Spor yazarları ne dedi?
Abone olFenerbahçe ezilmedi, mücadele etti. Ancak Chelsea tecrübesiyle maçı almayı bildi. İşte spor yazarlarının yorumları:
Fenerbahçe yenildi ama mahkum oynamadı. Zaman zaman da rakibini
korkuttu. Ancak sonuç getirecek gol vuruşu gelmedi. Spor
yazarlarının ortak görüşü Fenerbahçe'nin büyük bir tecrübe
kazandığı şeklinde oldu..
Rıdvan Dilmen: Görevini yaptı
Bugün Fenerbahçe dışında Türkiye’den hangi takım giderse gitsin bu
oyunu oynayamazdı. Chelsea maçı çok erken koparırdı. Fenerbahçe
neyi iyi yapamadı dersek, rakip ceza alanında üretkenlik
sağlayamadı. Ayrıca Deivid de iki maçta da oynadığı kanattaki rakip
beklerin ileri rahat çıkmasına izin verdi. İlk maçta arkasındaki
Önder yalnız kalmıştı. Dün gece de sahanın yıldızı Essien çok rahat
hücuma çıktı.
Alex de duran toplarda çok etkisiz kaldı. İlk golde Lugano da
Ballack’ın koşusunda bir anda durdu, rakibini kaçırdı. Normalde
böyle hataları yapmıyordu. Ahlarla, vahlarla. Ama gerçekten
görevlerini iyi yaptılar. Oyunun son bölümünde rakibini kendi
alanında hapsetmesi kendine güvenini gösteriyordu. Bu bir
deneyimdir. Fenerbahçe bu sezon önemli yol kat etti.
Mehmet Demirkol: Mümkündü
Onlar hiçbir şey yapmıyor gibilerdi tamam. Ama Lugano dışında
Fenerbahçe’de bir şey yapan yok gibiydi. Durgundu oyun yani. Bu
durumu yaratan, iki hocanın da hesaplaşmayı sona bırakma düşüncesi
olabilir mi? İkisi de birbirinden hamle bekler gibiydi. Fenerbahçe,
Chelsea’nin kapladığı ve daralttığı alanı açmak için fazla yavaştı.
Hızlarıyla çoğalmayı başaramıyorlardı. Grant buna güvendi belli
ki.
Zico son 20 dakikada ‘Gol yesem bile 1 gol beni ayakta tutar. Artık
risk alabilirim’ diyerek’ adam sayısını artırıp çoğalınca, oyunun
şekli değişti. Fenerbahçe kaleye yaklaştı ve pozisyonlar da bulmaya
başladı. Alex’le kullanılan serbest vuruşların hep sol kanattan
kazanılmış olması bir şanssızlık. Direkt içeriye falso verip
Hilario’yu zorlayabileceği bir şans hiç gelmedi.
Fenerbahçe açılınca Chelsea’nin savunma kanatlarının da dahil
olduğu geniş alan akınları da gelmeye başladı tabii. Sonunda da
Essien’in ustalığından bir gol. Bir tecrübe oldu. Büyük bir
tecrübe. Ama tecrübeyi kazanırken fazlasını elde etmek de mümkündü.
Artık önümüzdeki yıllara bakacağız. Biliyorsunuz aslında önemli
olan kupayı kazanmak değil, hep burada olmaktır.
Yani favori olmak.
Mustafa Denizli: Yazık (x) milyon kere
Oyunun sonuna doğru kameralar ağlayan Fenerbahçeliler’i gösterdi.
İki maçı kafanızda bir yaşatın, bu maça ağlanmaz da hangi maça
ağlanır diye düşünün. Şu anda İngiltere Ligi’nin en ağır top
oynayan, fizik olarak en yetersiz takımı Chelsea. Fenerbahçe bana
göre oyun anlayışında kullanacağı daha sağlıklı bir düşünce
üretebilirdi. Chelsea bas bas bağırıyor, artık benim adımdan başka
hiçbir tarafım büyük değil diye...
Fenerbahçe ilk maçın ikinci yarısında çok adamla hücum ettiği anda
Chelsea’nin nasıl panik yaşadığını gördü. 70 ile 85. dakikalar
arası Fenerbahçe bu futbolu oynadı, şanssızlığı da yanında taşıdı.
Burada maçı çevirebilecek vuruşlar vardı, defansta kaldı, sekti,
kaleci çıkardı. 90 dakikayı tekrar kafamızda yaşayalım. Kim
Fenerbahçe, gerçekten Fenerbahçe gibi oynadı diyebilir? Ama buna
rağmen turu geçme fırsatı, oyunun her dakikasında, özellikle de
ikinci yarıda mümkündü.
