Gülmek elbette çok güzel bir şey... Hele de o gülümseme
karşındakine de pozitif bir şekilde yansıyorsa... Mesela Cem
Yılmaz'ın gülmesi gibi. Espri yapmasına bile gerek yok adamın...
Öyle neşeli öyle keyifli gülüyor ki ona bakıp siz de ister istemez
gülmeye başlıyorsunuz...
Bir gülme daha var meşhur olan...
Habertürk'ün gece spikeri Saba Tümer'in
gülüşü...
Deniliyor ki...
Erkekler onun gülmesine hastaymış...
"Şuh" bir eda varmış kahkahasında...
Biraz "tahrik" edici, biraz da "iç
gıcıklayıcı"...
Ben dün gece rastladım o gülüşe...
Erkeklere "hoş" ve "şuh"
gelebilir bu gülüş de...
Bana fena halde "yapmacık" ve
"zoraki" geldi...
Birileri ona "şuh kahkaha" sana reyting getiriyor
diye fısıldamış...
O da şuh kahkaha atacağım diye bahane arar
olmuş..
Benim denk geldiğim programda Saba Tümer'in konuğu Ali
Tezel'di...
Bu arada bizim gece editörümüz bir dip not ekledi mevzuya...
-"Ne zaman konuğu gelmese Ali Tezel'i ekrana
çıkarıyor" diye...
Yani Saba hanımın nöbetçi konuğu Ali bey...
Neyse, işte o programda bir kahkaha patlattı Saba Tümer...
-"Ali Tezel müthiş bir espri yaptı da ben mi kaçırdım
acaba" diye işkillendim...
Başa aldım o bölümü bir daha izledim...
Ortada gülünecek bir mevzu yok...
O "şuh edalı kahkaha"nın ise hiç gereği yok...
Bu da bir vasıftır ekran için diyeceğim ama...
Saba Tümer'in böyle "şuh numaralara" ihtiyacı
da yok...
Aslında söz derdimi anlatmıyor...
Siz en iyisi şu aşağıdaki videoyu izleyin...
Ne demek istediğimi anlarsınız...