Spor yazarları galibiyet için ne dedi?
Abone olSpor yazarları, Euro 2012 elemelerinde Millilerimizin, Avusturya karşısında elde ettiği galibiyeti ile ilgili yorumları ne oldu?
Euro 2012 elemelerinde Avusturya'yı konuk eden
Millilerimiz oyun olarak göz doldurmadı, ama üç puan ve sakatlıktan
dönen Arda'nın performansı spor yazarlarını memnun
etti.
Euro 2012 Elemeleri A Grubu'nda Avusturya'yı konuk eden Milli Takımımız, rakip sahada baskı kurmayı başaramadığı maçı 2-0 kazanarak grup ikinciliği şansını sürdürdü. Spor yazarları kazanılan üç puanı ve Arda Turan'ın dönüşünü sevinçle karşılarken oynanan oyundan dolayı farklı yorumlar yaptılar.
Rıdvan Dilmen (Fotomaç): Önemli bir zafer
Karşılaşmadan önce Arda ile sohbet etmiştim. 'Maçın kader adamı kim
olur?' sorumuza 'Ben olurum' demişti.
Zaten kader adamı da oldu.
Belçika maçında da kilidi açmıştı. Arda yaratıcı bir futbolcu. Bu
yapıdaki oyuncular dünya üzerinde hiçbir şekilde silinmezler.
İkinci yarının başlarında da üretemedik. İleride çoğalamadık. Bizim
üretken yetenekli oyuncularımız var aslında.
Avusturya yoğun baskı kurdu, atak üzeride atak geliştirdi. Neden?
Çünkü biz çok tedirgin oynadık, kendimize güvenimiz yok. Üretken
değiliz.
Maç bizim için sevimsiz bir hâl aldı. Hiddink genç de olsa hamle
yaparak Burak ile Semih'i değiştirdi. Semih'i gol atması için
değil, topu ileride tutsun diye sahaya sürdü. Semih hemen farkını
gösterdi. Bu takımın forveti Semih'tir. Semih Gökhan'a asist yaptı,
Gökhan da harika bir gol attı.
Okay Karacan (Zaman): Euro 2008 ruhu
Yeni bir sayfa açmak için güzel bir gün oldu. Bu takım uzun
zamandır hasretini çektiğimiz milli takım taraftarı oluşturacak
oyun kabiliyeti dışında sempatik bir milli takım ayrıca. Guus
Hiddink'in elinin değdiği ilk maç olduğunu kabul ederek, içine Euro
2008 ruhu kaçmış bu takım, Belçika'yı da yener ve play-off oynar
diyoruz.
Arda'nın yağmur altında attığı gol tam elden kaçarken geri çevirdiğimiz İsviçre maçını, Volkan'ın kurtarışı Rüştü'nün Hırvatistan maçındaki penaltı performansını ve Semih'in Gökhan'a attırdığı gol Euro 2008'in tamamını hatırlattı. Dün akşam Azerbaycan'da hüzün veren takımın yerini zafer vadeden milli takım almıştı.
Mehmet Demirkol (Milliyet): Arda, Semih, zeka...
Oyuncular çok hareketsiz ve birbirine benzeyen tarzdaydılar, dolayısıyla topu hızlı çeviremedik ve rakibi eksik yakalayamadık. İkinci olarak da yeterli derecede agresif değildik. Avusturya hep bizi bekledi, bize saygı duydular, hata yapmaktan çekindiler. Onlar bizi bekledi ama biz kontrolün dozunu kaçırdık. Arda'nın isyankârlığı ve özel zekası olmasa oyun olduğundan daha da fazla sıkışabilirdi. Çünkü Burak'a destek veremiyor, onun savunma içinde kaybolmasına neden oluyorduk. Hamit, Nuri, Mehmet hücum yönünde oyuna hiç giremiyorlardı, yani 'atıl'dık. İkinci yarıda Avusturya biraz vitesi yükseltince Hiddink'in doğru iki hamlesi geldi. Topuz agresifliğimizi artırdı, Semih de ileride orta sahaları oyuna sokan pivot oldu, maçı da koparan oydu. Müthiş ara paslarla rakip savunmayı açtı, Gökhan'a gol attırdı ve işi bitirdi. Daha sonra sıkıntıya girmemizi ise Volkan'ın kurtarışı engelledi.
