Türkiye için “küçük Amerika” deyimini sıkça duyarız.
Amerika kadar olmasa da Türkiye de fırsatlar ülkesi
sayılabilir.
Özal’ın o ünlü “bir koyup üç alacağız” sözü, boşuna günlük
hayatın bir parçası haline gelmedi, öyle değil mi?
Misal; elinde bir miktar parası olan, ya da ararsam bulurum
diyenler günlerini nereye bir koyup üç alabileceğini düşünerek
geçirirler.
İmar geçecek bir arazi, belediyenin uygulamaya niyetlendiği bir
projede taşınmaz edinmek en kestirme yoludur, bir koyup üç
almanın.
Yeter ki önceden haberiniz olsun.
Arsayı, araziyi ya da metruk bir binayı “buradan hiçbir şey
olmaz” diyen, mülkünden umudu kesen sahibinden üç kuruşa alırsınız.
Beklersiniz, beklerken kazanırsınız. Plan hayata geçtiğinde erken
yola çıkmanın avantajını yaşar, paranızı katlarsınız.
Son bir hafta içinde hak ettiğinden az da olsa tartışılan Suat
Kılıç’ın alışverişine de bu pencereden bakılabilir ama işin içine
siyaset girdiğinde durum biraz farklılaşıyor.
Kılıç, Ankara’da, Altındağ Belediyesi’nin canlandırmaya karar
verdiği bir bölgede metruk bir bina almış. Sonra belediyenin
projesi hayata geçmiş, o gün milletvekili, sonraki yıllarda Ak
Parti Grup Başkanvekili, bugün bakan olan Suat Kılıç, cebinden
parasını ödeyerek binayı restore ettirmiş. Elbette bölge gelişmiş,
bina sahipleri de kazanmış.
CHP’li milletvekilinin iddiasına göre beş yıl önce 25 bin liraya
alınan o bina bugün 300 bin lira ediyormuş.
Haber ortaya çıktıktan sonra Kılıç’ın iki açıklaması var.
Birisi Vatan gazetesinden Murat Çelik’e. Yakın çevresi demiş
ki;
- O evi, bakan olmadan önce,
- Her vatandaşın hakkı olduğu şekilde, kendi parasıyla satın
aldı,
- Evin restorasyonunu da yine kendi parasıyla yaptırdı,
- Bu alımda herhangi bir yolsuzluk, usulsüzlük yoktur.
Suat Kılıç bir de CNN TÜRK Ankara temsilcisi Hande Fırat’ın
konuyla ilgili sorusunu yanıtladı.
-Alışveriş Bakanlığımdan önce, bu nedenle gensoru konusu
olamaz
-Devletin bir kör kuruşu, bir paslı çivisi bu işte
kullanılmamıştır
-Mülk dönemin rayiçlerine uygun bir fiyattan alınmıştır..
Suat Kılıç eski bir meslektaşımız, eski bir gazeteci.
Politikaya atılmasaydı bugün eminim medya dünyasının önemli
isimlerinden birisi olurdu. Ve tabii ki, kendisininki gibi bir
olayla karşılaştığında da, bu iddialar karşısında verilen bu
yanıtları yeterli bulmazdı.
Bildiğim kadarıyla olayı ortaya çıkaran CHP’li Levent Gök,
alımda devlet imkanlarının kullanıldığını, restorasyonda
belediyenin imkanlarından yararlanıldığını iddia etmiyor. Bir
canlandırma projesinden, dönemin Ak Parti milletvekili Suat
Kılıç’ın erken haberdar edildiğini ve Kılıç’ın proje sorumlusu
bürokrata verdiği vekalet ile alım satım yapıldığını söylüyor.
Dikkat edileceği gibi Kılıç’ın yanıtlarında bu hususlara açıklık
getirilmiyor. Yani Suat Kılıç bugün gazeteci olsaydı, hiç şüphem
yok, bu soruların peşine düşerdi.
Ama süreç sona ermedi. Gensoru görüşmeleri sırasında da
dinleyeceğiz Spor Bakanı Suat Kılıç’ı. İddialara nasıl yanıt
vereceğini o zaman göreceğiz. Ama eğer CHP’li Gök’ün, Ak Partili
olduğu için önceden haberdar edildi iddiası doğru ise Kılıç’a
yapacak tek şey kalıyor.
O binayı satmak, bina için ödediği parayı ve restorasyon için
harcadığını alıp aradaki farkı bir yardım kuruluşuna
bağışlamak.
Çünkü iddialar doğru ise olay etik değil, Suat Kılıç’a da
yakışan bu olur…