Kolpaçino, Kutsal Damaca filmleriyle son yıllarda genç kesime adını duyuran usta oyuncu Aydemir Akbaş Akşam gazetesinden Beyhan Benek'e yaptığı açıklamalarda gündemi sarstı. "Türk basınının yaşayan en eski spor yazarlarından birisiniz. Bugün Türk futbolunu yorumlamanızı istesek neler söylersiniz?" sorusuna Akbaş "Bu kafayla futboldan bir şey olmaz. Bir kere kafa yapımızın değişmesi lazım. Selahattin Beyazıt Galatasaray Spor Kulübü'ne arsa bıraktı, bu arsanın satılıp mevcut borcun ödenmesi lazım." dedi."Biz borcu kapatacağımıza olan parayı eritip bir de üzerine yeni borçlar yapıyoruz" diyen Akbaş "Şampiyonluğu bırakın borcu ödeyin, ilk amacın bu olması lazım. Dünyanın parasını verip Afrika'dan 5. sınıf futbolcu transfer ediliyor. Avrupa'dan emekliliği gelmiş oyuncuları getiriyoruz. Ağzımı bozmak istemiyorum. Biz bu mantıkla devam edersek futbol biter." ifadelerini kullandı.Verdiği beyanatları yerine getirsin: Galatasaray'ın yeni başkanıyla ilgili Akbaş "Burak Elmas ne yapacak, şampiyon olsak o parayı yine elin Afrikalısı'na Romeni'ne verecek, borcu ödeyecek mi? Borcu ödesin gelsin elini sıkayım. Ona şunu tavsiye ediyorum; kendisine değil Galatasaray'a çalışsın. Verdiği beyanatları yerine getirsin. Başarılı olması mümkün ama söylediklerinden saparsa kendi kaybeder. Genç ve dinamik oluşu önemli bir etken umarım başarılı olur. " diyerek düşüncelerini dile getirdi.Antrenörlük yapmazdım: Eski yönetimlerden dert yanan Akbaş "Şimdiye kadarki yönetimler verdiği sözleri yerine getirmedi, Burak Elmas söylediklerini yaparsa iki taraf da kazanır. Galatasaray'ın menfaatleri için kim taş üstüne taş koyarsa takdiri kazanır. Öte yandan Fatih Terim'e değinecek olursak ben onun yerinde olsam bu sene antrenörlük yapmazdım. Borç içinde bir takımı şampiyon yapsan ne olur yapmasan ne olur?" dedi. Uyku uyuyamam: Sosyal medyayla ilgili tutumunu Akbaş "Bir kere Derya Tuna benim için bir Instagram sayfası açtı. Yarım saat içinde 5 bin kişi geldi. Hemen Derya'ya dedim ki 'Derya hemen bu sayfayı kapat, ben vazgeçtim. Çünkü orada bir tatsız bir şey söyleyeni karşıma alıp konuşamazsam uyku uyuyamam." sözleriyle anlattı. Kafam rahat: "Ben sevmem böyle olayları" diyen Akbaş "Şimdi sayfam var ama yardımcım ilgileniyor, yazılıp çizilenlere bakmıyorum, bütün kontrol yardımcımda, kafam rahat." ifadelerini kullandı.Çocuk oyuncağı mı bu ya: "Sosyal medyada takipçi sayısı çok olanlara başrol verildiği iddiasını çok tartıştık, sizce başroller neye göre belirleniyor?" sorusuna Akbaş "Bu şeye benziyor adamın biri çıkıp bir şarkı söylüyor şöhret oluyor. Çocuk oyuncağı mı bu ya! Zamanında çok gördük benzerlerini, dev gibi televizyondan geldiler Yeşilçam'da nal topladılar. Dev gibi oyuncular film çekti olmadı." dedi.Sokaktan adam çeviriyor: "Sinema başka bir şey, bunlar kaç film çekecek, kısa ömürlü hepsi" diyen Akbaş "Çoğu kişi üç dört filimden sonra bitiyor çünkü halk seçmiyor, seçilmiş karakterler değil bunlar. Halkın seçtiği bir oyuncu uzun yıllardır Türkiye'de olmadı. Şimdi yapımcılar sokaktan adam çeviriyor başrol oynatıyor." şeklinde konuştu.En fazla 4 film çeker: Yeni nesil oyuncularla ilgili Akbaş "Hiçbir alt yapıları yok, ne oyuncu ne de tiyatrocu şu an başroller. Yakışıklı bir adam ya da güzel bir kız diye başrolü veriyorlar. Onun alt yapısı yok ki ömürleri uzun olsun, en fazla 4 film çeker sonra silinirler piyasadan, bu her zaman böyle oldu." dedi. Şahan çıkış yolu arıyor: "Türkiye'de gerçek komedi yapılıyor