Dün becerilerini kullanabilen zekalar ve onların soğukkanlılıkları bizi yarışta tuttu.
Metin Tekin (Sabah): Burak değil, Semih
Euro-2012 Avrupa Futbol Şampiyonası finallerine gidebilmek için çok önemli bir sınavdı dünkü Avusturya maçı... Dün gece kazanmadan daha ilerisini düşünmek çok zor görünüyordu. Ve üç puanı almayı başardık dün gece...
Sahaya çıkan ilk 11'e baktığımızda Burak'ın en uçta kullanılması endişe yaratmadı değil... Burak, o bölgede sık oynayan bir isim değil. Santrfor özelliği yok. üstelik, Burak'ı orada kullanınca hem onun kanattaki özelliklerinden mahrum kalıyoruz, hem de Semih gibi gerçek bir santrfordan. Belli ki, Hiddink önde santrfor oynattığı futbolcunun koşu özelliği olmasını istiyor. Bu anlamda tercihini Burak'tan yana kullanmış olabilir. Bu tercihle, yavaş olsa da topa sahip olarak oynamayı başardık ama defans arkasına ve arasına koşular yapacak oyuncu eksikliğimiz pozisyon üretmemizi engelledi; etkili olamadık. Golü oyunla değil; Arda'nın becerisi, Avusturya savunmasının büyük hatası ile bulduk.
Başta Ekrem olmak üzere çift stoperin de katıldığı amatörce hatalar
zincirinden taç atışı sonucu Arda'nın akılcılığıyla öne geçtik.
İkinci devrede de değişen fazla bir şey yoktu. Rahatlamak için
mutlaka ikinci gole ihtiyacımız vardı. Hiddink'in mutlaka Semih'i
oyuna alması gerekiyordu. Tam sıkıntılı bir döneme girmişken, Semih
oyuna dahil oldu. Önce Nuri'ye mükemmel bir gol asisti yaptı,
hatalı bayrak bu pozisyonu engelledi. Ardından da Gökhan'ı kaçırdı,
o da gol oldu.
Volkan penaltıyı kurtarınca son sekiz dakikada stres yaşamaktan
kurtulduk ve üç puanı iyi oynamasak da kazandık.
Rakibin kontratak oyuncularının sakatlıklardan dolayı sahada
olmayışı ve dört gün önce maç oynamalarının yorgunluğu bizim takım
savunmamızı rahatlattı.
Dün bir anlayamadığım konu tüm duran toplarımızı Mehmet Ekici'nin
kullanmasıydı. Hiddink'in bu konuda Selçuk'un özelliğini bilmesi
gerek. Bu atışları hiç olmazsa paylaştırmalıydı.
Osman Tanburacı (Yeni Şafak) : Gereğini
yaptık
Hiddink kaybetmemek için garanti bir oyunu tercih etti.
Millilerimiz topa yönelen, rakibe basan, az hata yapan disiplinli
bir takım görüntüsü verdiler. Oyunun başında Burak'la topumuz
direğe gitti. Arda'nın golü bireysel beceriydi. Hamit'in şutları ve
yine Arda'nın alan değiştiren oyunu dışında futbol adına
yetersizdik. Uzun ve kontra toplar da denedik, Semih'i de oyuna
aldık, Volkan'la penaltı da kurtardık üç puanı cebe koyarak
gereğini yaptık.
Tatmin olmadım. Futbolsuz bir galibiyet aldık.
