Sözleşmeli memurlara kadro müjdesi
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözleşmeli memurlara kadro yolunu açacaklarını açıkladı.
Başbakan Erdoğan, Memur-Sen 4. Olağan Genel Kurulu'nda
memurlara kadro müjdesi verdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
sözleşmeli personelin sorunlarına yönelik çalışma yapıldığını
belirterek, ''İnşallah sözleşmelilerle ilgili kadro yolunu açmış
olacağız'' dedi.
Erdoğan, Karayolları Genel Müdürlüğü konferans salonunda düzenlenen
Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN) 4. Olağan Genel
Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye büyüdükçe, ekonomi büyüyüp
güçlendikçe daha iyi hizmetler vermeye devam edeceklerini
belirterek, sözleşmeli personel konusunda yaptıkları çalışma
hakkında bilgi verdi.
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"SÜRECİ BAŞLATTIK"
''Burada bir çalışmamızı size aktarayım. O da şu; tabii bu
sözleşmeli personel olayı nereden çıktı? Bakınız, Türkiye'de
özellikle Güneydoğu gibi, Doğu illerimiz gibi birçok illerde,
bizler hakikaten geldiğimizden bu yana birçok sıkıntılar yaşadık. O
da şudur; zaman zaman gittiğimiz okullarda öğretmenler,
hastanelerde doktorlar, hemşireler, bu noktada sıkıntılar
yaşıyoruz. Sorduğumuzda hep aldığımız cevap şu oluyor; eş
durumundan döndüler.
Bizler sözleşmeli olayını da bir yerde istihdam için bir adım atalım diye bu süreci başlattık. Fakat burada da bir sıkıntının olduğunu görüyoruz. Genç öğretmen, sağlık personelinin bölgede 5 yıl gibi veya daha fazla kalması, bunlar da ayrı bir sıkıntı. Fakat bir adımı da atmamız lazım, o da şudur; yani nasıl ki bir polis, bir asker, bir yargı mensubu gittiği zaman o bölgelerde belli bir süre hiçbir şarta bağlı olarak, o süre içinde görevini yapıyorsa bu şekilde orada görevini yapacak şekilde bir hazırlığı arkadaşlarımız yapıyor. Bu hazırlığı, yapıp bitirdikten sonra biz süratle şu anda çıkardığımız kanun hükmündeki kararnameye eğer girebilirse onun da çalışmasını yapıyorlar, bu kararname içinde, aksi takdirde kanunla olması gerekiyorsa o önümüzdeki döneme kalacak. Böylece inşallah sözleşmelilerle ilgili kadro yolunu açmış olacağız. Temenni ederim ki, KHK ile eğer bu hallolabilirse hemen süratle onu halledip, Bakanlar Kurulu kararımızla bunu çıkarmış olacağız.''
''SENDİKACILIK, SALT ÜCRET PAZARLIĞI YAPMAK
DEĞİLDİR''
Kendisinin müzakere masasının her iki tarafında da bulunduğunu
belirten Erdoğan, işçi olarak masanın bir tarafında, İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanlığı esnasında da işveren olarak diğer
tarafında bulunduğunu anlattı. Değişimin ve hızla değişen toplumun
gerisinde kalan sendikal anlayışın ve aynı şekilde işveren
anlayışının hiçbir değerinin kalmadığını dile getiren Başbakan
Erdoğan, şöyle konuştu:
''Sizler de çok iyi biliyorsunuz ki, sendikacılık, salt ücret
pazarlığı yapmak değildir. Bugünün dünyasında sendikacılık,
geçmişte olduğu gibi, kırmakla, dökmekle, eylemle, grevle
özdeşleşen bir yapı asla sergileyemez. Elbette hak mücadelesi
olacak... Ama hak mücadelesi, artık bir sınıf mücadelesi
anlayışıyla değil, tüm ülkeyi, hatta tüm dünyayı kavrayan bir
anlayışla, yeni bir yaklaşımla ortaya konmak zorundadır. Bu
yaklaşımı geliştiremeyen sendikacılık anlayışının varlığını
sürdürebilmesi mümkün değildir. Onun için sendikalar ve tüm sivil
toplum örgütleri, antidemokratik süreçlerin malzemesi değil;
demokrasinin, özgürlüklerin, katılımcılığın öncüsü
olmalıdırlar.
Bir başbakan olarak ben veyahutta belediye başkanları olarak yerel
yöneticiler aslında birer emanetçi konumundadırlar. Sizlerin
emanetçisidir. Ellerindeki imkanlar sizin imkanlarınız. Eğer
finansman yönetiminde buradaki yöneticiler başarılı olamıyorsa,
başarılı olamaması halinde kamu idaresinin ne hale düşebileceğini
geçmişte gördük. Aynı şekilde görmek durumuyla karşı karşıya
kalırız. Buradaki anlayış, her zaman el ele vermek suretiyle hak ve
özgürlükler noktasında, yaşam mücadelesi noktasındaki devamlılığı
birlikte sergileyebilmektir.
Ben MEMUR-SEN'e de, MEMUR-SEN'le birlikte Türkiye'nin değişimine,
dönüşümüne, özellikle de ileri demokrasi mücadelesine destek veren,
omuz veren tüm sendika ve konfederasyonlara da burada teşekkür
ediyor, başarılarının devamını diliyorum.''
