Star yazarı Bilal Erdoğan'a tanıklık etti!
Abone olBilal Erdoğan ile ilgili bilinmeyen hatıralarını Sibel Eraslan ilk kez yazdı.
Star si yazarı ve Erdoğan'ın aile dostu
olan Sibel Eraslan kasetlerin ortaya çıkmasının ardından Bilal
Erdoğan'ın çocukluğunu ve kendini adadığı hayır işlerini
yazdı.
"Ben bu ailenin tanığıyım" diyen Eraslan,
Bilal Erdoğan ile birlikte yardım dağıtırken başlarından geçen
olayları ilk kez anlattı.
Rahmetli Tenzile Hanım Teyze, bir gün torunu Bilal Erdoğan’dan söz
ederken şöyle demişti bana: “Onun adı Necmeddin
Bilal’dir, bizim Bilal dünyaya geldiğinde ortalık çok karışıktı,
ihtilal zamanlarıydı, neyin ne olacağını bilmiyorduk, Menderes’i
bile asmışlar, herkes sinmiş sindirilmiş... Tayyip de Hocasına
(Erbakan Hocayı kastediyor) çok düşkündür, oğlumuza onun adını
verelim anne demişti bize...”
DERSİ
DİNLEYEMİYORUM
Tayyip Bey’in milletvekili seçimlerinde
“tercih” meselesi hasebiyle başının ağrıdığı
günler... Seçim Kuruluna itirazlar, mahkemeler ve neticede
seçimleri kazandığı ilan edildiği halde, ardından milletvekilliği
hakkının elinden alındığı günler... Kasımpaşa’daki evdeyiz, telefon
çalıyor, Emine Hanım çay servisi yaptığı için telefona ben
bakıyorum; Bilal’miş arayan. “Babamı merak etmekten
dersi dinleyemiyorum” diyor. Bir punduna getirip
okuldan çıkmış telefon kulübesinden jetonla evi arıyor. Gayet
iyidir, merak etme, sen derslerine sarıl gibi şeyler söyleyerek
kapatıyorum.
BU AİLENİN
TANIĞIYIM
Babalarını okuduğu şiir yüzünden düştüğü hapishaneye teslim
etmeye giderken, yüzlerindeki metanet hatta ümit, onların henüz
çocukken öğrendikleri bir hayat tarzıdır. Gerçi Reis Bey, içeri
girerken son defa dönüp el salladıktan sonra aile fertlerinin
birbirlerine sarılıp ağlayışları da aklımda. Bu ailenin, en zor
şartlar altında bile inançla azimle durmaya devam ettiğinin
yıllardır tanığıyım...
“TANIK” kelimesinin altını çizerek yazıyorum bu
yazıyı. Çünkü bir müddettir gerçeği imha eden bir zorlu geçitten
yürüyoruz toplum olarak. Görünüşte dini bir cemaat ile siyasi bir
parti arasında geçtiği zannedilen bu haşin çarpışmadan en çok darbe
alan şey “GERÇEK”... Çünkü yapılandırılıp
üretilerek ortaya atılan şeyler, belge ve delillerin yerine
geçiyor.
BİLAL'İ NASIL BİLİRİM
Ama bugün madem herkes bildiğine şahitlik etmek durumuna
gelmiştir. Ben de Bilal Erdoğan ile ilgili tanıklığımı kayda
geçmesi için söylemeliyim... Resulullah(s) da ifk hadisesinde,
ailesinin ve evinin üzerine yıkılan haysiyet yıkımı projesinden,
tanıklıklara başvurarak çıkmayı murad etmişti... “Aişe’yi
nasıl bilirsiniz”, soru buydu ve çok ağırdı. Hz.Aişe ile
ilgili kitabımı yeni bitirdim. Resulullah’ı (s) mat etmek isteyen
kişilerin, onu “ev”i ve “ailesi” üzerinden sarsma girişimleri,
Bedir’de veya Uhud’da verilen savaşlardan bile daha etkili, daha
ağırdı... “Nasıl bilirsiniz” en ilhamla ben de
Bilal’i nasıl bildiğimi söylemek istedim sizlere...
BEN BUNA ŞAHİDİM
Bilal Erdoğan 31 yaşında, Ömer
Tayyip ile henüz kırkını çıkartmakta olan Ali
Tahir’in babası. Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden
sonra, Harvard’da tamamladı yüksek tahsilini. Babasının ismi,
elbette ona dünya çapında bir referans, ama aynı zamanda kariyer
seçimi konusunda aşılması güç bir engel de. Onun gördüğü tahsil,
sadece Türkiye’de değil istediği ülkede ona pek çok parlak kapıyı
açacakken, kendisiyle aynı konumdaki pek çok gençten daha geride
tutmak zorunda kendisini... Gönüllü hizmetlere, toplumsal
yardımlaşma ve dayanışma işlerine adanmış bir hayatı yaşıyor Bilal.
İlim Yayma Cemiyeti’ndeki ihtiyar dedelerle,
TÜRGEV’de sırtına giyecek ikinci bir atleti
olmayan gençlerin arasında geziniyor hayatı. Ben buna
şahidim...
YANIMIZDA BOMBA
PATLADI
Geçen yıl Gazze bombalanırken, Bilal Erdoğan’la birlikteydik
bombaların altında. 500 metre ötemizde patladı bombaların birisi,
iki gazeteci arkadaşımızı kaybettik. Üzerimdeki elbise sığındığımız
Şifa Hastanesindeki ölü ve yaralıların içinde kana boyanmıştı. O
mazlumların kanı da şahittir Bilal’e...
YAĞMUR DA ŞAHİTTİR
BİLAL'E
Somali’de beraberdik... Havaalanı bile olmayan Somali’ye
inerken, uçağımızın sağ kanadı çatlamıştı. Mogadişu’da bir çadırdan
diğerine gözlerimizin önünde son nefesini veren çocuklar arasında
koşuştururken, Bilal Erdoğan’ın yüzündeki derin keder, altüst oluş
bugün gibi gözümde. Somalili gençlerin zapzayıf elleriyle bizlere
koşup, iniltiler halinde sarılmaları o Ramazan gününde... Ağlayarak
kıldığımız namazın ardından hafifçe yağan yağmur da şahittir
Bilal’e... Hayırseverlerin burslarıyla okutup desteklediğimiz
Somalili tıpçı kızlar, mühendislik tahsili gören zayıf oğlanlar da
şahittir Bilal’e...
KİMSESİZLERİN KİMSESİ
BİLAL
Van’ın insanı donduran karakışı, Urfa’nın kavruk düzlükleri, Karadeniz’in haşin dalgaları... Bilal Erdoğan’ın hayat defterinde kayıtlı nice köy ve kasabanın arasında “kimsesizlerin kimsesi” olmaya adanmış genç bir idealistin hayat hikayesiyle örgülüdür...
Herkes bildiğini, kendince şahit olduğunu yazacaksa... Benim
bildiğim de budur.