Güntekin Onay (vatan): Milli Takım umut
verdi
AVUSTURYA düz oyunculardan kurulu kapasitesi ve kalitesi sınırlı
bir takım. Ancak yine de penaltıyı gole çevirebilmeş olsalar son
dakikalarda panik yaşayabilirdik. Rakibe pozisyon ve oyun şansı
vermediğimiz evimizdeki maçta durumun bu olması da biraz
düşündürücü. Biraz daha tempo rakip ceza sahası dışında daha etkin
topsuz koşular ve santrfor bölgesinde özellikle Semih’in tercih
edilmesi Milli Takımımız’ın ilk etapta ihtiyacı olan şeyler. Güzel
bir galibiyetle dersler çıkarmamız gereken bir maçı geride
bıraktık. Ancak 3 Haziran’da Belçika’yı geçebilmemiz için bu oyun
yeterli olmayabilir. Hiddink’in yukarıda bahsettiğimiz küçük
dokunuşları yaparak takımın ivmesini yukarıya taşımamaması için
hiçbir neden yok.
BU maç bize şunu da gösterdi ki aylar süren maç eksiğine rağmen
Arda bu ülke futbol için vazgeçilmez bir oyuncu. Onu ve futbolunu
özlemişiz.
Ahmet Çakır (Zaman): Arda'nın önemi
Son 4 maçında gol atmayı bile becerememiş bir Milli Takım'ın
Avusturya karşısında harika futbol oynayıp bol gollü galibiyet
almasını beklemek akılcı değildi. Hatta ikinci yarıda iyice dağılıp
artık gol yemeyi beklerken atmayı başardık. Gökhan Gönül, Ay
Yıldızlı forma altında hem kendisini hem milyonları mutlu edecek
harika bir iş yapıp hepimize soluk aldırdı.
Hiddink'in kadrosu da doğruydu, oyun anlayışı da geçerliydi. Ancak
özellikle ortaalanımızda bu kadar iyi futbolcuların oynadıkları
oyunun bir türlü futbol değeri kazanamayışında ilk kez birarada
olmaları önemli bir etkendi.
Levent Tüzemen (Sabah): Kazanma duygusu...
Arda Turan gibi futbol yetenekleri üst düzeyde olan bir oyuncunun
Galatasaray ve Milli Takım için ne kadar önemli olduğunu Kadıköy'de
gördük. Arda'nın yokluğunda hem Milli Takım hem de Galatasaray
çöktü. Milli Takım'ın Avusturya'ya karşı aldığı galibiyeti sadece
Arda'ya bağlamak diğer oyuncuların emeğine haksızlık olur.
Görünen gerçek; oyun zekası mükemmel olan, topu nasıl
kullanacağını, ne zaman pas vereceğini, nerede nasıl çalım
atacağını bilen, topla buluştuğunda çevre kontrolünü yapabilen Arda
gibi yaratıcı bir oyuncunun nimetlerinden Milliler dün gece fersah
fersah faydalandı.
Arda sadece oynayan değil, oynatan, kendine olan güveniyle
arkadaşlarına güven ile moral aşılayan ve en önemlisi maçın
sonucuna doğrudan etki edebilen yıldız bir oyuncu. Avrupa'ya gitmek
tabii Arda'nın hedefleri arasında olmalıdır. Ama bu hedef
Galatasaray'a yapacağı hizmetler bittikten sonra gerçekleşmelidir.
Arda'ya Türk futbolunun ihtiyacı var. Allah'ın bir daha ona
sakatlık vermemesini diliyorum.
Ali Ece (Akşam): Arda'nın milli futbol değeri
Bu galibiyet sadece Euro 2012 yolunda yeniden iddialı hale gelmemiz
açısından hayati değil. Hiddink'le başlayan yeniden yapılanma
sürecinin daha sağlam temellere oturması adına da iki kere önemli
bir galibiyet. Yeterince iyi mi oynadık? Hayır, ama bu tip maçlarda
Hiddink'in selefi Fatih Terim'in kulakları çınlasın: 'Resultante
importante!'
