Spor yazarları tek geçti
Abone olMilli takım bir yana o bir yana konuldu. Spor yazarları onu zirveye çıkardı. Çek maçı için bakın kim ne dedi?
3-2'lik galibiyete spor yazarları da inanamadı. Son 15 dakikada gelen 3 gol yorumcuları da allak bullak etti. Maçı kahramanı Arda'yı göklere çıkardılar. İşte uzun süre hafızalardan silinmeyecek maçla ilgili spor yazarlarının görüşleri:
(MİLLİYET) RIDVAN DİLMEN: ARDA'YI HAYRAN KALDIM
Fatih Terim’i eleştirdik. Tabii ki saygı çerçevesi içinde. İsviçre maçının ikinci yarısında sahneye çıkan Terim doğru takımla sahaya çıktı, doğru değişiklikler yaptı. Oyunu hiç bırakmadı. Saha içinde yüzde doksanımız maçı bırakmıştı. Ama Terim kendisine öyle bir yardımcı oyuncu bulmuş ki, onun adı Arda’ydı. O maçı bırakmadı, oynadı, oynattı.
Günümüz futbolunda çok önemli yıldızlar var ama o yıldızların arkadaşlarına ihtiyacı var. 70’li yıllarda tek başına maç aldı derlerdi. Arda kimseden destek almayarak Çekler’i paramparça yaptı. Yine de çok önemli dersler çıkarıyoruz çeyrek finale kalırken.
(MİLLİYET) MEHMET DEMİRKOL: EFSANEVİ ARDA TURAN
Bu turneyi utanarak kapatmamızı engelleyen de İsviçre maçındaki son dakika golüyle birlikte bu oldu. Bu oyunu sağlayan adam sonra oyunu geri de getirdi. Arda Turan...
Arkadaşları kusura bakmasın, onu bu efsanevi zaferde başka bir yere koymak zorundayız. Futbol bir takım oyunudur evet ve takıma takım olduğunu hatırlatan birileri gerekiyor bazen. O adam Arda Turan’dı. Genç yaşında artık çok büyük.
Servet’i de başka bir yere koymak lazım tabii. 3 ayrı büyük sakatlık onu durdurmadı. Çok mu iyi oynadı? Belki hayır. Ama sadece ayakta kalması oynaması bile mucizevi değil mi? İnsanüstü...
(HÜRRİYET) ERMAN TOROĞLU: HAMİT KURTULUNCA
FATİH Terim, sağbek hapishanedeki tutuklu Hamit’i demir parmaklıklar arasından çıkarınca işin rengi değişmeye başladı.
Orta alana çıkan bu oyuncu pas yaptı, takımı idare etti, orta attı, şut attı ve bu maçı aldık. Çünkü tek Arda tarafından hücum edebiliyorduk. Onun da gücü bir yere kadar yetiyordu. Ne zaman Hamit de sahneye çıkınca bu sefer Çekler’e karşı iki taraftan yürümeye başladık. Ve bütün defans güvenliğini kaybettiler. Sen gereğini yaparsan futbolda şans sana güler.
Kabul edilir hareket değil
Ama öyle amatör işler yapıyoruz ki, Şampiyonlar Ligi’nde oynayan Fenerbahçe’nin kalecisi Volkan, Çek takımı nakavt olmuşken gidip rakibini itiyor ve atılıyor. Kabul edilir bir hareket değil.
(HÜRRİYET) CAN BARTU: MUHTEŞEM
OLAĞANÜSTÜ bir zafere imza attık dün gece. Tarihimizde hiç yenemediğimiz Çek Cumhuriyeti’ni 2-0 geriye düşüp, dize getirmek kolay iş değil. Bu büyük bir başarıdır.
Cenevre’de gruptaki son maçımızdı ve sonunda da çeyrek finale uzandık. Fatih Terim, Portekiz ve İsviçre sınavlarının aksine dün en doğru kadroyu sahaya çıkardı. Bir değişiklik olabilirdi, Sabri defansın sağında oynayıp, Hamit orta sahada hücuma dönük bir role soyunabilirdi. Hamit gibi bir yeteneği, sağ beke hapsetmenin alemi yok.
Komik goller yiyoruz. Defansta inanılmaz hatalar yapıyoruz. Bir oyuncumuz sakatlanıyor. Üstelik bu stoper. Onun yerini bir kişi doldurmaz mı? Böyle acemice golleri amatör takımlar yemez.
