığını yapan Ersan Şen ise böyle bir ifadenin kullanılmadığını söyledi. Habertürk'ten Kübra Par'a konuşan Ersan Şen'in konuyla ilgili söyledikleri şöyle:
HALEN SÜLEYMAN ASLAN'IN AVUKATI MI?
Türkiye’de o günlerde görülen davaya geleceğim ama önce şunu sorayım; siz o dönem Süleyman Aslan’ın avukatıydınız. Hâlâ avukatı mısınız?
Vekâletnamem var ama şu an aktif bir işini takip etmiyorum.
Bu sizin tercihiniz mi, onun mu?
Bu bir tercih değil. Ben bu işe 17 Aralık 2013 tarihi gecesi sabaha karşı girdim ama Süleyman Aslan’ın veya bir yakınının davetiyle değildi. Beni çağıran, Halk Bankası yönetimiydi. Gittiğimde şahsın ev ve işyeri araması bitmişti, polisler henüz çıkmamıştı. Kendisini orada değil, götürüldüğü emniyet binasının nezarethanesinde, zannediyorum 18 Aralık 2013 gecesi 01.30- 02.00 sıralarında gördüm. Öncesinde tanışmıyorduk. Bu işle sınırlı olarak avukatlığını yaptım.
AKTİF BİR DOSYASINI TAKİP ETMİYORUM
İlişkiniz tam ne zaman bitti?
16 Ekim 2014’te takipsizlik kararının verilmesi ve devamındaki 1-2 ayda o işin sonuçlarının takip edilmesinin ardından, yani 2014 sonu itibarıyla avukatlığım sonlandı. Dediğim gibi, vekaletnamesi hâlâ mevcut ama aktif bir dosyasını takip etmiyorum.
ASLAN'IN NEREDE OLDUĞUNU BİLİYOR MU?
Zarrab’ın ABD’de yargılandığı bugünlerde Süleyman Aslan sizinle irtibata geçti mi? Nerede olduğunu biliyor musunuz?
Avukatlık Kanunu sınırları çerçevesinde konuşmak durumundayım; irtibata geçmedim, nerede olduğu konusunda da bilgim yok. Bağlantımız, o dosya kapandıktan sonra bir müddet meseleyi değerlendirmenin ötesinde devam etmedi.
Halk Bankası Genel Müdürlüğü görevinden alındıktan sonra Halk Bankası Yönetim Kurulu üyeliğine geçmişti. Sonra da Ziraat Bankası Yönetim Kurulu üyesi oldu.
ŞU AN AKTİF BİR GÖREVİ VAR MI?
Şu an aktif görevi nedir, biliyor musunuz?
Bunların hepsini sizin kadar biliyorum.
Amerika’da görülen davada, Hakan Atilla’nın Süleyman Aslan’a yönelik bazı ithamları var. Atilla’nın avukatı Victor Rokko, “Süleyman Aslan, Zarrab’dan utanmazca rüşvet aldı” diyor. Zarrab da mahkemedeki açıklamalarında Aslan’a rüşvet verdiğini söyledi. Söz konusu dönemde Süleyman Aslan’ın avukatlığını yapmış biri olarak bu iddialara ne diyorsunuz? Siz Aslan’ın rüşvet aldığını düşünüyor musunuz?
Benim kendisini tanıdığım dönem, 17 Aralık 2013 sonrasıdır. Evveliyatıyla ilgili bilgimin olabilmesi mümkün değil. Bildiğim, savunmasını dinlediğim kişi rüşvet suçlamalarının hepsini reddetti, “Mesleki kuralların bana tanıdığı yetkiler ve haklar çerçevesinde hareket ettim” dedi. Bunları sorgusunda ve poliste verdiği ifadede de teknik olarak açıkladı. Yani hukuki yardım verdiğim sırada kendisi rüşvet aldığı ya da Zarrab’ın rüşvet verdiği yönünde herhangi bir açıklamada bulunmadı. Evindeki aramada bulunan paralarla ilgili “Bunlar benim herhangi bir işi yapıp yapmama karşılığında aldığım paralar değil” dedi.
HALK BANKASI RAPORLARI NE DİYOR?
Ayakkabı kutularında bulunduğu söylenen, bir iddiaya göre 4.5 milyon dolar, başka bir iddiaya göre 2.5 milyon dolar artı 2.5 milyon Euro olan paralardan söz ediyorsunuz...
