"Kaderinizi değiştiremeyebilirsiniz, ama kaderinizi
nasıl yaşayacağınızı siz belirlersiniz."
Tam olarak böyle miydi bilmiyorum, bir yerlerde
okumuştum.
Evet, yaşamayı arzu ettiğiniz, o şeyi yaşamazsanız
öleceğinizi sandığınız çok şeyle karşılaşırsınız bazen, ümidiniz
tükenir, her şeyin ters gittiğinden eminsinizdir…
Sonuç istemediğiniz gibi olabilir, ne
yapacaksınız?
Oturup, kara kara düşünüp niye böyle oldu, oysa ben
ne kadar da çaba harcamıştım, hep böyle oluyor, kahretsin diye
kendinizi negatif düşüncelere doğru itecek misiniz?
Durun bir dakika…
Başınıza ne geldiyse hepsi siz istediğiniz için oldu,
bunu kabul edin!
Evet aynen böyle oldu!
Bir kaza geçirdiyseniz de sorumlusu sizsiniz, siz
çektiniz kendinize bunu…
En çok istediğiniz şeye kavuştuysanız da siz
istediğiniz için oldu!
Eskilerin çok sevdiğim bir lafı vardır; "Kırk kere
söylersen olur" diye…
Başınıza gelmesini istemediğiniz bir şeyi kaç kez
söylediniz, kaç kez beyninizin içinden, korkuyla "Ya istemediğim
gibi olursa" diye geçirdiniz…
Aykut Oğut'un da dediği gibi, "Evren bir fotokopi
makinasıdır."
Evren, sizin aklınızdan geçenleri, söylediklerinizi
gerçekleştirmekle yükümlüdür…
Bu sebeple, yapmamız gereken, korkularımızdan,
endişelerimizden, kendimize olan güvensizliğimizden arınarak kendi
kendimize egzersizler yapmak…
Ben bu egzersizlerin içinde en çok Aykut Oğut'un da
sevdiği gibi "şükür egzersizini" seviyorum…
Hayatımda olan ve beni mutlu eden her şey için her
sabah şükrediyorum…
_En sevdiğim şeyi yaptığım için, yazı yazdığım
için, milyonlarca kere şükrediyorum…
_Mükemmel bir ailem olduğu için, hata da yapsam her
an yanımda oldukları için şükrediyorum…
_Sağlıklı olduğum için, yürüyebildiğim için,
görebildiğim için, duyabildiğim için…
_Güvenebileceğim dostlarım olduğu için…
_Bir telefonumla beni başka bir şehre kahve içmeye
götürecek bir arkadaş bulabildiğim için…
_Sanki sıkıldığımı hissetmiş gibi en sıkıntılı anımda
çalan telefonun öteki ucundaki sıcacık sesini duyduğum arkadaşlarım
olduğu için…
_Dünyanın en iyi kardeşlerine sahip olduğum için…
Liste uzar gider…
Milyonlarca kez şükrediyorum…
Sadece sahip olduklarım için değil, sahip olmayı arzu
ettiğim herşey gerçekleşmiş gibi hissederek, kendimi istediğim şeye
ait hissederek şükrediyorum…
Olmayan bir şey için şükredilir mi?
Evet edilir(miş).
Ben de bunları okuduğum kitaplardan öğrendim…
Hissedebiliyorsanız, istediğiniz şey sizin
olabilir.
Örneğin, size, çok istediğiniz akıllı telefonu
elinizde tuttuğunuzu düşünün desem…
Düşünebilirsiniz değil mi?
Peki şimdi o telefonua dokunduğunuzu, ya da telefonla
konuştuğunuzu hayal edin desem?
O telefon neden sizin olmasın?
Onu alacak paranız yok!
Siz paranın yokluğuyla kafa yorar ve negatife doğru
kayarsanız o telfon size gelmez, siz telefonu isteyin ve onun size
gelmesi için bütün şartların da gerçekleşebileceğini hayal
edin…
Nasıl olacağını evrene bırakın, o bir yolunu bulur ve
o telefon size gelir.
Şimdi o telefonu cebinize koyup gülümseyin.
Yapabildiniz değil mi?
Hissettiğiniz her şeyin gerçekleşebileceğine
inanırsanız, ona ait olmayı başarırsanız o şey size gelir…
Bunun için de şükretmek yeterlidir…
Ama hissederek, çünkü kendinizi bile
kandırabilirsiniz ama evreni asla!
Her gün sabah yataktan kalkar kalkmaz bu egzersizi
yapın, şükredin, her şey istediğiniz gibi olsun…
Olmuyorsa üzülmeyin, daha iyisi olacağı için
olmuyordur! desem de inanmayın, siz gerçekten istemediğiniz için
olmuyordur!
Sabredin…
İsteyin gerçekleşsin…
(Bunları ve daha fazlasını kitaplarında toplayıp
bizlere öğrettiği için, Aykut Oğut'a teşekkürler.)
twitter.com/nsrnylmz