Peki, Hakan Balta'nın durumu ne olacak? Artık solak doğanları batıl
inançlara kurban ederek onlara zorla 'sağlak'laştırma huyumuzu
kökünden değiştirmemizin zamanı gelmiş de geçiyor olabilir mi? Aksi
takdirde yıllarca Hakan Balta'larla idare etmek zorunda
kalacağız!
Gökmen Özdemir (Vatan): Kötü ama etkili..
İYİ oynamadığınız zaman bile kazanabiliyorsanız ve sahada sıkıntı
yaşamıyorsanız bu sizin etkili, güçlü ve potansiyeli olan bir takım
olduğunuzu gösterir. Bizim dün akşam için tam durumumuz bu. İyi
oynamadık ama rakibe maçı kazanmak adına en ufak bir umut vermedik.
3 pozisyona girdik, 2 attık. Penaltı dışında rakibe şans tanımadık.
Ki onda da iyi bir takımın olmazsa olmazı kalecisi, yani Volkan
penaltıyı kurtararak görevini yaptı.
MEHMET Ekici top ayağındayken etkili olan ve tribünlerin “Ya şimdi
oyundan nasıl çıkar?” dediği bir futbolcu. Ama şunu söylemekte
fayda var; Mehmet Ekici dün Hiddink’in istediklerini yapamadığı
için oyundan çıktı. Hollandalı hoca oyunu daha hızlı, daha akıcı
oynamak istiyor. Ama Mehmet Ekici dün bunu sağlayamadı. Büyük bir
potansiyele sahip olmasına rağmen belki de kendisini İstanbul
seyircisine göstermek için topla gereksiz yere fazla oynadı. Guus
Hiddink de doğal olarak kementi attı.
Ziya Şengül (Star): Sıkıntılı futbol
Ben kazanan Milli Takım’ın futbolcusunu fazla eleştirmek
istemiyorum. Belki biraz duygusalım; belki biraz eyyama kaçıyorum.
Olsun varsın... Yeter ki kazanalım. Çünkü kazanan tarafın yurdum
insanı olduğum için böylesine eyyam yapayım. İster kabul edin;
ister etmeyin.
Bizim gol şutlarımız direkten dönüyor. Ona rağmen iki gol atıyoruz.
Sonra da iyi oynadık, kötü oynadık diye neden böylesine bir dünya
yaratmaya çalışıyoruz ki?.. Ben keyifli olduğum zaman, en kötü
oyuncumuzu bile alnından öperim. Yeter ki kazanan takım
olalım...
Bizim pozisyonlarımız var, direkten dönen toplarımız, gollerimiz
var dedik. Rakip Avusturya’nın nesi var? Bu maçı Milli Piyango
Genel Müdürü seyretmiş olsa; amortisi bile olmayan takımın
karşısında kazanmış olan Milli Takımımız’ı herhalde ödüllendirirdi.
İşte ben de onu yaptım. Yolumuza devam ediyoruz hayırlarla... Bu
galibiyetin farklı bir özelliği de kaleci Volkan’ın penaltı
kurtarışıydı. Onu da tebrik ediyorum.
Turgay Demir (Fotomaç): Ustalar!
Gol ümidimiz Burak önde yalnız kalmasına rağmen elinden geleni
yaptı. Pozisyon da buldu ama direğe takıldı.
Allah'tan en krıtik dakikalarda Arda çıktı sahneye. Sakatlıktan
önceki günlerini hatırladı ve hatırlattı! Yüreğine sağlık. Hiddink
baktı iki gelmiyor, maçı kotaramıyoruz, Mehmet Topuz ve Semih'i
sahaya sürüp strateji değiştirdi. Bu değişiklik kısa sürede
meyvesini verdi.
Semih'in bir kez daha büyük maçların oyuncusunu göstererek hem önde
iyi top tuttu, hem de asist yaptı.
Hiddink'e kendisini ilk on birde düşünmesini gerektiğini bir kez
daha hatırlattı. Ayağına sağlık!
