Suda doğuma büyük ilgi
Abone olTürkiye'de suda doğum ünitesinin bulunduğu ilk devlet hastanesi olma özelliğine sahip Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvuru yağıyor
Türkiye'de suda doğum ünitesinin bulunduğu ilk devlet hastanesi
olma özelliğine sahip Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve
Araştırma Hastanesi'nde bugüne kadar söz konusu yöntemle 5 doğum
gerçekleştirildi. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı, Eğitim ve
Araştırma Hastanesi Başhekimi Leyla Mollamahmutoğlu, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, geçen yıl Kasım ayında Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan tarafından açılan suda doğum
ünitesinde doğum yapmak isteyen çok sayıda anne adayından başvuru
aldıklarını bildirdi. Burada ilk doğumu Hatice Tuna isimli annenin
yaptığını ve bebeğe ''Pelinsu'' adının verildiğini anlatan
Mollamahmutoğlu, ''Suda doğum, hasta konforunu son derece artıran
bir yöntem. Nitekim bugüne kadar burada doğum yapan 5 hastamız da
olağanüstü rahat bir doğum yaptıklarını ve herkese tavsiye
ettiklerini dile getirdiler'' dedi. Mollamahmutoğlu, ilk kez anne
olacaklarla riskli gruptakilere suda doğum önermediklerini
kaydederek, ''İlk doğumlarda yırtıkların düzgün açılması için
kontrollü kesiler açılır. Bunun su içindeyken yapılması mümkün
olmadığı için, suda doğum 2. veya 3. doğumlarda tavsiye ediliyor''
diye konuştu. HIV, hepatit ve aktif genital enfeksiyonu olanların
suda doğum yapamayacaklarını belirten Mollamahmutoğlu, bebeğin ters
gelmesi, çoğul gebelik, daha önce sezaryenle doğum yapılması,
bebeğin çok iri olması, erken doğumun söz konusu olması, annenin
astım, kalp, şeker, yüksek tansiyon gibi hastalıkları olması, su
kesesinde sorun ya da bebeğin eşinde problem bulunması, annenin
suyunun erken gelmesi, aşırı kanamasının olması ve çok kilolu
olması halinde suda doğumun önerilmediğini bildirdi.
Mollamahmutoğlu, suda doğumu; normal doğum yapmak isteyen, damardan
veya belden ağrı kesici ilaç almadan doğum süresini kısaltma
arzusunda olan, çok istekli ve bu konuda daha önceden
bilgilendirilmiş anne adaylarına önerdiklerini kaydetti.
Türkiye'deki doğumların yüzde 40'ının sezaryenle yapıldığını
anlatan Mollamahmutoğlu, suda doğum ünitesini normal doğumu teşvik
etmek ve bunda endişe edilecek bir yan bulunmadığını ortaya koymak
amacıyla açtıklarını söyledi. Mollamahmutoğlu, suda doğum yapmak
isteyen anne adaylarının, yakında açılacak suda doğum
polikliniğinde izlemeye alınacağını da bildirdi. SUDA DOĞUM NEDİR
Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı, Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde
suda doğum, 36-37 derece sıcaklıktaki suyla doldurulan geniş bir
küvet içinde yaptırılıyor. Anne adayları burada ortalama 2.5-3 saat
kalıyor. Ancak uzmanlar, bu sürenin hastadan hastaya değiştiğine,
anne adaylarının kimi zaman daha uzun, kimi zaman da daha kısa süre
su içinde kaldığına dikkati çektiler. Bu yöntemin uygulanmasında
doğum başladıktan sonra bebeğin aktivite, annenin ise tansiyon
ölçümleri yapılıyor. Bunların uygun olması halinde anne adayı
küvete alınıyor. Hiçbir ilaç, suni sancı veya ağrı kesici
yapılmayan anne adayı doğum gerçekleştikten sonra kanama kontrolü
için sudan çıkarılarak normal doğum masasına alınıyor. Uzmanlar,
yeni doğan bebeğin suyun içinde 12 saniye kadar kalabildiğini
belirttiler. SUDA DOĞUMUN AVANTAJLARI Uzmanlara göre suda doğumun
avantajları şunlar: -36-37 derece sıcaklıktaki su, vücudu
rahatlatan endorfin hormonunun salgılanmasını kolaylaştırarak,
doğumun gerilimini azaltıyor. -Ilık su, anneye daha rahat hareket
etme imkanı sağlıyor. -Anne rahmiyle su arasında çok fazla ortam
farkı bulunmadığından, bebek şoka uğramıyor ve hayata ''yumuşak bir
geçiş'' yapıyor. Böylece ameliyathanelerin ve doğumhanelerin
gürültülü, kalabalık ve ışıklı ortamının olumsuz etkileri en aza
indirgenmiş oluyor. -Doğum, hem anne hem de çocuk için kolaylaşmış
oluyor. Çünkü annenin salgıladığı hormonları çocuk doğrudan alıyor.
-Annenin artan kan dolaşımına bağlı olarak bebeğe daha fazla
oksijen gitmesi ve yeni doğan döneminde emzirmeyle ilgili daha az
problem yaşanması bebek için bir avantaj oluşturuyor. -Doğum kanalı
yaralanmaları ile doğum sonrası kanamanın az olması ve doğum
ağrılarının anne tarafından daha az hissedilmesi nedeniyle ağrı
kesici ilaç kullanmaya gerek kalmaması da anne için avantaj
yaratıyor.