Suda'nın 25 yıl sonra yazacakları
Abone olPakize Suda, anıları kitap haline getirmenin moda olduğuna değindi. Bu kitapların, çok sattığını belirten Suda, bugün önemli olan ve 25 yıl sonra kitap olacak olayları belir
Pakize Suda, "Anılarımı yazamıyorum" başlıklı
yazısında 25 yıl sonra kitap haline getireceği olaylara
değindi...
ANILARI kitap haline getirmek çok moda biliyorsunuz. Aslında her
zaman revaçta olmuştur. Hep çok satmıştır bu tür kitaplar.
Fakat tabii sıradan birinin kalkıp da ‘Ben çocukken komşumuz
Müzeyyen Teyze bize sabah kahvesine gelirdi, annemle öteki
komşuları çekiştirirlerdi’ demesi şeklinde değil. Gerçi
‘gözetleme’ye bu kadar meraklı olduğumuz ortaya çıktıktan sonra bu
da olabilir ama esasen ünlüsü bol olacak anı kitaplarının. Adı
geçen on kişiden dokuzu tanıdık bildik kişiler olacak ki okur Pazar
Keyfi misali sahiplensin kitabı.
Ama üzerinden 50 yıl geçmiş olayların ne cazibesi olur, o da başka.
Ünlülerin ünü, hatta kendisi bile yok olmuşken... Dedikodu, ay
pardon anı dediğin taze olacak.
Aslında yılların geçmesini beklememek lazım. Yani anıları saçmak
için. Erkenden yazacaksınız. Mesela Deniz Akkaya yazsa şimdi...
Hakikaten Karadağlı’yla yataklı tren kaçamağı yaptılar mı;
Akmerkez’de Okan Bayülgen’le yaşadığı tokat olayı nasıl gelişti...
Yok satar vallahi. Ama işte illa 80 yaşına gelince anlatacak. O
zamanın gençleri -ki bu hesapla 25 yıl sonra doğacaklar- Akmerkez’i
bile bilmiyor olabilirler oysa.
* * *
Bir de geçtiği dönemden politik, sosyolojik, ekonomik kesitler de
sunan anı kitapları var ki bunlardan bir tane de ben yazmak
istiyorum. Fakat olmuyor maalesef. Hiç not almamışım zira. Hafıza
deseniz sıfır.
Mesela, ‘Bu nereye gidiyor?’ diye taksiyle arabasını takip ederken,
Unkapanı Köprüsü’nün üzerinde yanlışlıkla önüne geçtiğim sevgilimin
‘A, bu ne arıyor buralarda?’ diye beni takip etmesiyle neticelenen
anımı anlatırken, araya o zamanlar kiralar ne mertebedeydi, ekmek
kaç paraydı, başbakan kimdi, bunları serpiştirmek istemez miyim...
Ama olmuyor işte.
Hadi bunlardan vazgeçtim, bari yaz mıydı, kış mıydı onu
hatırlasam... ‘Soğuk bir kış günüydü’ ya da ‘İstanbul boğucu
sıcakların pençesindeydi’ dememe bile izin vermiyor hafızam. Atmak
da istemiyorum. Anı bu. Hava durumu bile gerçek olmalı.
* * *
Ben de bu durumda bu işi ertelemekte buldum çareyi. 25-30 yıl sonra
yazacağım anılarımı. Not tutmaya başladım onun için.
2004 sonları...
Amerika yeni bir gezegen peşinde... Üzerinde tek canlı kalmayınca
Irak topraklarını bir uzay mekiğine yükleyip uzaya götürecek.
Kan tahliliyle bozdum. Habire kan değerlerimi
değerlendiriyorum.
Annemin deyimiyle ‘gök delindi’.
Recep Tayyip Erdoğan başbakan. Dışarıda çok tutuluyor.
Türkiye, Ukraynalı kızlardan sonra Ukraynalı 11 erkekle de
tanıştı.
Haftada beş gün anam ağlıyor.
Şişli Belediye Başkanı Sarıgül’ün bulunmadığı tek yer Şişli.
CHP muhalefette. Fakat muhalefetin de muhalefeti var. Hatta onun da
muhalefeti var.
Doygun çavdar ekmeğinin fiyatı 2 milyon 250 bin TL.
30 yıl sonra hepsini değerlendireceğim inşallah bunların.
MIŞ-MUŞ
Rusların sır silahının adı ‘Büyük İskender’miş.
Peki ‘İskender’in esasının ‘Skender’ olduğunu bilir misiniz?
Bu bakımdan, çok uygun olmuş.
Hülya Avşar, GORA’yı topa tutmuş.
GORA’yı top yıkamaz, ışına tutacaktı.
YAZI:Pakize SUDA