Spor programlarının statükocuları
Abone olSon zamanlarda spor programlarının gündemi hiç değişmiyor. Hemen hemen tüm programlarda varsa-yoksa "Hakan Şükür"... Burhan Ayeri bu durumu değerlendirdi.
Milli Takım'ın grup eleme maçları neredeyse bitti bitecek. Ama
bir konu varki hiç bitmeyecek gibi. Hepinizin tahmin ettiği gibi
"Ersun Yanal-Hakan Şükür" arasında geçen diyalog. Spor
programlarının hemen hemen tamamı zamanlarını bu konuya ayırmış
durumdalar. Bu durumu Burhan Ayeri, yazılabilecek en güzel başlıkla
la değerlendirdi...
Bu aralar ekranların futbol gündemi hiç değişmiyor. Hakan Şükür'ün
kadroya alınmaması yine başköşede. Değişmeyenler arasında bazı spor
yazarları var. Kanal-D'nin '3. Devre'sine bakıyorsunuz, Osman
Tanburacı'da bir milim kıpırdama yok. Fatih Terim döneminde Hakan'a
karşıydı, bugün de. Engin Verel'in bu futbolcu hakkındaki
yorumlarını biliyorduk, "Con Ahmet'in devir daim makinesi'ni
hatırlatmaya devam ediyor. 97 kez milli olup, 46 golle bütün
zamanların en büyük golcüsü olan birine kin kusuyor. Akla, onu
moralman bitirip, takımına zarar vermenin hedeflendiği geliyor.
Doğruları söyleyen Ahmet Çakar'ın bile bu konuda susturulmak
istenmesi şaşkınlık verici.
* * *
TV-8'in Sportmen'inde Selim Soydan'ı beğendik. Star'ın TeleGol'ünde
Sinan Engin formdaydı. 'Kimin seyircisi fazla' tartışmasında en
doğru yorumu Ergun Gürsoy yaptı. Takımların dönem dönem elde ettiği
başarıların bu oranı değiştirdiğini dile getirdi. Gerçekten de
çocukluğumuzun en sevilen takımı Beşiktaş'tı. Uzun süre gerileme
dönemi yaşadı. Bu yüzden yeni nesli kaybetti. Gordon Milne ile
yeniden çıkış yakaladı. Aynı şeyler Fenerbahçe için de geçerli.
Galatasaray'ın kapalı tribünün iki direği arasına sıkışıp kalmış
seyircisi, 'Metin Oktay Efsanesi'yle statları doldurur hale geldi.
'UEFA Şampiyonluğu', 'Süper Kupa' çocukları ve bayanları Cim-Bom'lu
yaptı. Bu başarıların Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor
tarafından egale edilmesi en büyük dileğimiz.
* * *
Yeri gelmişken Galatasaray'ın 100. Yıl kutlamalarına değinmek
istiyoruz. Startın Kayserispor maçıyla verilmesi 5-1'i getiren
doping gibiydi. Sarı-Kırmızılı camiayı kutlarken bir-iki isme de
özel mesaj vermek istiyoruz. Türk sporunda kendilerine futbol
yorumcusu olarak yer bulanlar var. Bunların, popülaritesi
'Galatasaray Düşmanlığı'yla başladı. Kimlerden bahsettiğimizi
anlamışsınızdır. Ömer Çavuşoğlu ve tüm yandaşları. Sarı-Kırmızılı
takım olmasa, bunlar yazacak yazı, konuşacak malzeme bulamaz...
* * *
Milli Takım, Hakan Şükür ve kulüp takımlarımız dışında bir konuya
daha değinmek istiyoruz. SKY TÜRK'ün Futbol Aktif'inde Ferdi Leflef
yine 'Göz bozan ceketleri'nden biriyle gözüktü. Doğrusu görüntü
buharlaşır gibiydi. Tüm uyarılara rağmen bunda ısrarı anlamak
mümkün değil. Bizce yapılacak tek şey var. İki tane Leflef'in
bedenine uygun ceket bulundurmak. Yayından önce, üstündeki
radyasyon saçanı çıkarttırıp, bunlardan birini zorla giydirmek!
* * *
Lig TV'nin Maraton'u, TRT-1'in Stadyum'u başarılarını devam
ettirdiler. Sanırız, Erman Toroğlu yeni kanalına iyice ısındı.
Hayatında hiç bu kadar rahat "Oynat Uğur'cuğum" dediği dönem
olmadı. Zaman kısıtlaması yok. İçeri dalıp baskı yapan Can Tanrıyar
müritleri de ortadan kalktı. Anlayacağınız 'Maraton Sahur' adını
bile alabilirler.
YAZI:Burhan AYERİ