Dün gece kötü oynamadık. Yediğimiz ikinci golden sonra ise adeta sahanın hakimiydik. Çabuk oynadık, etkili olduk. Oyunu rakip sahaya yıktık. Golleri de peş peşe bularak, çeyrek finale adımızı yazdırdık.
(SABAH) AHMAT ÇAKAR: DESTAN YAZDIK
Dün gece yıllarca konuşulabilecek müthiş bir maç oynadık. Son 1 dakikada Türkiye'de 70 milyonun neler yaşadığını anlayabilmek çok zor. Kalecimiz Volkan atılmış, oyuncu değişikliğimiz olmadığı için kaleye Tuncay geçmiş ve 60 saniye 60 yıla dönüşmüştü. Ama başardılar.
Çocuklar tarih yazdı. Bu tarihi dünyada böylesine bir şampiyonada pek az takım yazabildi. Aslında çok ama çok pis goller yedik. Zaten turnuvanın ilk maçından beri böyle pis goller yiyoruz. Ama ikinci 45 dakika sahada sadece biz vardık. Dünyanın önemli markalarından biri Çek Cumhuriyeti'ni sahadan sildik. Hem de ne siliş! Herhalde Çekler dün geceyi bir daha hatırlamayı hiç istemeyecekler.
(SABAH) GÜRCAN BİLGİÇ: TÜRKÜM, GURURLUYUM
Bu takım sanki bizi çıldırtmak için plan yapmıştı. Önce sinirden, sonra sevinçten çıldırıyorduk. Mucizenin adını Nihat koyuyordu.
Maçı uzatacağız derken, bitirme fırsatı elimizdeydi. Volkan'ın gördüğü kırmızı olacak şey değil, kalan dakikaların kaleye top gelmeden geçmesi Allah'ın lütfu.
Bizim alnımıza yazılmış bir yolumuz, dualarımızla kutsanmış bir formamız var. Bir maçta bu kadar çok mucizeyi hiçbir takım yaratamaz.
Rakip Çek, ama Türkiye'miz tek gerçek...
(YENİ ŞAFAK) OSMAN TAMBURACI: VİYANA'DAYIZ
İkinci yarı bastırıyorduk, sağlı sollu ataklarla 'Gökler Hakimi' kaleci Cech'in burnunun dibine kadar girip pozisyon arıyorduk... 50-60 arası bastırdık, sonrasında Tuncay'ın sıyırtma kafasıyla Cech'in kucağına top bıraktık ama asla uzaktan vurmadık!
2-0'dan sonra raydan çıktık! Gole gittik, geride şiştik. Aciz durumlara düştük. Can havliyle saldırdık, Arda'yla yine bir gol bulduk, hep riske girip gol aradık, çok da gol kaçırdık ama turu da alacaktık!...
Çekler ne olduğunun şaşırmış, koşacak mecalleri kalmamıştı. Yiğitçe maça asıldık, son nefese kadar bindirdik. Sahneye Nihat çıktı maçı 2-2'ye taşıdı... 89'da Nihat tekrar çaktı ama ne çakış... Saygıyla ayakta alkış... 3-2 öne geçtik
(AKŞAM) DENİZ GÖKÇE : İLK YARIYI UNUT
Milli takım tek bir hücum gerçekleştiremeden ikinci devreye başladı. İkinci devrede yapılan bir Semih yerine Sabri değişikliği takımımızı ateşledi. Ancak İsviçre maçındaki gibi yağmur biraz hızımızı kesti. Ancak sağ kanattan yaptığımız ataklarla ilk defa pozisyon bulmaya başladık. Fatih Terim, ikinci değişiklik olarak Topal’ın yerine Kazım’ı oyuna aldı.
Fakat felaketlerimiz bitmiyordu. Emre Güngör sakatlandı. Biz oyuncu değişikliğini yapmaya çalışırken; hakemler “oyuncu değişmeden” maçı başlattı ve 62 dakikada 2-0 mağlup duruma düştük. Ancak milli takımımız, pes etmiyordu. 75 dakikada Arda sol kanattan yaptığı vuruşla skoru 2-1 yaptı. Bu sefer hata yapması sırası onlara gelmişti.
Petr Cech’in elinden kaçırdığı topla Nihat önce 2-2’yi sağladı. 90. dakikada ise 3-2 öne geçtik. Takımımız başına gelen bütün felaketlere ve berbat bir hakem yönetimine rağmen mücadeleyi elden bırakmadı. Bu da tarihi galibiyetin kapısını açtı. Futbolun bilimsel olan tarafında kaybedip, psikolojik tarafında da kazanarak son 8’e kaldık.