Ahmet Çakar: Yazık oldu
Skora hiç bakmayın. Chelsea, Fenerbahçe'den daha iyi oynamadı ve
kazanmayı hak etmedi. Aslında herşeyi bozan Chelsea'nin neredeyse
90 dakika önde oynamasıydı. Bir yan topta Ballack'ın kalitesinden
kaynaklanan kafa golü olmasa ve de Chelsea maça galip başlamasa dün
gece asla bittiği gibi olmazdı. Hele hele son yarım saat var ki,
Fenerbahçe, Chelsea'yi bayılttı. Avram Grant'e bakıyoruz,
dudaklarını yiyor.
Chelsea her ne kadar İstanbul'da iki gol yemiş olsa da, halen
Avrupa'nın en iyi takım savunmasına sahip ekiplerinin başında
geliyor. Zico, Semih'i denedi, olmadı. Kezman'ı denedi, olmadı.
Kanatları denemeye çalıştı, olmadı. Ama işte dedik ya, o iki şuttan
hele Gökhan'ınki gol olsa Fenerbahçe koskoca Chelsea'yi Londra'da
elemişti. Üstelik Chelsea'ye bakıyoruz, Drogba'nın bir iki cılız
şutu dışında hiçbir pozisyonu yok. Ama işte o kahredici Ballack'ın
kafası hem oyundaki taktiksel dengeyi bozdu hem de turu
getirdi.
Kazım Kanat: Semih'i oynat diye Zico'yu kim
kandırdı?
Son 15 dakikada Zico bir büyük yanlış daha yaptı. Chelsea savunmaya
çekilip Fenerbahçe baskı kurduğu anda. Yani karambollerin olduğu
pozisyonlarda ve karambollerin golcüsü Semih Şentürk'ü oyundan
aldı. Risk alması gerekirken risk almadı.
Özetin özeti şudur; Zico kendi prensiplerine ihanet etti. Medya'nın
dolduruşuna gelip kadro ve sistemde büyük hata yaptı. Zico
hatalarıyla Fenerbahçe'nin tarih yazmasını engelledi. Yazık
oldu!
MESAJ; Sakın Galatasaray ve Beşiktaşlılar Fenerbahçe elendi diye
sevinmesin. Fener şimdi lige döndü. Yani meydan artık boş değil.
Dikkat!...
Can Bartu: Kimsenin lafı olamaz
Chelsea karşısında topu çok iyi kullandılar. Herşeyi yaptılar. Tek
eksikleri yırtıcı ve sürükleyici bir santforunun olmamasıydı. Semih
ileride yalnız kaldı ve ona şişirilen her topa da Chelsea savunması
rahat sahip oldu. İngilizlere karşı topu havalandırırsan, onların
ermeğine yağ sürersin.
Lugano ve Edu’yu kutluyorum. İki maçta da çok iyiydiler. Özellikle
Lugano, Drogba gibi büyük bir stara ve fizik gücünü kullanan bir
futbolcuya nefes aldırmadı. Fenerbahçe, şahsiyetli oynadı. Elenmeyi
haketmedi ama elendi. Bu oynanan futbola kimse bir şey diyemez.
Sarı lacivertliler, Türkiye’yi Avrupa’da en iyi şekilde temsil
etti.
Erman Toroğlu: Avrupa için daha iyisi
lazım
İkincisi, Fenerbahçe buraya gelirken Maldonado’suz geldi. Ama Uğur
vardı. Çünkü Uğur, Avrupa kupası maçlarında iyi başlarsa, iyi
götürüyor. Ama o da kenarda. F.Bahçe Şampiyonlar Ligi’nde ilk 8’e
kalıyor. Şunu çok net tekrar ediyorum. F.Bahçe’nin santrforları
Şampiyonlar Ligi için yeterli değil. Peki yeterli santrfor var mı,
var. Ama fiyatı 15 milyon Euro.
Dün Lugano mükemmel oynadı. Edu da ona yardımcı oldu. Volkan
başarılıydı, Vederson vasat. Şimdi o zaman eğri oturalım doğru
düşünelim. Maldonado yok, Semih yok, Kezman yok, Alex yarım. O
zaman da Chelsea gibi bir takımdsan hele İngiltere’de 2 gol yiyip
eleniyorsan ağlamayacaksın, kızmayacaksın, kabul edeceksin.
Düşünebiliyor musunuz Semih rakip defanstan tek bir hava topu
alamadı. Ama Semih’e yine de 20 tane hava topu atıldı. Alex de
Maldonado yüzünden rakip ceza alanı yakınında iyi toplar alamadı.
Geri gelerek Edu’dan, Lugano’dan toplar aldı ama etkili
olamadı.