Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu hakkında
"Birilerinin önüne yatmış, konuşamıyor" diyen Kemal Kılıçdaroğlu,
gelen tepkileri dindirmek için açıklama üzerine açıklama yaptı.
Ancak yaptığı her iki açıklama da en az kendisi kadar gereksiz ve
yetersizdi!
Yapılan açıklamaları sırasıyla okuyalım.
İlk açıklaması şöyle:
"Kullandığım cümle, Türk siyasi hayatına AKP'li bir bakan
tarafından kazandırılan bir cümle. Cümle bana ait değil. Rıza
Zarrab için söylenmiş. 'Kimse sana birşey yapamaz, ben senin önüne
yatarım" denmiştir. Dolayısıyla bu cümle benim sıfırdan bulduğum
bir cümle değil..."
Kendisini "Siyasi Sapık" olarak eleştiren Erdoğan'a da cevap
verdiği ikinci açıklama ise şöyle:
“Sözlükten baktım. Önüne yatmak bir deyim, engel olmak anlamına
geliyor. Bunu başka bir yere çekmek ahlâksızlıktır! Bunların
kafasının arkasındaki şey bu olunca o anlama çekiyorlar!"
Erdoğan'ın dün kullandığı ifadelere bakın. Onun kullandığı ifadeleri kullanacağım için özür diliyorum. Bana "Sapık" dedi… Dolmabahçe’de oturup Kadıköy’den gelen vapurlardaki kadınlara kızlara bakıyorum demek sapıklık değil midir bu? Bunun adı cinsel sapıklıktır. Söyleyen bizzat itirafı yapan sayın Erdoğan.
Senin görevin Dolmabahçe’de oturup kadınlara kızlara bakmak
mıdır? Siyasi sapıklığa gelince daha güzel bir örnek vereceğim. Bu
zat tarafsız olacağına dair söz verdi. Siyasi sapıklık nedir?
Parlamentonun önüne çıkıp yemin ettikten sonra o yemini tutumayıp
namusun ve şerefini çöp sepetine atandır.”
İlk açıklamadan başlayarak detaylara girelim...
Anlaşılan o ki CHP lideri, kendisinden önce söylenen sözleri
kullanmayı, içeriğinde küfür ve hakaret olsa dahi normal
karşılıyor. Bu nedenle kendisine yöneltilen eleştirilerin
yersiz olduğunu savunuyor.
Düz mantıkla gidecek olursak, Kılıçdaroğlu'na istediğimiz sinkaflı
küfürü edip, "Ama ben bu küfürü sıfırdan bulmadım. Soyadı
"Damızlık" olan Muhittin abi bu küfrü etmişti" diyebileceğiz!
Yine bu mantıkla gidecek olursak, Ensar Vakfı'ndaki sapığın, "Abi
ben tecavüzü sıfırdan bulmadım. Benden önce kim kime dum duma" deme
hakkı olmuş oluyor.
Hatta ve hatta adı yolsuzlukla anılan 4 bakan, kendilerinden
önce sayısız yolsuzluk olayı yaşandığı için otomatikman aklanmış
oluyor!
Gelelim ikinci açıklamaya...
CHP lideri "Birilerinin önüne yattığı için konuşamıyor"
cümlesinin sözlükte "Birilerini koruyup kollamak" anlamına
geldiğini, bu sözü cinsel amaçla söylemediğini belirtiyor.
Ya bu nasıl bir adam tövbe estağfurullah ya!
Dinime imanıma Atatürk dirilip gelse, ilk iş olarak "Seni bana
parayla mı verdiler lan!" deyip bunun kafasına sıkar!
Bir söz söyleyeceksin, millet o sözü sana yutturmaya kalkınca "Dur
bakim ben ne söylemişim" diye gidip sözlükteki anlamına
bakacaksın!
İyi madem!
Meseleyi sözlük üzerinden götürelim!
O baktığınız sözlükte CHP'nin "Halk Partisi" olduğu yazıyor
ama sizin partiniz reelde PKK'lıların ve DHKP-C'lilerin "önüne"
yatıyor!