Dikkat!: Çek hakem Arda'ya yapılan kırmızı kartlık faulü es geçti,
bir de uydurma penaltı verdi. Adaleti Avrupa'nın en iyi
kalecilerinden biri olan Volkanımız sağladı. Ellerine sağlık. Sözün
özü: Sorumluluktan kaçan bazı usta ayaklar nedeniyle zorlanırken
gönülden sorumluluk alan Semih, Volkan, Arda gibi ustalarla hedefe
ulaştık. Final: Her şey bir yana üç puan çok güzel.
Turgay Şeren (Akşam): Bu 3 puan çok güzeldi
Arda, güzel bir gol attı. Avusturya'nın stoperi Dragoviç ve sağ bek
Ekrem Dağ, adeta uyudular. Top Arda'nın önüne düştü ve güzel bir
gol attı. Zaten böyle bir gole moral olarak ihtiyacı vardı. Yalnız
Arda, bayağı kilo almış. Eski Arda'dan çok uzak. Kısa sürede kendi
toparlar mı? Bilemem ama Arda, Galatasaray'da özel idman yapıp
kendini hazırlamalı. Defansa fazla bir iş düşmedi. Servet, zaman
zaman forvet gibi oynadı. Gökhan sağ kulvarı çok iyi kullandı.
Semih'in nefis pasında rakibini nefis geçerek golü attı. Bir alkış
da Gökhan'a... Volkan, penaltıyı çok güzel kurtardı. Ancak Volkan
bu yıl Fenerbahçe'de de çok iyi oynuyor. Hep beraber dua edelim
sakatlanmasın.. Yoksa yerine kimi oynatacağız? Bu karşılaşmanın
amacı üç puandı. Onu da kazanmayı başardık. Oynadığımız oyunu
unutalım, uzun zamandan beri sakat olan Arda'nın gol atmasını ve
aldığımız üç puanı alkışlayalım.
Güven Taner (Star): Kazandık ya...
Çok iyi havaya girmişti takım. Maçı istiyordu. Bilinçliydi.
Yüklenirken telaşla top yitirmemenin özenini ve becerisi gösterdi.
Ancak hücum çabukluğu içinde yeterli beceriyi, yaratıcılığı
gösteremedi. Topu oyalamadan ileri attı, ama orada değerlendirmeyi
sağlayacak çoğalmayı başaramadı. İlk yarıda en sivrildiğimiz an,
golü birkaç saniyede buluşumuzdu. Hakan tacı iyi zamanlama ile
doğru yere kullandı ve Arda doğru yere hareketlenmenin, rakibi
yanıltmanın ve topu kaleye göndermenin üstün becerisini gösterdi.
Uzun sakatlığın Galatasaray gündeminde solgunlaştırdığı Arda adı
ulusal forma içinde dün yeniden renklendi...
İkinci yarıda mutlak gole ihtiyaç duyan Avusturya’nın savunmayı
daha öne çıkararak ve hücumu daha çok isteyerek oynaması bizi çok
zorlamadı, ama hücum sayımızı da azalttı. Tempomuzu yitirdik.
Geride olmak Avusturya’yı ne denli cüretkâr kıldı ise; ‘beraberliğe
düşersek’ endişesi bizi o denli tedirgin etmeye başladı.
Hiddink’in, M.Topuz ve Semih’i oyuna sürme hamlesi takımı maçı
kurtaracak çizgiye döndürdü. Sonuç ve umutlarımızın yeşermesi çok
iyi. Bu durumu kullanmayı bilmeliyiz.
Tayfun Bayındır (Vatan): Yola devam
ORTA sahada iyi bastık, rakibi iyi kontrol ettik ve onların dikine
çıkışlarına da ciddi çözümler getirdik. Buraya kadar tamam. Ama
golün birini Arda, bir diğerini de Gökhan’ın attığını düşünürsek ve
2 pozisyonun da yoktan varedilen pozisyonlar olduğunu hatırlarsak
sıkıntımız çok net ortaya çıkıyor. Kişisel tercihtir saygı duyarım
ama bu maça Semih’le başlamak futbol mantığına daha uygun geliyor.