''SİZLERİ İLGİLENDİREN DÜZENLEMELERDE, KATKILARINIZ,
ELEŞTİRİLERİNİZ, ÖNERİ VE UYARILARINIZ ALINACAK''
Yaptığı konuşmada, 12 Eylül'deki anayasa değişikliğinin, toplumun
tüm kesimlerini ilgilendiren çok önemli düzenlemeler getirdiğini
anlatan Başbakan Erdoğan, özellikle çalışanlar ve kamu
görevlilerini ilgilendiren düzenlemelerin çalışma hayatında adeta
sessiz bir devrimin gerçekleşmesini sağladığını ifade etti.
Anayasa'nın 53. maddesinin değiştiğini ve kamu çalışanları için
toplu sözleşme hakkı getirildiğini belirten Erdoğan, şöyle devam
etti:
''Toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması imkanı yine
aynı anayasa değişikliğiyle mümkün hale geldi. Kamu Görevlileri
Hakem Kurulu oluşturularak, toplu sözleşmenin uyuşmazlıkla
sonuçlanması halinde, bu kurulun kararlarının toplu sözleşme
hükmünde olması sağlandı. Anayasa'nın 125. maddesinde değişiklik
yapılarak, kamu görevlilerine verilen uyarma ve kınama cezalarına
da yargı yolu açıldı.
Anayasa'nın 128. maddesinde yapılan değişiklikle kamu
görevlilerinin mali haklarıyla ilgili olarak toplu sözleşme
hükümlerinin uyum kanunları çıkmadan uygulanacağı hüküm altına
alındı. Anayasa'nın 74. maddesinde yapılan düzenlemeyle süreç
içerisinde kamu görevlileri ve temsilcisi olan sendikalar açısından
da önemli işlevler görecek Kamu Denetçiliği Kurumu oluşturuldu.
Anayasa'nın 166. maddesinde değişiklik yapılmak suretiyle katılımcı
demokrasi açısından önemli işlevler görecek olan Ekonomik ve Sosyal
Konsey, anayasal kurum haline getirildi.''
''1 MAYIS'I SOSYAL DEMOKRATLAR NEDEN BAYRAM İLAN
EDEMEDİ?''
Kamu görevlilerini yakından ilgilendiren bir düzenlemenin de
Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru imkanının getirilmesi
olduğunu belirten Erdoğan, bu değişikliğin, başta sendikalar olmak
üzere sivil toplum kuruluşlarına, kendi alanlarıyla ilgili yasal
düzenlemeler hakkında Anayasa Mahkemesi'ne doğrudan başvurma
hakkının zeminini oluşturacağını söyledi. Erdoğan, ''Böylece Avrupa
yollarına benim ne vatandaşım ne de tüzel kişiler düşmeyecek''
dedi.
TBMM'nin, 12 Eylül'deki değişikliğin hemen ardından yasal
düzenlemeler için hazırlıklara başladığını ve uyum yasalarını
peyderpey çıkarttığına işaret eden Erdoğan, bazı düzenlemelerin de
hayata geçirildiğini anlattı. Gelecek dönemde bu çalışmaların devam
edeceğini bildiren Erdoğan, şunları söyledi:
DELİ GÖMLEĞİ GİYMİŞ ZİHNİYETLER
''Özellikle sizleri ilgilendiren düzenlemelerde, katkılarınız,
eleştirileriniz, öneri ve uyarılarınız alınacak ve bunlar yasa
çalışmalarına azami ölçüde yansıtılacak. Bundan da endişeniz
olmasın. Bu noktada hiçbir çekincemiz, hiçbir tereddütümüz ve
kompleksimiz yok...
Biz, 8.5 yıl boyunca diyalog, uzlaşma ve istişareyi,
politikalarımızın şekillenmesinde en hayati mekanizmalar olarak
gördük. 1 Mayıs'ı biz bayram ilan ettik. Bizden öncekiler, sosyal
demokratlar, şunlar, bunlar niçin ilan edemediler? Yapsaydılar...
Hani onlar işçi dostuydu, emekten yanaydılar... Niye bunlar
yapamadılar, niye bunlar Taksim'in yolunu açamadılar? Bunu biz
başardık. O yolu biz açtık. Bu noktada rahat edebildik. Peki şu
anda bazı sendikalar bunun kadrini kıymetini bilebiliyorlar mı?
Bilmiyorlar. Bilmedikleri gibi hakarete de yine aynı şekilde devam
ediyorlar. Niye? Onlar ideolojinin deli gömleğini giymiş
zihniyetlerdir. Onlar cam, çerçeve, çevredeki esnafı, herkesi
dilhun ettikleri zaman, kan gördükleri zaman rahatlayan
zihniyetlerdir. Hep bunu gördük...
Türkiye'nin elde ettiği başarılar, oluşan diyalog ve uzlaşma
zemininin, istişare kültürünün bir neticesidir ve biz bunu aynı
şekilde devam ettireceğiz. Biz bunların hepsini masaya çağırdık,
hepsiyle birçok konuda görüşmeler yaptık ama birçok zaman hep
masayı bırakıp gitmişlerdir. Mesele masayı bırakıp gitmek değil,
masada netice almaktır. Masayı bırakıp gittiğiniz zaman bize bir
şey kaybettirmezsiniz. Bize düşen sadece hayırlı olsun demektir,
güle güle... Başka bir şey demeyiz. Biz masada olanlarla yolumuza
devam ederiz.''