Sözcü'den olay AK Parti ve Öcalan iddiası
Abone olSözcü gazetesi, AK Parti'nin AİHM'in kararını gerekçe göstererek Abdullah Öcalan'ı ev hapsine çıkarmayı planladığını ileri sürdü.
İmralı'da ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezasıyla bulunan Abdullah Öcalan'ın başvurusu üzerine,
Sözcü gazetesi çok konuşulacak bir iddia ortaya atarak, Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Öcalan'ı cezaevinden
kurtaracak bir karar aldığını öne sürdü.
Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk "Öcalan’ı
kurtarma planı" başlıklı yazısında, "AKP kurmayları, şimdi Öcalan’ı
kurtarma planlarını da yapıyor" dedi.
"AİHM TÜRKİYE HAKKINDA İHLAL KARARI VEREBİLİR"
Yazıda yer alan iddiaya göre, AİHM kararında
“ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına şartla tahliye olanağı
sağlayan bir yasa çıkar” dendiği öne sürüldü. Öztürk, yazısında,
"Eğer bu yasa çıkarılmazsa, belirli bir süre sonra Öcalan
başvurduğunda, Türkiye hakkında AİHM 'ihlal kararı' verebilir."
dedi.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Abdullah Öcalan’ın başvurusu üzerine onu cezaevinden kurtaracak bir karar aldı. Adalet Bakanlığı tarafından tercüme edilen AİHM kararının 190-214 arasındaki paragraflarda çok dikkat çekici bilgiler var.
AİHM’nin kararında özetle şöyle deniliyor:
“İdam cezası, kişinin dünyaya gözlerini kapattıran bir ceza olduğu için insanlık dışıdır. Ağırlaştırılmış müebbet hapis (Öcalan’ın çarptırıldığı) cezalarına mahkum olanlar da bir daha dış dünyayı görme olanağına sahip değil iseler, yani bu cezaya mahkum olanlara belirli koşulların varlığı halinde ‘şartla tahliye’ olanağı sağlanmıyor ise bu cezalar da aşağılayıcı ve insanlık dışıdır.”
"ŞARTLI TAHLİYE"
Ülkemizde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olanlar
cezaevinden çıkamıyor, bir daha dış dünyayı görme olanağına
kavuşamıyor. AİHM kararına göre, cezanın infazı sürecinde belirli
koşulların varlığı ve oluşması durumunda, “şartla tahliye”nin
mümkün olup olmadığı yönünden bu cezanın gözden geçirilebilmesi
gerekiyor.
"CEZA İNSANLIK DIŞI BULUNUYOR"
“Gözden geçirme” süresi, ilgili ülkenin takdirinde olmak üzere, bir
yasa çıkartılarak, bu yasadaki sürenin dolması durumunda, öngörülen
koşullar oluşmuş ise AİHM kararına göre şartla tahliye gerekiyor.
Türkiye’de böyle bir yasa olmadığından hiçbir biçimde şartla
tahliye olanağı sağlanamıyor. Anılan ceza bu haliyle, mevcut infaz
koşullarıyla “aşağılayıcı ve insanlık dışı” bulunuyor bu nedenle
sözleşme ihlal edilmiş sayılıyor.
Yani AİHM kararında “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına
şartla tahliye olanağı sağlayan bir yasa çıkar, infaz sırasında
öngöreceğin süreyi dolduran ve koşulları sağlayanlara şartla
tahliye olanağı sağla” deniliyor.
"AKP'NİN KORKUSU DA BU..."
Eğer bu yasa çıkarılmazsa, belirli bir süre sonra Öcalan
başvurduğunda, Türkiye hakkında AİHM “ihlal kararı” verebilir. Şu
an ülkedeki kamu vicdanının Öcalan için bir şartla tahliye konusunu
kaldırması mümkün gözükmüyor. İşte, AKP’nin korkusu da bu.
“Öcalan’ı diri diri gömdüler” diyen AKP kurmayları, şimdi Öcalan’ı
kurtarma planlarını da yapıyor. “Başkanlık sevdası” Öcalan’ın erken
kurtarılması için bir yol olarak görülüyor.
"BİLEREK DAVA AÇILMIYOR"
Adalet Bakanlığı’nın tercüme ettirdiği AİHM kararının 43 ve
109’uncu paragrafları da hayli dikkat çekici. Geçmişte
yasalarımızda idam cezası varken bir kişi üç idam, beş idam
cezasına mahkum olabiliyordu. Ama doğal olarak kişi bir kez idam
edilebiliyordu. Öcalan hakkında yakalandığı 1999 öncesinde işlediği
suçlar nedeniyle sadece bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezası verildi ve şu anda da o cezanın infazı yapılıyor.
"ÖRGÜTÜ CEZAEVİNDEN YÖNETİYOR"
Öcalan’ın cezaevine konulmasıyla artık örgütü yönetme durumunun söz
konusu olmaması gerekirdi. Ancak durumun böyle olmadığı hukuki
metin olan AİHM kararında, Öcalan’ın cezaevinden örgüte talimatlar
verdiği belirtiliyor ama bunun gereği de yapılmıyor. PKK’da
Abdullah Öcalan “önder” olarak görülüyor. Buradan çıkan sonuç,
Öcalan cezaevindeyken tekrar örgüte talimat vermeye başlamış olduğu
ve örgütü yönettiğidir.
"CEZANIN İNFAZDAKİ SIRAYA GİRMESİ
GEREKİYOR"
Eski Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu’na sordum. Şunları
anlattı:
“Talimatları örgütü yöneten, yönlendiren nitelikte ise ‘Devlet
silah bırakmadıkça örgüt de bırakmasın’ diyorsa, terör örgütü de
silah bırakmadan eylemlerine devam ediyorsa, PKK halen bir terör
örgütüyse, Öcalan’ın tekrar işlemeye başladığı bu suç nedeniyle
soruşturulması, yargılanması, suçu sabit görülürse bir daha
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesi ve bu
cezanın infazdaki sıraya girmesi gerekiyor.
"AİHM KARARINI VE YAŞANANLARI GÖRMEZDEN
GELİYOR"
Ancak böyle bir durumda, ona örgüt yönetme olanağı sağlayanların da
en azından suça iştiraki, yardım yataklığı gibi durumlar devreye
giriyor ki, bunlar başta cezaevi yönetimi, avukatları ve hükümet
mensupları ve de beyanlarını örgüte getirip götüren kişiler… İşte
burası devreye girince, hükümet kendisi bulaşmamak için, AİHM
kararını ve yaşananları görmezden geliyor ve bu soruşturma
açılamıyor.”
"ÖCALANLA İLGİLİ CEZA DEVREYE GİRMEYİNCE, PAZARLIK KONUSU
KOZU OLARAK BEKLETİLİYOR"
Böyle bir suçtan yeniden ceza alması demek, ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezalarında şartla tahliye olanağı sağlayan yasa çıksa da,
alacağı bu yeni cezanın infazı başlayacağından, bu durum Öcalan’ın
ölene kadar cezaevinden çıkamaması anlamına geliyor. İşte Öcalan
için, soruşturma açılmayıp, bununla ilgili bir ceza devreye
girmeyince, gelecekte şartla tahliye durumu canlı tutuluyor,
pazarlık konusu kozu olarak bekletiliyor.
Bu konuda Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan 2015/16214
hazırlık sayılı dosyanın akıbeti de önemli. Onu da yakında
öğreniriz…