Evet, o civarlarda. Farklı para çeşitleri olduğu için ikinci söylediğinizin olma ihtimali var. Kendisi bunların hiçbirini geri almadı. Hep söylediği şuydu: “Hodri meydan, benim mesleki olarak Türk kanunları çerçevesinde bu şahıstan rüşvet almam karşılığında yaptığım bir iş var mı?” Halk Bankası’ndan gelen raporlar ve savcılığın araştırması sonucunda, Süleyman Aslan’ın böyle bir suiistimali olmadığı görülüyor. Suiistimal olmadığına göre neyin karşılığında neyi alacaksınız?
“Suiistimal yok”tan kastınız nedir?
Usulsüz bir kredi açmak, vermemesi gereken komisyon oranlarını vermek, yapmaması gereken bir işi menfaat karşılığında yapmak gibi bir suiistimali yok. Bir banka genel müdürü olarak bu şekilde hiçbir iddiayı kabul etmediği gibi, hakkında bir kamu davası açmayı yeterli kılacak delil de bulunmadı. Sonuçta sayın savcı, kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Zaten bu, Süleyman Aslan’ın veya benim tasarrufumda olamaz. Ben, hukuki yardımda bulunan olarak Süleyman Aslan hakkında ortaya konulan iddiaları, tabii ki onun avukatı olarak destekleyen durumunda olurum. Süleyman Aslan, bu paraların hangi amaçla verildiğini ve nereye harcanacağını ifade etti ve bunlara ait belgeleri de dosyalara koydu. Bu konuda tanıklar da dinlendi.
İMAM HATİP VE ÜNİVERSİTE PARASI MI?
O paraların Makedonya’daki Balkan Üniversitesi ve Çorum Osmancık Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin yapımı için kendisine teslim edilen bağışlar olduğunu iddia etmişti, değil mi?
Evet, savunması bu şekildeydi.
Sonradan bu okullar yapıldı mı peki?
Evet, bildiğim kadarıyla Balkan Üniversitesi’ne daha önce de ödeme gitmiş. Sonra Çorum Osmancık Lisesi’nin ödemesi de ilgili yere gönderildi. Devamını ben bilemem ama kendisinin benim bilgim dahilinde iade aldığı herhangi bir para yok. Olsa benim haberim olurdu.
AYAKKABI KUTULARINDAN ÇIKAN PARALARI İADE ALMADI MI?
Yani ayakkabı kutularından çıkan paralar Süleyman Aslan’a iade edilmedi mi?
Ayakkabı kutularında çıktığı iddia edilen paralar, avukatlığını yaptığım dönemde, Süleyman Aslan’a herhangi bir şekilde iade edilmedi.
"20 BİN EURO’SU ONUNDU"
Ama “Paranın ‘bağış’ olduğu iddia edilen 1 milyon Euro’luk kısmı Üsküp Eğitim Vakfı Türkiye Temsilciliği’ne iade edildi. Ancak savcı, adli emanette tutulan 1 milyon 500 bin Euro ve 2 milyon 500 bin dolarla ilgili herhangi bir karar almadı” şeklinde bir haber çıkmıştı.
Hâkim rüşvet ve örgüt mensubiyeti suçlamasından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi ama o para Yardım Toplama Kanunu’na muhalefet oluşturabileceği gerekçesiyle başsavcılık tarafından İstanbul Valiliği’ne gönderildi. “Bu bir yardım” deniyor ya, yardımsa bunun Yardım Toplama Kanunu çerçevesinde olması gerekir. O dönemde, paranın içinde ufak bir meblağ Süleyman Bey’in parası vardı.
“Ufak bir meblağ”dan kastınız nedir?
20 bin Euro veya 25 bin dolar diyebilirim. O kendi birikimiydi. Ancak kendisinin bu parayla ilgili de bir talebi olmadı. Benim bildiğim kadarıyla geri verilmedi.
O PERALAR EVİNDE NE ARIYORMUŞ
İyi de milyon dolarlar değerindeki o paralar neden evindeymiş, kim vermiş?
Biz avukatlar, temsil ettiğimiz insanları sıkıştırmayız; onların anlatımlarına ve savunmalarına bağlı kalırız. Zaten savunmasına inanmıyorsan kabul etmezsin, çekilirsin. Süleyman Aslan uzun ifadesini kollukta, kısa ifadesini savcılıkta verdi. Savcı benim ısrarlı talebimle Aslan’ı kısaca dinledi ama hemen tutukluluğa sevk etti. Kanaatim odur ki o anda tutuklanmasını gerektirecek hiçbir şart da gerçekleşmemişti. Örgüt mensubu olarak da hakkında hiçbir zaman somut iddia ortaya konulamadı. Sırf o dosyayı İstanbul Çağlayan’a çekebilmek için yapıldı. Nitekim bir müddet de tutuklu kaldı, sonra serbest bırakıldı ve yargılama süreci tutuksuz devam etti.