Semih girdikten sonra yaptığımız presin etkisi de hissedildi, araya
kaçanların kullanılışındaki verimlilik de.
ELBETTE bizim için gerçekten müthiş bir moral. Kazanmak zorunda
olduğumuz bir karşılaşmayı kazanmanın getirdiği bir moral bu.
Bundan sonra daha iyi olacağımız da kesin. En azından Arda döndü.
Ve ihtiyacımız olan agresifliği sağlayacak Emre de gelecek. O zaman
çıkartılacak derslerle birlikte galibiyete alkış ve yola devam.
Cemal Ersen (Milliyet): Arda'dan mesaj var!
Bireysel olarak baktığımızda bize rakip olamayacağı düşünülen
Avusturya takımı maçın ikinci yarısında daha cesaretli çıkmaya
başlayınca oyun kendi yarı alanımıza yıkıldı. Tehlikeyi sezen
Hiddink, Mehmet Topal ve ardından Semih hamleleri ile Avusturya
baskısını kırmaya çalıştı. Toparlanmamız zaman aldı. Tıpkı ilk
golde olduğu gibi Hakan-Arda kombinasyonunun benzeri Semih ve
Gökhan’dan geldi. Kötü oynadığımız bu süreçte belki de ilk kez
ileri çıkan Gökhan, Avusturya’yı yıkan gole imzasını attı. Kritik
bir dakikada gelen gol milli takımı rahatlatsa da 85. dakikadaki
penaltı düdüğü son anların yine sıkıntılı geçmesine yol açabilirdi.
Ancak kaleci Volkan’ın müthiş kurtarışı rakibin tamamen çökmesini
sağladı.
Kazanmamız gereken maçtı. Galibiyet stresi oyunumuzu bozdu. Ancak
hanemize yazılan üç puan hepsinden önemliydi. Hiddink’in
yerleştirmeye çalıştığı sistem için zamana ihtiyaç var. Bu da ancak
daha çok maç oynayarak gerçekleştirilebilir. Ne yazık ki milli
takımın grup maçların dışında böyle bir şansı yok. Belçika sınavını
da kayıpsız atlatabilirsek, Azerbaycan maçı sonrası yıkılan
umutlarımızın yeniden yeşermemesi için hiçbir neden yok.
Hasan Sarıçiçek (Türkiye): Belçika'da
zorlanırız
Şanslıydık, çünkü Avusturya’yı en kötü gününde yakalamıştık.
Belçika yenilgisinin moral bozukluğunu üzerinden atamadan Kadıköy’e
çıkan Avusturya Milli Takımı’nın üç ası yoktu sahada dün gece.
Böyle zayıf bir takımı yenmemek; EURO 2012’ye giden yolda altın
tepsi içinde sunulan fırsatı tepmek olurdu. Bu hata yapılamazdı,
yapılmamalıydı da. Doğrusu Hiddink ve yardımcıları sahaya
çıkabilecek en doğru on biri sürmüşlerdi. Sahada oyun kurucu
özelliğine sahip üç isim vardı; ön liberoda Nuri, ortada Mehmet
Ekici, solda Arda, buna bir de Selçuk‘u ekleyelim. Maç başlar
başlamaz üst üstte ataklarımız gelmeye başladı. Önce Arda, sonra
Mehmet Ekici‘nin ve daha sonra da Selçuk‘un vuruşlarından sonuç
alamadık. İşte o zaman, Hamit‘i sağda bomboş görünce ters toplar ne
işe yarar diye düşünmeye başladım. O da ne tam o sırada “Niye ilk
on birde?” diye birçoklarının söylendiği Arda her zamanki
ustalığında Ekrem‘den bir top söktü, topu öyle bir köşeye vurdu ki;
kaleci Macho‘nun o vuruşu seyredip, alkışlamaktan başka yapabilecek
hiçbir şeyi yoktu. Hoş geldin Arda!
