Sözcü muhabiri Gökmen Ulu hakkında flaş karar!
Abone olSözcü Gazetesi davasında mahkeme, tutuklu sanık Gökmen Ulu'ya yurtdışına çıkış yasağı koyarak tahliye kararı verdi.
Sözcü Gazetesi sahibi ve çalışanları hakkında "Silahlı terör
örgütünü yönetme", "Silahlı terör örgütü propagandası yapmak" ve
"Silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla
birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etme" suçlarından açılan
davanın ikinci duruşması bugün görüldü.
TAHLİYE KARARI VERİLDİ
Duruşmaya Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan gazetenin İzmir muhabiri Gökmen Ulu, tutuksuz sanıklar gazetenin eski internet sitesinin sorumlu müdürü Mediha Olgun ve mali işler müdürü Yonca Yücekaleli katıldı. Sözcü Gazetesi'nin sahibi Burak Akbay ise firari sanık durumunda. Tanıkların dinlenmesinin ardından kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanık Gökmen Ulu'ya yurtdışına çıkış yasağı koyarak tahliye kararı verdi.
UĞUR: İDDİANAME ZAYIF, BU DAVA BİTMELİ
Duruşmada tanık olarak beyanda bulunan gazeteci Fuat Uğur
kendisiyle Sözcü gazetesi arasında zaman zaman polemiklerin
yaşandığını ama "Sözcü gazetesini Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)
çıkarıyor" diye bir kanaatinin olmadığını belirtti.
Bekir Gökmen Ulu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın nerede
tatil yaptığına ilişkin haberinden dolayı tutuklu kalmasına karşı
olduğunu beyan eden Uğur, "İddianamede bir delil göremedim
açıkçası. İddianamenin zayıf olduğunu düşünüyorum, bu davanın
bitmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben Sözcü gazetesinin FETÖ ile
iltisaklı olduğu konusunda hiçbir şey bilmiyorum. Bu dava daha
fazla hukuk devleti kavramına zarar vermemesi için bitmeli"
şeklinde beyanda bulundu.
DEDE: UTANÇ VERİCİ DURUM
Gazeteci Ersoy Dede de Sözcü gazetesinin FETÖ'cü olabileceği, onlardan para alacağı iddialarının "deli saçması" olduğunu kaydetti.
Tanık Dede 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yerinin haberleştirilmesinin suç olmasının yersiz olduğu düşüncesinde olduğunu ifade ederek, "Gökmen'in gazetecilik faaliyeti olan haberine karşılık benim tanık olarak kürsünün öbür tarafında olmam benim açımdan utanç verici bir durumdur" dedi.
KÜÇÜK: FETÖ İLE İŞBİRLİĞİ YAPTI DENEMEZ
Gazeteci Cem Küçük ise gazeteci olarak bütün medya kuruluşlarını didik didik taradığını söyledi.
İddianamede sanıkların FETÖ yardım etmesine ilişkin iddiaların yer aldığına değinen Küçük, "İddianamede adı geçen sanıkların FETÖ'ye yardım yataklık yapacak olması son derece komik. İddianameye bakarak söylüyorum, namusumla şerefimle söylüyorum, bu iddianameye bakarak 'Sözcü gazetesi FETÖ ile işbirliği yaptı' denemez" dedi.
GÜLERCE’NİN SÖZLERİNE TEPKİ
Yalova'dan SEGBİS sistemiyle katıldığı duruşmada beyanda bulunan
tanık Hüseyin Gülerce de firari sanık Burak Akbay'ın FETÖ evlerinde
kalıp kalmadığına ilişkin bir bilgisinin olmadığını, bu konuda
sadece Fehmi Koru'nun yazısını okuduğunu söyledi.
Sözcü gazetesinin manşetlerinden bahseden Gülerce, Mahkeme Başkanı
Erdoğan Şimşek tarafından iddianameye ilişkin tanıklık yapması
konusunda uyarıldı.
Tutuklu sanık Bekir Gökmen Ulu da Gülerce'nin tanık beyanlarının ardından söz alarak, "Bu şahıs FETÖ'nün önde giden isimlerden biri olduğu için beyanını kabul etmiyorum" diye konuştu.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu'nca hazırlanan 73 sayfalık iddianamede, sanık Burak Akbay'ın ''silahlı terör örgütünü yönetme'' ve ''terör örgütü propagandası yapmak'' suçlarından 16,5 yıldan 30 yıla kadar, Mediha Olgun, Bekir Gökmen Ulu ve Yonca Yücekaleli'nin ''silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım etme'' suçundan 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
İddianamede, Sözcü gazetesinin yaptığı yayınlar ve 1 Ocak 2016'da yer verdiği bulmacaya ilişkin Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatıldığı, bunun dışında farklı yerlerden 12 vatandaşın yaptığı ayrı şikayetlerle Cumhurbaşkanı'na yapılmaya çalışılan suikast girişiminin yerinin belirtilmesiyle yardım ve yataklıkta bulunulduğu, Cumhurbaşkanı'nın hedef gösterildiği, Sözcü gazetesinin yayınlarıyla terör yandaşlığı yaptığı ve kamuoyunda algı oluşturmaya çalıştığı iddiasıyla ihbarda bulundukları kaydediliyor.
İhbarlarla birlikte Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan gelen yetkisizlik kararı üzerine soruşturmaların birleştirildiği anlatılan iddianamede, şikayetçilerin ifadelerine yer veriliyor. İddianamede, ''Şekil olarak FETÖ/PDY'ye karşı olmak, onu ağır bir şekilde eleştirmek, onunla davacı/davalı olmak, hatta ona açıkça hakaret etmenin başlı başına FETÖ'yü desteklememek ya da esasta FETÖ'cü olmamak sonucunu doğurmayacağı, Sözcü gazetesinin örgütün yayın organlarından bir farkının olmadığı, aynı amaca yönelik kamuoyu oluşturmaya çalıştığı anlaşılmıştır" denildi.
"SÖZCÜ ERDOĞAN'I BULDU" HABERİ
İddianamede, FETÖ/PDY terör örgütü mensuplarınca
gerçekleştirilen darbe girişimi ile bağlantılı olarak saat 16.30
sıralarında henüz darbe girişimi kapsamında silahlı askeri
birimlerin kışlalarından çıkmadan önce adı geçen gazetede
Cumhurbaşkanı'nın bulunduğu yerin haber yapıldığı, bunun
darbecilerle birlikte ve darbe girişimini kolaylaştırmaya yönelik
lojistik destek kapsamında gerçekleştirildiği, bu amaçla Sözcü
gazetesinde "Sözcü, Erdoğan'ı buldu" haberinin yer aldığı ifade
ediliyor.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından KHK ile açığa alınan
polis memurlarınca, takipsizlikle sonuçlanan 17 Aralık 2013'te
yapılan soruşturmaya ilişkin fiziki ve teknik takip kayıtlarının
Sözcü gazetesine gönderildiği anlatılan iddianamede, gazetenin de
kamuoyunda algı oluşturma kapsamında söz konusu bilgileri
gerçekmiş gibi ve süreklilik arz edecek şekilde haberleştirme
gayretinde olduğu vurgulanıyor. İddianamede, FETÖ'nün algı
amacıyla sosyal medyada kullandığı ''Fuatavni'' ve ''JeansBiri''
adlı hesaplarda yapılan manipülatif paylaşımların örgüte
müzahir basın yayın kuruluşları ve internet sitelerince
haberleştirilerek geniş kitlelere ulaştırıldığının
görüldüğüne dikkat çekiliyor.