Soyludan o plana sert sözler!
Abone olGenelkurmay'da hazırlandığı iddia edilen yeni bir "İrticayla Mücadele Eylem Planı"na sert çıkan Soylu, tüm kurumların 'demokrasi guslü' alması gerekiyor
Genelkurmay'da hazırlandığı iddia edilen yeni bir
"İrticayla Mücadele Eylem Planı" deşifre olmasından sonra toplumun
her kesiminden tepkiler gelmeye devam ediyor.
Planın tüyler ürpertici olduğunu vurgulayan eski Demokrat
Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, Türkiye'nin demokrasi
konusunda yaşadığı tehlikelerin hâlâ sürdüğünün bir işareti
olduğunu söyledi.
Darbe iştahlılarının iştahlarının açık olduğunu dile getiren Soylu,
Türkiye'nin bütün kurumlarıyla beraber bir demokrasi guslü alması
gerektiğini belirtti.
Cihan Haber Ajansı muhabirine 'İrticayla Mücadele Eylem Planı'nı
değerlendiren Soylu, Türkiye'nin bu krizden fırsat çıkarması
gerektiğini kaydetti.
"28 Şubat'tan sonra Türkiye'nin böyle bir planla karşı karşıya
kalması, aslında Türkiye'nin demokrasi konusunda yaşadığı
tehlikelerin hala sürdüğünün bir işaretidir." diyen Soylu,
sözlerini şöyle sürdürdü: "Hem siyaset, hem Türkiye'nin tüm
kurumları, buna ordu da dahil, bir demokrasi alarmı içerisinde
olmalı. Hani söylenen klasik bir söz vardır ya 'krizden bir fırsat
çıkarmak' Türkiye bugün bu krizden bir fırsat çıkarmalı. Bütün
kurumlarıyla beraber bir demokrasi guslü almalı. Yukardan aşağıya
temizlenmeli. Belki Türkiye'nin uzun zamandan beri beklediği sosyal
barışın da en önemli başlangıçlarından birisi olabilir. Darbe
iştahlılarının, iştahlarının açık olduğu belli. Bütün unsurlarıyla
beraber ortada. Tuzaklarla dolu planlar da ortada."
Burada hükümete önemli görevler düştüğünü vurgulayan Soylu,
savcılıkların hemen devreye sokulması gerektiğinin altını
çizdi.
Bütün kurumlara düşen önemli bir şey olduğunu ifade eden Soylu,
"Eğer her kurum topu taça atmaktan ziyade buna siyaset de,
üniversiteler de, yargı da, ordu da dahil buradaki açığı iyi görüp
demokrasi konusunda adım atmalı. Bu işle ilgilenen, ilgisi bulunan
her kim varsa, hangi kurum içerisinde varsa, hukuk içerisinde
kalınarak gereği yerine getirilmeli ve sonuna kadar gidilmeli. Eğer
Türkiye bu sınavları kazanırsa dünyanın arzu ettiği, bizim
coğrafyamızın arzu ettiği bir demokratik lider ülke olunabilir.
Aksi takdirde biçimsel demokrasi içerisinde demokratmış gibi
davranan, he rşeyi 'mış' gibi yapan, hukuku 'mış' gibi yapan,
demokrasiyi 'mış' gibi yapan, hükümeti 'mış' gibi yöneten bir
anlayış ile karşı karşıya kalırız. Bu bir demokrasi sınavıdır.
Demokrasiye bağlılık sınavıdır. Bakalım bu sınavdan Türkiye nasıl
çıkacak." diye konuştu.