Stadın yerine deniz feneri önerisi
Abone olArıcı, yıkılması gündemde olan tarihi Tevfik Sırrı Gür Stadı'nın yerine Türkiye'nin en büyük 'deniz feneri'nin yapılmasını önerdi.
Mersin'in, deniz ticaretiyle var olmaya başladığını ve
Anadolu'nun diğer kentlerine aydınlanma hamlesinde tecrübesiyle
öncülük ettiğini hatırlatan Arıcı, Türkiye'nin Akdeniz'e yayılan en
güçlü ve en büyük ışığının kentte olmasının çok şeyi ifade
edeceğini söyledi.
Kentlerin, sakinlerinin anıları ve değerleriyle kent olmaya başladığına dikkat çeken Arıcı, bu kentleşmenin de ortak hafızanın mekanlara yansımasıyla simgeleşeceğini, kentlerin sembollerinin de süreç içerisinde bu şekilde oluştuğunu anlattı. Söz konusu sembollerin Eski Yunanlılarda 'agora', Romalılarda 'forum' adıyla yapıldığını ve bunların da Ortaçağ sonrasında Avrupa'da büyük kiliselerin avluları halinde günümüze kadar ulaştığını dile getiren Arıcı, bu simgelerin aynı zamanda da 1900'lü yıllarda toplumsal olaylarla yoğrulduğunu kaydetti. İslam dünyasında dini yapılar ve açık mekanların kentleri sembolize ettiğine dikkat çeken Arıcı, Mersin'in de 160 yıllık taze geçmişinde defalarca ortak hafıza oluşturulduğunu ancak yerel ve merkezi yöneticiler tarafından bunların silindiğini öne sürdü.
Serkan Arıcı, " Oysa Gümrük Meydanı, Azakhan ve Akkahve gibi
sembol değeri çok yüksek mekanlar bugüne taşınabilseydi emin olun
Mersin'in kent kimliği bugün tartışmıyor olacaktık. Hal böyle
olunca elimizdeki ekonomik sembollerimizi Çamlıbel gibi, Çakmak
Caddesi gibi, Uray Caddesi gibi, teker teker anılara yollamaya
başlıyoruz. Yöre esnafımız ve ayağını alıştırmış Mersinli
vatandaşlarımız da en büyük hastalığımız olan; 'Mersin'de umut yok'
girdabına kapılıp gidiyor. Bu noktada, son günlerde Mersin
gündemine girmeye başlayan 'stadyum yıkılırsa yerine ne yapılsın'
tartışmasına getireceğimiz farklı bir öneriyle, Mersin Gönüllüleri
olarak yine projelerimizle Mersin'e umut vermeyi amaçlıyoruz"
dedi.
"TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK DENİZ FENERİ MERSİN'E
YAPILABİLİR"
Tarihi Tevfik Sırrı Gür Stadı'nın yıkılması halinde yerine Türkiye'nin en büyük 'deniz feneri'nin yapılmasını önerdiklerini açıklayan Arıcı, bu fenerinde Şile Deniz Feneri'nden daha yüksek, daha verimli ve kentle daha bütünleşmiş bir fener olarak öne çıkacağını ifade etti. Mersin'in, deniz ticaretiyle var olmaya başladığını ve Anadolu'nun diğer kentlerine aydınlanma hamlesinde tecrübesiyle öncülük ettiğini hatırlatan Arıcı, bu noktada da Türkiye'nin Akdeniz'e yayılan en güçlü ve en büyük ışığının kentte olmasının çok şeyi ifade edeceğini savundu.
Arıcı, "Kısacası Türkiye'den Akdeniz'e yayılan en güçlü ışığın
Mersin'de olması umutlanacak çok şeyimiz olacağını anlatacaktır
herkese. Kulemizin arazi üzerinde yerleşimiyse özenle yapılmıştır.
Çamlıbel'in Askerlik Şubesi önünde kesilen yol, yeni bir yaya
köprüsü ile karşıya bağlanacaktır. Bu bağlantı projemizin olmazsa
olmazlarından biri olup, taşıt trafiğinin yoğunluğunun kontrolü
için son derece önemlidir. Bu köprü Çamlıbel ile iş bu mekanımızın
yaya ilişkisini direkt ortaya çıkaracaktır. Oluşan düzgün aksın
bittiği yerde kulemiz yer alacaktır" diye konuştu.
"MERSİN'İN EN GÜZEL PERSPEKTİF GÖRÜNTÜSÜ DAHA DA ANLAM
KAZANIR"
Yapılacak bu çalışmayla birlikte Çamlıbel'den Müftü Deresi'ne doğru Mersin'in en güzel perspektif görüntüsünün daha da anlam kazanabileceğinin altını çizen Arıcı, bu aksın güney tarafının arazi üzerinde tamamen turunç ağaçlarıyla kaplanacağı gibi Çamlıbel'in güneyindeki yeşil bant projesinin de devamlılık kazanacağını söyledi. Arıcı, söz konusu çalışmanın Çamlıbel'i Mersin için yeniden önemli kılacağını ve yeni bir heyecanı da beraberinde getireceği düşüncesini de taşıdıklarını belirtti. Aksın kuzey tarafının Mersin'in çok ihtiyaç duyduğu ve son günlerde neredeyse acı çekmeye başladığı; 'Bir Meydanı olmaz mı kentin?' sorusuna anlamlı bir cevap vereceğini kaydeden Arıcı, açıklamasını da şöyle sürdürdü; "Böylece modern Avrupa kentlerinde sıkça gördüğümüz meydandan meydana bağlantı çalışması Cumhuriyet Meydanı ile yeni meydanımız arasında ortaya çıkacaktır."
Bu meydanın diğer özelliğinin; meydan sınırlarının, unutulmaya
yüz tutmuş olan Mersin pergolalarıyla yapılacak olması olduğunu
anlatan Arıcı, bunun da hem Mersinli bir meydanı tanımlayacağı, hem
iklimlendirme özelliğiyle can katacağını, hem de Mersin'in yakın
tarihine gülümseyen bir mesaj vereceğini vurguladı. Serkan Arıcı,
"Sizce bu meydanın adı ne olsun?" diye sordu ardından da
açıklamasını şöyle sürdürdü; "Yapılacak olan deniz feneri aslında 4
ana birimden oluşan bir sembol kuledir. Zemin yerleşimi, çarşı
boyutuna uygun alışveriş merkezi, olarak düşünülmüş olup, diğer 3
katmanı ise açık-yarı açık, yeme-içme dinlenme mekanları, eğlence
merkezi ve şehir oteli şeklinde tasarlanmıştır. Kulemizin fener
kısmına bağlantı noktası ise Mersin ve Akdeniz manzaralı panoramik
restoran ve kafe olarak önerilmiştir."