"İSTERSE YİNE AVUKATLIĞINI YAPARIM"
O günlerde 'Süleyman Aslan'ı kurban ettiler" demiştiniz. Bugün hala bir kurban olduğunu düşünüyor musunuz?
O zaman ne söylemişsem, şimdi de arkasındayım. Çünkü ben avukatım, profesyonel meslek icra ediyorum. İşlerini aldığım insanlarla ortak değilim, onların hayatları hakkında kararlar veremem. Aynen sizin icra ettiğiniz gazetecilik mesleğinde olduğu gibi objektif kriterlerle maddi hakikate ve adalete ulaşılması için çaba gösteririm. Dolayısıyla, duygularımla hareket etmem, hareket etmem de beklenmesin.
Subjektif bir soru sorayım; Süleyman Aslan, Ersan Şen’in vicdanında masum mudur, değil midir?
O dönem söyledikleri kendisini de beni de bağlar. Avukatlık benim için kutsal bir meslektir. Sır saklama yükümlülüğümüz var. Elbette vicdanınızla hareket edersiniz ama takdir edersiniz ki ifa ettiğiniz mesleğin size öngördüğü birtakım kurallar vardır. O kurallar çerçevesinde savunduğum bu kişinin ifadesi ne ise biz de onu o ifade çerçevesinde temsil etmişizdir.
Süleyman Aslan şimdi size gelip “Avukatlığımı üstlenir misiniz?” dese. kabul eder misiniz?
Evet, ederim. Netice itibarıyla şu anda vekâlet ilişkim devam ediyor. Devam etmemde hukuki veya vicdani anlamda bir sakınca yok. Bu bir tecrübe.
ASLAN'IN AVUKAT PARASINI KİM ÖDEDİ?
“Avukatlık masraflarını banka mı ödeyecek, şahsı mı ödeyecek?” tartışmaları olmuştu. Sonuçta kim ödedi?
Ödeme banka tarafından yapıldı. Kendisi de yapabilirdi, ama neticede bankacılık faaliyetleri çerçevesinde gerçekleştiği iddia edilen olaylar vardı. Halk Bankası’nın ABD’nin kanunlarını ihlal edecek şekilde birtakım ticari faaliyetlere girdiği söyleniyor. Bu bankacılık faaliyetleri bu kadar büyük ölçekte olduğunda, sadece Süleyman Aslan tarafından gizli yapılabilir mi? Neticede zaten Sayın Cumhurbaşkanı da İran’la yapılan ticaret konusunda bir sorun görmüyor, ama kanaatimce onun dışında birtakım iddialar varsa, iddia eden iddiasını hukuka uygun yöntemlerle ispatlamak zorundadır.
"REZA ZARRAB’LA O SÜREÇTE 2-3 KEZ GÖRÜŞTÜM"
Peki siz Reza Zarrab ile tanışıyor musunuz?
Bu soruşturma sürecinde tanıdığım bir insan. Şahsen cezaevinde konuşmuşluğum var ama dışarıda görüşmüşlüğüm veya öncesinde tanımışlığım yok.
Kaç kez görüşmüştünüz?
2-3 kez. Bilgilerim itibarıyla, bugün ABD’de verdiği ifadelere benzer bir ifadesi olmadı.
“Rüşvet verdim” diye bir ifadesi olmadı mı yani?
Hayır, olmadı.
Zarrab bu işleri çevirirken, bu tür ticari ilişkileri yürüten herhangi bir insandan farklı olarak; gündelik hayatta öne çıktı, gece ortamlarında racon kesti, bu memleketin vergi veren vatandaşlarının yüzüne karşı “Gayri safi milli hasılanızı ben karşıladım” gibi şeyler söyledi. Reza Zarrab’ın bu korkunç imajı da kamuoyunda bu dava ile ilgili algıyı etkilemiyor mu?
Zarrab’ı temsil etmedim. Bu dosya nedeniyle tanıdığım biri. Onun davranışlarının toplumda ortaya çıkardığı etki üzerine yapacağım yorumlar isabetli olmaz.