Starlar, türbanla ilgili konuşamadı
Abone olYeni Aktüel Dergisi, "Türban"ı ünlülere sordu. Fakat çoğu ünlü türbünla ilgili cevap vermek istemedi. Oray Eğin, bunun nedenlerini analiz etti. İşte starların korktukları:
Akşam Yazı İşleri Müdürü ve yazarı Oray Eğin, Yeni Aktüel
Dergisi'nin türbanla ilgili anketini değerlendirdi. Eğin,
ünlülerini daha doğrusu starların konuyla igili konuşmaktan
çekindiğini yazdı. Peki neydi starları endişelendiren? Eğin tüm
endişelerini "Omurgasızlar Cumhuriyeti" isimli yazısında
açıkladı...
Yazı: Oray Eğin
Kaynak:
Bakın Yeni Aktüel'in son sayısında 'Türkiye'nin karar vericileri' başlığı altında toplanan bir grup insana türban konusunda görüşleri sorulmuş. Bir kısmı görüşlerini açıkça söylemişler, bir kısmı ise cevap vermemiş. Cevap vermeyenler arasında en çok dikkatimi çeken Türkiye'nin starları oldu. Hemen hepsinin cevabı ortak: 'Türbanla ilgili bir soruya yanıt vermek istemediğini belirtti.' Neden? Açıklaması yok. Ama aslında çok belli neden olduğu.
Çünkü Türkiye gerçek bir Omurgasızlar Cumhuriyeti ve hiç kimse yüksek sesle herhangi bir konuda ne düşündüğünü söylemek istemiyor. Her şeyin rating'e endekslendiği bir popüler kültürden bu yüzden star olarak kendisini anti-savaş hareketi için nefer eden bir Jane Fonda çıkmıyor. Ancak Sezen Aksu çıkıyor işte.
Bugün Aktüel'e türban konusunda cevap vermek istemediğini söyleyen Sezen Aksu, yıllar önce bir promosyon çalışması için yine aynı dergiye dandik bir Cumartesi Anneler şarkısı kaseti doldurup bedavadan dağıtmamış mıydı? O zamanlar Cumartesi Anneleri'nin yanında yer almak prim yapıyordu; Türkiye'nin mozaiğini biraraya getirdiği iddiasıyla yola çıktığı bir albüm yapmıştı mesela. Dahası, kamuoyunun çok daha büyük bölümü gözaltında kayıplara öfkeliydi, neredeyse ortak bir uzlaşma sağlanmıştı Anneler'e destek konusunda.
Oysa Türkiye kamuoyu henüz türbanla meselesini tam olarak çözemedi. Halkın büyük bir kısmı AKP'den o kadar bıktı, o kadar nefret ediyor ki bu süreçte flulaşan meselelerden biri de türban oldu. Sanki türbana destek vermek AKP'yi desteklemekmiş gibi algılanacak neredeyse.
Türkiye'de hala laiklik faşistleri, milli eğitim öğretmenleri, asker kızları falan büyük bir grubu, dolayısıyla da alıcı kitlesini oluşturuyor. Onların önüne duvar ördüğü türban konusunda yorum yaparak kendisini ticari risk altına atacak değil herhalde Sezen Aksu.
Tabii, türban yasağını destekliyor da olabilir. O zaman da iktidarı, AKP'nin seçmen tabanını falan karşısına alma, solcu arkadaşları tarafından faşist diye damgalanma tehlikesi var.
Korkutucu olan Sezen Aksu'nun türban konusunda herhangi bir fikrinin olmaması ihtimali. Ama madem kendisini yıllarca bu kadar toplumun önüne attı, her konuda fikri var gösteriyor, o zaman bir zahmet arayıp Yıldırım Türker'e soruversin ne düşünmesi gerektiğini.
Listede üç tane büyük star daha var. Tarkan, Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan. Tarkan bu toplumda Zeki Müren'den sonra iki yüzlülüğün hala nasıl prim yaptığının canlı kanıtı zaten; herhangi bir konuda yanıt beklemek fazlasıyla iyimserlik olur. Cem Yılmaz'ın zaten hiçbir ciddi meselede bir sözü, bir fikri olduğu görülmemiş. Ama ya büyük Kürt aktivisti, sosyalizmin yılmaz savunucusu, 12 Eylül'ün sinematik muhalifi Yılmaz Erdoğan?
O da türbanla ilgili bir meselede yanıt vermediğini asistanıyla iletmiş. Bir zamanlar o da gözaltında kayıplar konusunda Siyaset Meydanı'na çıkardı, dahası ailesi pre-Gülben Ergen döneminde epey politikti. Ağabey Mustafa, Özgür Gündem'in Ankara temsilcisiydi.