Alper Tunga Albayrak (Yeni Şafak): Oyun kötü, sonuç
iyi
Semih, milli takımın içinde her zaman olması gereken isim. Zaten
günümüzde, Türkiye'nin en iyi forvet oyuncusu. Bazen etkinliği
tartışılabilir ama bir forvet oyuncusundan temel olarak istenen
herşeyi en iyi şekilde yapıyor. İkinci yarıda, Semih girene kadar
mahkum oynadık. Duvar olma özelliği, kanat oyuncularına, yüzü
kaleye dönük orta saha oyuncuları için, çok önemli avantaj
sağlıyor. Gökhan Gönül'ün golündeki payı da ortada zaten. Avrupa
Şampiyonası için, bu maç çok önemliydi ama bundan sonra her maç
daha önemli olacak. Konsantrasyon eksikliğinde ve günümüzde
olmadığımızda başımıza gelenler malum. Bu maçta üç puanı kurtardık,
yarışın içinde kaldık ama oynadığımız futbol hiç ışık vermedi. Yine
de bu kadar streslii bir maçı kazanmış olmak, kötü oyunun üstünü
örtebilir.
Sanlı Sarıalioğlu (Yeni Şafak)
Rıdvan Dilmen maçtan önce Arda'ya sormuş: "Maçın adamı kim olur?"
Arda, hiç düşünmeden yapıştırmış yanıtı: "Ben olurum." Lider oyuncu
kimliği öyle kolay kolay kazanılmaz. "Ben" diyebilen kaç oyuncu
bulabilirsiniz. Ben yapacağım... Ben işi bitireceğim... Ben noktayı
koyacağım... Bu özgüven içinde olabilen kaç oyuncu bulabiliriz.
Sadece özgüven mi, kararlılık, inanç, yüreklilik ve sorumluluk
duygusu. Arda, Galatasaray'da daha yeni yarım yamalak oynamaya
başlamış. Milli maçta ilk on bir oynatılır mıymış? Bu sorunun
yanıtını iki gün önce Beyaz TV'de vermiştim. Elinde Arda varsa
elbette oynatacaksın. Arda gibiler iki hareket yapar, tabelaya
imzayı atar.
Semih de böyle bir oyuncu. 71'de girdi, 77'de faturayı kesti.
Gökhan Gönül'e bir top verdi, hepimize rahat bir nefes aldırdı.
Aslında Semih ve Cenk varken, Burak'ı ileride son adam olarak ilk
on birde oynatmak büyük hata idi. Hiddink gibi deneyimli bir teknik
direktör nasıl böyle bir gaflet içersinde olabilir. Haydi Hiddink,
Burak'ı pek tanımıyor, yardımcıları ona hiç mi fikir vermez?
Oktay Derelioğlu (Takvim): Avusturya'nın
katkılarıyla!
Milli Takımımız için hayati derecede önem taşıyan bir karşılaşmadan
3 puanı almasını bildik. Daha doğrusu şöyle söylemek lazım.
Avusturya'nın desteğiyle 3 puanı aldık desek daha doğru olur. Çünkü
eğer dünkü maçta karşımızda Belçika ya da Almanya olsaydı inanın
hezimetle biterdi. Benim yorumum, oynamadan 3 puanı aldığımızdır.
Milliler için çok fazla umutlu şöyler söyleyemiyorum. Çünkü
gerçekler beni buna sürüklüyor. Neden derseniz. Hiddink, takımı
gençleştirmek ve değiştirmek adına bazı hamleler yapıyor.. Ama
Hiddink'in kontratı 2012'de bitiyor. Hiddink'in bütün ulus olarak
bizi Avrupa Şampiyonası'na götürmesini istiyoruz. Eğer bir
yapılanma ve değişim olacaksa bu Avrupa eleme maçları
olmamalıdır.