Aynı sözlükte "Kemal"in anlamı, "Olgunluk, yetkinlik, tamlık,
eksiksizlik, mükemmellik, baha, bilgi, fazilet" diye yazıyor ama
sizde bu değerleri bulmak ne mümkün Kemal bey?
Hiç kıvırmayın Kemal Bey!
O sözü hangi anlamla söylediğiniz belli. Nasıl belli olduğunu size
tane tane anlatayım.
Kurduğunuz cümlede birden fazla kişiden bahsediyorsunuz. "Valisi
konuşmuyor, Milli Eğitim Bakanı konuşmuyor" diyerek iki yetkilinin
suskun kalmasını eleştiriyorsunuz. Ancak sıra Sema Ramazanoğlu'na
gelince, "Aileden Sorumlu Bakan da zaten birilerinin önüne yatmış o
da konuşmuyor" diyorsunuz.
Bu sözün patentinin Muammer Güler'e ait olduğunu söyleyerek paçayı
kurtarmaya çalışıyorsunuz ama kafanızın basmadığı bir durum
var.
Muammer Güler "Ben önüne yatar, seni korurum" derken kendinden
bahsediyor. "Ben eşimi senin önüne yatırırım" demiyor. Üçüncü bir
kişiden bahsetmiyor.
Özne kendisi olduğu için sözdeki maksadı anlaşılıyor. Siz ise bu
sözü bir başkası için, yani üçünçü bir kişi için kullanıyorsunuz.
Bir başkasının eşinden, annesinden bahsediyorsunuz.
Burada mesele namus meselesi oluyor ve kullandığınız söz sizi
"edepsiz", "ahlaksız" ve "başkasının namusuna dil uzatan namussuz
adam" konumuna düşürüyor!
Ya da şöyle anlatayım.
Gezi olaylarının ardından bazı yabancı büyükelçilerle gizli ve
esrarengiz görüşmeler yapmıştınız, hatırladınız mı?
Hem de bir otelde!
O dönemde onlar sizi, siz de onları koruyup kolluyordunuz. Biri
çıkıp, "Sen otelde büyükelçilerin önüne yattın! Söyle ne konuştun"
diye sormadı.
Sorsa epey bi yanlış anlaşılırdı değil mi?
Diyeceğim o ki bazı sözler, sözlüktekinden farklı anlamlar taşır
Kemal bey!
Mesela; siz "Bey" hitabını saygı ifadesi olarak
algılayabilirsiniz. Ama karşınızdaki bunu "Beygir"in
kısaltılmış hali niyetiyle de söylemiş olabilir!
Mesela; bir kadına, "Yatalım mı?" diye sormak
farklı, "Uyuyalım mı?" diye sormak ise farklı anlam
taşır.
Mesela; bir insana "Kafası kırık" derseniz sıkıntı olmaz. Ama
sadece "Kırık" dediğinizde ortaya "Homoviç" ya da
"Topiş" anlamı çıkar!
Eğer her sözü, sözlük anlamıyla değerlendirmekte kararlıysanız, o
zaman izin verirseniz ben size "Ke-MAL" diye seslenmek
istiyorum.
Neticede "MAL"ın sözlükteki anlamı, "gayrimenkul varlık, mülk,
eşya, madde, cisim, meta" olarak geçiyor.
Yani ne bileyim...
Öküz veya inek dediğimi falan düşünmeyin lütfen!
Son olarak...
Cumhurbaşkanı hakkında "Bu adam Meclis'te verdiği sözü tutmayarak
namusunu ve şerefini çöpe attı" demişsiniz.
Mesele arkadan konuşmaya gelince maşallah esip gürlüyorsunuz.
Yarın bir yerde karşılaşınca, Mustafa Koç'un cenazesinde yaptığınız
gibi, tanınmamak için Zekeriya Beyaz taklidi yapmazsınız inşallah
"Ke-MAL" Bey!
Dipnot: Hakaret olarak algılanabilecek sözleri ben sıfırdan
bulmadım. Hepsi daha önce birileri tarafından kullanılmıştı!
twitter.com/slymnoz
facebook.com/slymnoz