İş türbana gelince sessizlik. Böyle ülkeye böyle starlar, böyle starlara böyle bir ülke...
Türban konusunda da, tıpkı başka kritik konularda olduğu gibi söylenmesi gereken tek bir söz var aslında: Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler. Az ya da çok özgürlük diye bir şey olmaz çünkü. Herkese, her zaman, sürekli özgürlük...
Yazı: Oray Eğin
Kaynak:
Bakın Yeni Aktüel'in son sayısında 'Türkiye'nin karar vericileri' başlığı altında toplanan bir grup insana türban konusunda görüşleri sorulmuş. Bir kısmı görüşlerini açıkça söylemişler, bir kısmı ise cevap vermemiş. Cevap vermeyenler arasında en çok dikkatimi çeken Türkiye'nin starları oldu. Hemen hepsinin cevabı ortak: 'Türbanla ilgili bir soruya yanıt vermek istemediğini belirtti.' Neden? Açıklaması yok. Ama aslında çok belli neden olduğu.
Çünkü Türkiye gerçek bir Omurgasızlar Cumhuriyeti ve hiç kimse yüksek sesle herhangi bir konuda ne düşündüğünü söylemek istemiyor. Her şeyin rating'e endekslendiği bir popüler kültürden bu yüzden star olarak kendisini anti-savaş hareketi için nefer eden bir Jane Fonda çıkmıyor. Ancak Sezen Aksu çıkıyor işte.
Bugün Aktüel'e türban konusunda cevap vermek istemediğini söyleyen Sezen Aksu, yıllar önce bir promosyon çalışması için yine aynı dergiye dandik bir Cumartesi Anneler şarkısı kaseti doldurup bedavadan dağıtmamış mıydı? O zamanlar Cumartesi Anneleri'nin yanında yer almak prim yapıyordu; Türkiye'nin mozaiğini biraraya getirdiği iddiasıyla yola çıktığı bir albüm yapmıştı mesela. Dahası, kamuoyunun çok daha büyük bölümü gözaltında kayıplara öfkeliydi, neredeyse ortak bir uzlaşma sağlanmıştı Anneler'e destek konusunda.
Oysa Türkiye kamuoyu henüz türbanla meselesini tam olarak çözemedi. Halkın büyük bir kısmı AKP'den o kadar bıktı, o kadar nefret ediyor ki bu süreçte flulaşan meselelerden biri de türban oldu. Sanki türbana destek vermek AKP'yi desteklemekmiş gibi algılanacak neredeyse.
Türkiye'de hala laiklik faşistleri, milli eğitim öğretmenleri, asker kızları falan büyük bir grubu, dolayısıyla da alıcı kitlesini oluşturuyor. Onların önüne duvar ördüğü türban konusunda yorum yaparak kendisini ticari risk altına atacak değil herhalde Sezen Aksu.
Tabii, türban yasağını destekliyor da olabilir. O zaman da iktidarı, AKP'nin seçmen tabanını falan karşısına alma, solcu arkadaşları tarafından faşist diye damgalanma tehlikesi var.
Korkutucu olan Sezen Aksu'nun türban konusunda herhangi bir fikrinin olmaması ihtimali. Ama madem kendisini yıllarca bu kadar toplumun önüne attı, her konuda fikri var gösteriyor, o zaman bir zahmet arayıp Yıldırım Türker'e soruversin ne düşünmesi gerektiğini.
Listede üç tane büyük star daha var. Tarkan, Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan. Tarkan bu toplumda Zeki Müren'den sonra iki yüzlülüğün hala nasıl prim yaptığının canlı kanıtı zaten; herhangi bir konuda yanıt beklemek fazlasıyla iyimserlik olur. Cem Yılmaz'ın zaten hiçbir ciddi meselede bir sözü, bir fikri olduğu görülmemiş. Ama ya büyük Kürt aktivisti, sosyalizmin yılmaz savunucusu, 12 Eylül'ün sinematik muhalifi Yılmaz Erdoğan?
O da türbanla ilgili bir meselede yanıt vermediğini asistanıyla iletmiş. Bir zamanlar o da gözaltında kayıplar konusunda Siyaset Meydanı'na çıkardı, dahası ailesi pre-Gülben Ergen döneminde epey politikti. Ağabey Mustafa, Özgür Gündem'in Ankara temsilcisiydi.
İş türbana gelince sessizlik. Böyle ülkeye böyle starlar, böyle starlara böyle bir ülke...
Türban konusunda da, tıpkı başka kritik konularda olduğu gibi söylenmesi gereken tek bir söz var aslında: Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler. Az ya da çok özgürlük diye bir şey olmaz çünkü. Herkese, her zaman, sürekli özgürlük...