STK'lardan TSK ve PKK'ya çağrı
Abone olDiyarbakır'da 20 ilden toplam 649 sivil toplum kuruluşu temsilcisi operasyonların durması ve PKK'nın eylemlerine son vermesi çağrısında bulundu.
1 Haziran sonrası bölgede artarak devam eden çatışmalı
ortama dur demek için Diyarbakır'a gelen 20 ilden toplam 649 sivil
toplum kuruluşu temsilcisi operasyonların durması ve PKK'nın
eylemlerine son vermesi çağrısında bulundu.
20 ilden 649 sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcisi geçtiğimiz Pazar günü Sümer Park resepsiyon salonunda 2 günlük bir toplantı gerçekleştirdi.
Toplantıda operasyonların durdurulması ve PKK'nın eylemlerini sonlandırması için çağrı yapılması kararı alındı. Bugün Sümer Park'ta bir araya gelen STK'lar adına Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Şemsettin Koç açıklama yaptı.
Koç ilk olarak Hakkari'nin Çukurca ilçesine bağlı bir karakolda
sabah saatlerinde meydana gelen saldırı olayı ile ilgili, "Bugün
yine
insanımız ölmüştür. Biz artık kimsenin ölmesini istemiyoruz"
şeklinde konuştu.
Koç daha sonra toplu olarak aldıkları kararları içeren bir basın
metnini okudu. Koç, bugüne kadar bazı çağrılar yaptıklarını, bu
çağrılara geniş kesimlerden destek geldiğini ancak siyasi iktidarın
bu çağrıları dikkate almadığını belirterek, "Kürt sorununu
demokratik ve barışçıl çözümü yerine, sürekli denenen ve çözüm
getirmediği belli olan güvenlik konsepti yeniden öne
çıkarılmaktadır.
Özel ordu kurma gibi arayışlar içine girilerek bölgedeki çatışma hali kalıcılaştırılmaya çalışılmaktadır. Bugün kan akmaya devam ediyor. Bu kanlı sürecin neden olduğu ve daha da artması muhtemel tahribatın farkında olarak bizler, görüş ve önerileri bir kez daha kamuoyuna aktarmayı tarihi bir sorumluluk olarak addediyoruz.
Bölgenin sivil toplum örgütleri olarak, Kürt meselesinin
demokratik çözümü için öncelikle çatışmasızlık ortamının oluşmasını
olmazsa olmaz olduğunu düşünüyoruz. Bu itibarla parmaklar
karşılıklı olarak tetikten çekilmelidir. TSK operasyon yapmamalı ve
PKK eylemlerine son vermelidir. Çatışmaların bir an önce durması
sağlanmalı ve siyasal çözümün önünü açacak bir barış iklimi
oluşturulmalıdır" dedi.
"ÇOĞULCU BİR ANAYASA İÇİN HER TÜRLÜ ÇABAYI DESTEKLEMEYİ
TAAHHÜT EDİYORUZ"
Çatışmaların tamamen sona erdirilmesi için sağlıklı bir diyalog ortamının oluşturulması gerektiğini belirten Koç, "Kalıcı bir çözümü mümkün kılmak için diyalog süreci başlatılmalı ve bu süreçten kendini sorunun tarafı olarak gören hiç bir aktör dışlanmamalıdır. Sürecin nihai amacı olan çatışmaların tamamen sona erdirilmesi için sağlıklı bir diyalog ortamı oluşturulmalı, inisiyatif sahibi şahsiyet ve dinamiklerin önerileri önyargısız olarak tartışılabilmelidir.
Bölgenin sivil toplum kuruluşları demokratik ve sivil bir anayasanın Kürt meselesinin çözümünde hayati bir değer taşıdığı kanaatindedir. Bu bağlamda çoğulcu, demokratik değerler, özgürlüğü ve eşitliği esas alan yeni bir anayasa için yapılacak her türlü çabayı desteklemeyi taahhüt etmektedir.
Siyasetin sorun çözücü işlevini yerine getirebilmesi için bütün siyasal görüşlerin kendini rahatça ifade edebileceği bir siyasal partiler rejimine ihtiyaç vardır. Bu nedenle başta temsilde adaletsizliğe sebep olan seçim barajı kaldırılmalı veya makul bir seviyeye düşürülmeli.
Siyasi Partiler Yasası yasaklardan arındırılmalıdır. Bütün toplumun vicdanını yaralayan TMK mağduru çocukların mağduriyetini giderecek düzenlemeler acilen yapılmalıdır. TMK kaldırılmalı, TCK'nin evrensel hukuka aykırılık taşıyan ve adaletsizliğe sebebiyet veren hükümler ile mevzuattaki benzer anti demokratik kanunlar haklar temelinde değiştirilmelidir" diye konuştu.
Düzenlenen operasyonlarla tutuklanan siyasetçilerin serbest bırakılması gerektiğini belirten Koç, "Toplumun adalet duygularını sarsan uygulamalara duruşma günleri beklemeksizin son verilmeli ve özgürlüklerine kavuşmaları sağlanmalıdır. Barışın oluşumu, barışçıl bir dilin kullanımı gereklidir.
Son dönemlerde siyasette hakim olan ve diyalogu engelleyen
militer dilden derin endişe duyuyoruz. Barış için siyasi aktörlerin
dilinin özgürlüğü esas almasını ve sivil toplum örgütlerinin
çağrılarına yanıt
vermelerini temenni ederiz" ifadelerini kullandı.
"TÜM TARAFLARIN KATILABİLECEĞİ BİR MÜZAKERE ZEMİNİ
OLUŞTURMANIN YOLLARINI ARAYACAĞIZ"
"Dünyada etnik temelli sorunların çözümünde sivil toplum
kuruluşları önemli bir rol oynamıştır" diyen Koç, ortak açıklamada,
"Bizler de bu önemli ve sorumluluğunun bilincinde örgütler olarak,
barışçıl bir çözüm için tüm tarafların katılabileceği bir müzakere
zeminin oluşturmanın yollarını arayacağız. Bu konuda gerekli
iradeyi gösteriyor bölge sivil toplum örgütleri inisiyatifi olarak,
hareket edeceğimizi deklere ediyor, üzerimize düşen her türlü
görevi yerine getirme konusunda kararlılığımızı kamuoyuna duyurmayı
bir görev biliyoruz" ifadelerine yer verdi.
"ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜLMELİ"
Deklarasyonun ardından gazetecilerin, "Müzakerede doğrudan rol alacak mısınız" sorusuna Koç, "Barış ortamının sağlanması için barış ortamına diyalogla gidilir. Bu süreçte Cumhurbaşkanı, akademisyenler, aydınlar, gazeteciler bu süreçte rol almalıdır. Hepimizin bildiği gibi silahlı güçler üzerinde etkisi bilinen PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşülmeli sürece dahil edilmeli.
Çözüm için çaba sarf edilmelidir" şeklinde cevap verdi.
TİHV Diyarbakır Temsilcisi Av. Sezgin Tanrıkulu da aynı soruya,
"Bizim görevimiz bugün burada deklarasyonu yayınlamak değildir.
Bundan sonraki süreçte aktif rol oynayacağız. Doğrudan doğruya
sürece müdahil olacağız" karşılığını verdi.