Spor yazarlarına sert eleştiri
Abone olİsviçre maçları öncesi ve sonrasında yangına körükle giden spor yazarlarına sert eleştiri. Sabah yazarı Yılmaz Özdil futbolda temizliğin basından başlamasını istedi.
Sabah yazarı Yılmaz Özdil Türk futbolunda yeni bir sayfa
açılması için ilk olarak basından başlanması gerektiğini belirtti.
İşte Özdil'in çağrısı: Hani dolmuşa bindiği zaman, o kadar koltuk
boşken, gidip şoförün yanındaki koltuğa oturan tipler vardır ya...
Daha on metre gitmeden başlarlar şoföre yalakalık yapmaya, "abi
sizin işiniz de zor valla..." Baktı ki, şoför oralı olmuyor.
Goygoyun dozunu artırır gönüllü yağcı, "etraf bakkaldan ehliyet
alanlarla doldu abi, sizin gibi baba şoför kalmadı ekmek
çarpsın..." Şoför ister istemez havaya girer. Hakikaten "dünyanın
en iyi şoförü" olduğuna inanır. Durup dururken sollamaya, zikzak
yapmaya, korna çalmaya, küfür etmeye falan başlar. Başımıza gelen
budur. Çünkü spor basını, şoför koltuğunun yanında oturan tiplerle
dolu... "Bizi kurtarırsa o kurtarır" diye yazdılar. "Bizi
Almanya'ya götürmekle kalmaz, Dünya Kupası'nı da alır" diye
yazdılar. "Öbürleri sünepe, bu altı okka" diye yazdılar. "Yürü be
koçum" diye yazdılar. E bu kadar doldurulan şoför, radara yakalanır
tabii... Ölümlü kazaya yol açmadığına dua et. Haklı olduğumuz halde
haksız duruma düştüğümüz bu utanç verici durum, Türk futbolu için
"temizlik süreci"nin başlangıcı olmalı bence. Ve bu temizlik,
basından başlamalı. Çünkü sizin spor yazarı diye okuduğunuz pek çok
kalem, gazeteci falan değil. Köfteci var, balıkçı var, TIR'cı var,
müteahhit var, var oğlu var... Kimi patrondan para çalsın diye spor
müdürüne sahte fatura veren restorancı, kimi genel yayın müdürünün
arkadaşı, akrabası... Çoğu maça bile gitmez. Dolayısıyla onlardan
"basın meslek ahlakı" beklenemez. Çünkü ettiği lafın nereye
gideceğini kestiremez. Verirler gazı, verirler gazı. Sonra kaza
olur. Hiç sorumlulukları yokmuş gibi, bir dolmuştan inip, öbür
dolmuşa binerler. Olan arka koltuklarda oturan sessiz çoğunluğa
olur.