Spor yaparken sıcağa dikkat!..
Abone olUzmanlar sağlıklı bir yaşam için spor yapanlarda, yüksek hava sıcaklıklarına dikkat edilmesini bildirdi.
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Ana Bilim
Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Gür, AA muhabirine, günlük aktiviteler
sırasında harcanan enerjinin yüzde 20-30'unun çalışan kas ve
organlar tarafından kullanıldığını, yüzde 70-80'inin ısı enerjisine
dönüştüğünü söyledi.
Fiziksel aktivite sırasında üretilen ısı miktarının, istirahat
şartlarının 15-20 katına ulaştığına işaret eden Gür, şöyle devam
etti:
"Vücut iç ısımızı düzenleme mekanizmalarının aktif hale gelmesi,
beynimizdeki bir termostat tarafından yapılmaktadır. Termostatın
ilk devreye soktuğu sistem ise terlememizi sağlayan
mekanizmalardır. Bu mekanizmayla cilt kan akımımız 3-4 kat artar ve
kan yoluyla cildimize ulaşan vücut iç ısısı, vücut dışına terleme
ve buharlaşma yoluyla aktarılır. Beraberinde de doğal olarak
vücuttan sıvı kaybı olur. Bu mekanizma, yeterli sıvı alındığı
sürece sağlıklı bir şekilde çalışır."
Gür, vücut sıvı dengesinin bozulmasına bağlı olarak dolaşan kan
miktarının azalmasıyla beyin ve böbrek gibi hayati organların
işlevlerini korumak için cilde giden kan akımının azalacağını
anlatarak, bunun da terleme yoluyla vücut iç ısısının dışarıya
transferinin azalması anlamına geldiğini vurguladı.
Yüksek çevre ısısı, ciltteki buharlaşmayı azaltması nedeniyle
yüksek nem, güneş ışınları, rüzgar veya esinti yokluğunun, sıcak
çarpmasına neden olabileceğini dile getiren Gür, kusma, ishal,
ateşle seyreden hastalıkların varlığı, yorgunluk, güneş yanıkları,
çok fazla giyinme, güneş ışınlarını emen koyu renkli ve
buharlaşmayı engelleyecek kıyafetler giymenin, yüksek çevre
ısısının vücut üstündeki etkisini artıracağına dikkati çekti.
14 yaş altıyla 40 yaş üstünde risk artıyor
Hakan Gür, özellikle 14-15 yaşının altındaki çocuklar ile 40 yaşın
üstündekilerde, vücut ısı düzenleme mekanizmalarının 15-40
yaşlarıyla karşılaştırıldığında yeteri etkinlikte çalışmadığını
belirterek, "Bu kişilerin sıcak ortamlarda egzersiz yapması, daha
riskli olacaktır. Ayrıca obez (aşırı kilolu) ve zinde olmayan
kişiler de daha fazla risk taşır. Alkol de vücut sıvı dengesini
bozduğu, vücudu susuz bıraktığı için riski artırır" diye
konuştu.
Prof. Dr. Gür, sıcaklık artışıyla birlikte karşılaşılabilen sağlık
sorunları hakkında şu bilgiyi verdi:
"Öncelikle kas kramplarıyla karşılaşabiliriz ki bu tür kramplar
germe hareketleriyle rahatlamaz. Diğer daha önemli bir sorun ise
bitkinliktir. Genellikle baş ağrısı, kollarda bacaklarda ürperme,
yorgunluk, kas krampları, üşüme veya titreme, çok terleme, hızlı
fakat zayıf nabız, soğuk ve nemli bir cilt ile karakterizedir.
Isı/sıcaklık felci ise çok ciddi, ani gelişen ve yaşamı tehdit eden
bir durumdur. Vücut iç sıcaklığı 40 derecenin üstündedir. Baş
ağrısı, garip davranışlar, nöbet geçirme, bilinç kaybı, koma,
sıcak/kırmızı fakat tersiz bir cilt ile karakterize ölüme kadar
varabilecek ciddi bir durumdur."
Sıvı alımına dikkat!..
Olumsuz durumlardan korunmak için, sportif aktivitelerin günün
serin saatlerinde yapılması, spor öncesi, sırası ve sonrasında sıvı
alımına dikkat edilmesini öneren Gür, ayrıca hafif, buharlaştırmayı
kolaylaştıracak giysilerin giyilmesinenin önemine dikkati
çekti.
Gür, sıcaklık kaynaklı krampları çözmek için yeterli sıvı alınması,
ilgili bölgeye buz masajıyla birlikte germe yapmanın yardımcı
olacağını belirterek, sıcaklık nedeniyle bitkinlik oluşması halinde
öncelikle aktiviteye ara verilmesi, daha ileri belirtiler
görüldüğünde duruma müdahale edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Hakan Gür, ayrıca, serin ve gölgelik bir yere taşınacak kişinin,
üstündeki giysilerin azaltılması, kan dolaşımın yüksek olduğu
boyun, koltuk altı, kasık bölgesi, kol ve bacaklara soğuk torbaları
ile ıslak havluların konulabileceğini, kol ve bacaklara yumuşak
masaj yapılarak cilt dolaşımının artırılabileceğini sözlerine
ekledi.