mu?" sorusuna Akbaş "Hayır, ben bile gerçeğini yapamıyorum. Hatta bazı yapımlar o kadar abartılı ki 'bu kadar da olmaz, bu oyunculuk değil' diyorum. Ata Demirer hepsinden biraz ileride, daha kıvrak daha yatkın komediye. Şahan çıkış yolu arıyor, kendini hapsetti, bazı şeylere şartlı o sakalını değiştirdi mi bilmiyorum o sakaldan kurtulması lazım." diye konuştu. Tekdüze gidiyorlar: "Benim filmlerim onun sakalsız haliydi. Öfkeli, gariban, tokat yiyen, itilip kakılan tiplemelere hayat verirdim" diyen Akbaş "Ben 85 yaşındayım 34 yaşında birini canlandırıyorum yeni çektiğimiz Sünnet adlı filmde. Başarı budur her yaşı, her karakteri canlandırabilmek. Bugün komedyen geçinenler farklı karakterleri canlandırmayı denemiyorlar, deneseler yapacaklar. Tekdüze gidiyorlar." ifadelerini kullandı.Sokakta yürüyemiyoruz: "Veliahtınız kim olabilir? sorusuna Akbaş "Şafak Sezer olabilir çok büyük kabiliyet, çok yumuşak esnek ama kafasını kullanmıyor. Yüzüne söylüyorum. Mesela 4-5 senedir Kolpaçino çekti olay oldu, sokakta yürüyemiyoruz, çok tuttu ama bunu değerlendireceksin devamını getireceksin ya da başka yeni projeler üreteceksin." şeklinde konuştu.Şafak'ı çağırmıyorlar: "Şafak'ın huysuzlukları var"" diyen Akbaş "Şimdi bıraktı, öyle diyor. 'Abi artık yaramazlık yok' diyor. Yaptığı yanlışların cezasını çekiyor. Prodüktörler diyor ki bir iş verecekleri zaman 'Aman Şafak'la çalışırsak şimdi olay mı çıkartır, bir şey mi yapar' tedirginler Şafak'ı çağırmıyorlar." dedi. Disiplinli olmak şart: Dostu Sezer'le ilgili Akbaş "Geçen gün dertleştik 'Tamam bıraktım herşeyi akıllandım' dedi. Umarım sözünü tutar kendini sadece işine verir. Sanatçının film çekmekten başka bir derdi olamaz. Disiplinli olmak şart." ifadelerini kullandı.İkimiz de inatçıyız: 2 kez boşanıp 3 kez evlendiği eşi Beyhan Benek'le ilgili Akbaş "İlk nikahımız 1964 yılında oldu. İkimiz de inatçıyız, sorunlarımız hep çok basit nedenlerden kaynaklandı. Ayrılıklarımız birkaç ay sürüyor. Yemek neden iyi pişmemiş, çorabını neden oraya koyuyorsun gibi saçma tartışmalar yüzünden boşanıyoruz." dedi.Yeter dediler: Nikahlarıyla ilgili Akbaş "Bir ay sonra tekrar barışıyoruz. Nikah şahitlerimiz Metin ve Nevra Serezli oluyordu, onlar da bıkmışlardı artık şahit olmaktan. Yeter dediler son nikahımızda." diye konuştu. Aşk zannediyorlar.: Aşkla ilgili Akbaş "Ben bu aşka fazla inanmıyorum. Bu abartılmış bir şey gibi geliyor Leyla ile Mecnun'a aklım yatıyor da, şimdikiler aşk değil. Bu bir kadını arzulamak, birlikte yaşamak isteme güdüsüdür. Anlaşabilmektir, zaman içerisinde kişiler arası alışkanlık oluyor onu aşk zannediyorlar." dedi. Hazır tanınmışı ve güzeli var: "Ben bugün Beyhan'dan boşansam başka bir kadınla evlenemem" diyen Akbaş "Neden evlenmem çünkü tanımıyorum o kişiyi. Karşımdaki kadını tanıyana kadar 4-5 sene geçer, istemem. Hazır tanınmışı ve güzeli var daha ne arayacağım. Bu arada eğer Beyhan ile evlenmeseydim nikah masasına oturmak isteyeceğim kişi kesinlikle Nebahat Çehre olurdu. " ifadelerini kullandı. Nebahat'in kalitesine ulaşmak zor: "Onun ev hanımlığına, düzenine hayranım, gerçek bir kadındır" diyen Akbaş "Zamanında Yılmaz Güney ile evli olduğu zamanlar birbirlerimizin evine çok gidip gelirdik, muhteşem bir ev hanımıdır. Onun gibi bir kadın zor bulunur. Çok güzel yaşadı, kaliteli insanlarla vaktini geçirdi o yüzden şimdi hayatına kimseyi almıyor. Nebahat'in kalitesine ulaşmak zordur." dedi.Olmaz, olamaz: Tatlıses'i kızdıracak sözler kullanan Akbaş "İbrahim'in yaşadıkları da aşk değil. Sanatçı beraber çalıştığı kişiye ister istemez bir hayranlık duyar ama buna aşk denmez. Bizim basın buna aşk diyor. Olmaz, olamaz... Bu biraz röportaj abartması, biraz reklam kokuyor. Ama bir şey hissedersin karşındakine çok fazla zaman geçirdiğin için." şeklinde konuştu. Ben aşık olmadım: "Güya ben Nükhet Duru ve Fatma Girik'e aşık olmuşum" diyen AKbaş "Hayır ben aşık olmadım, onlarla çalışmaktan keyif aldım, heyecanlandım. Zevk almaktır, hayranlık duymaktır bu. Günümüzdeki oyuncular arasındaki aşk sanılan şey bu" dedi. Hoş bir kadındı: Nükhet Duru'yla ilgili Akbaş "Nükhet Duru'nun elini bile tutmadım ama kimse inanmıyor. Tabi herkesten böyle etkilenilmez, seçici olacaksın. Nükhet hoş bir kadındı, sesi güzeldi. Güzellik etkiler beni... Bir de bugün bile gezerken yanımda hep genç ve güzel kadınlar olsun isterim. Bu moral veriyor insana." ifadelerini kullandı. Rahatsız olurum: Dekolte giyimle ilgili Akbaş "Transparan, dekolte giyimden hoşlanmam, kıskanırım. Yanımda yürüyen kadın açık giyinmişse onunla yürümem başkalarının bakışlarından rahatsız olurum. Çünkü etraf bakıyor kardeşim ben bile hala güzel, açık giyinmiş bir kadın görünce bakıyorum. Eşim Beyhan da zamanında çok açık giyiniyordu bağırma çağırma oldu ama dinlemedi, bildiğini okudu her zaman." diye konuştu. İğneleyici komedi çekmek istiyorum: "İçinizde uhde kalan bir şey var mı?" sorusuna Akbaş "Bir çok uhde var. İstediğim filmi çekemiyorum. Bir dram, bir de iğneleyici komedi çekmek istiyorum. Sadece güldürme amaçlı bir film olmasın, insanları düşündürsün ama prodüktör bulamıyorum." yanıtını verdi.Aldığı darbe öldürücüydü: "En büyük korkunuz nedir?" sorusuna ise Akbaş "Ölmek... Hayatı o kadar çok seviyorum ki, hayat o kadar güzel ki her şeye rağmen, nefes almak çok değerli. İbo kazayı geçirdiğinde 'iyi ki nefes alıyor' dedim. Aldığı darbe öldürücüydü, kaybedebilirdik. Nefes almak bile çok önemli. Bugün etrafıma bakıyorum akranım kimse kalmamış. Eş dostlarıma bakıyorum yoklar, basından kimse yok, sinemanın cenazesinde kimse yok, çocukluk arkadaşlarım yok, lise arkadaşlarım yok, yok, yok... Kendimi bazen 'mucize bir adam gibi' hissediyorum." sözleriyle yanıt verdi.Tekrar yenisini alırım: "Zamanında çok güzel paralar kazandınız. Birikim yapabildiniz mi?" sorusuna Akbaş "Bütün kazandığım parayı gece hayatında yedim. Sonradan akıllandım, biraz tuttum ama çoğu gitti. Bir de benim bir huyum vardır evin eşyalarını sürekli değiştiririm, eskileri veririm etrafımdakilere tekrar yenisini alırım. Eşim Beyhan da 'kazanıyorsun ye' der. Hiç kıskanmadı bu zamana kadar beni." ifadelerini kullandı.Dostlarım için yaşıyorum: "Zaten yanımda hep dostlarım var" diyen Akbaş "Ben dostlarım için yaşıyorum biri gece saat birde arar 'derdim var' diye koşarım, diğeri saat on ikide arar 'kalk gidiyoruz eğlenmeye, ağlamaya, dertleşmeye...' Dostlarım için yaşıyorum, onlarla zaman geçiriyor, para harcıyorum bunun nesi yanlış? Paraya ihtiyacım yok." diye konuştu.Galatasaray Cemiyeti'ne bağışlayacağım: Mirasıyla ilgili Akbaş "Birikimim çok fazla değil ama mirasımı Galatasaray Cemiyeti'ne bağışlayacağım. Tabi bunu yaparken evvela kendi ailem, akrabalarım ve dostlarımı düşünmek zorundayım. Onlara bırakacaklarımı bıraktıktan sonra bağış yapabilirim. Ailen, akrabaların açken başkasına yardım etmek, bağış yapmak uygun değil, önce çevreni düşüneceksin. Benim akrabam dururken ben kalkıp cemiyete bağış yaparsam anlamı yok." dedi.