Soylu'dan CHP'nin kürsü işgaline tepki
Abone olİçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yeni anayasa görüşmelerinde CHP'nin kürsüyü işgal girişiminin Meclis'e yakışmadığını söyledi. Soylu, CHP'yi ülkenin yarınlarını karalamaya çalışmakla suçladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Anayasa değişikliği
teklifi görüşmeleri sırasında Meclis kürsüsünün işgal edilmesine
ilişkin, "Kürsü işgal etmek, 'Biz buradan çıkmayız' demek,
demokrasiye, hukuk devletine ve içinde bulunulan TBMM çatısına
yapılabilecek en büyük yanlıştır ve bu doğru değildir"
dedi.
Soylu, Türk İdareciler Derneği'nce, Vali Galip Demirel Vilayetler Evi'nde düzenlenen ‘İdareciler Günü Kutlama Programı'nda konuştu. Bakan Soylu, TBMM Genel Kurulu'nda, anayasa değişikliği teklifinin görüşmelerinde CHP'lilerin kürsüyü işgal etmesine değinerek, şunları kaydetti:
"Dün akşam anayasa değişikliğiyle ilgili Meclis'te hiç şık olmayan, hiç demokrasimize yakışmayan bir tablo ile karşı karşıya kaldık. Her türlü sözü söyleyebilirsiniz, her türlü eleştiriyi de ortaya koyabilirsiniz, her türlü eleştiriyi hem de acımasız şekilde paylaşabilirsiniz, bu yapılmıyor değil. Bu demokrasilerde tamamen yapılıyor ve gerçekleştiriliyor. Ama demokrasinin hazzetmediği, hak etmediği bir tek şey vardır ki şiddet. Şiddet kabul edilemez ve demokrasiye hiçbir şekilde yakışmayacak bir tavırdır. Sorumsuzlukla beraber insanları tahrik etmek, insanları şiddete sevk etmek TBMM çatısı altında kabul edilemez bir durumdur.
CHP'NİN KÜRSÜ İŞGALİ
Kürsü işgal etmek, 'Biz buradan çıkmayız' demek, demokrasiye,
hukuk devletine ve içinde bulunulan TBMM çatısına yapılabilecek en
büyük yanlıştır ve bu doğru değildir. Bunu tahrik etmek ve bu fikri
TBMM'ye sokmaya çalışmak da çok net tabirle söylüyorum ki TBMM'nin,
demokrasinin, millet anlamının ruhunu bilmeyenler tarafından
gerçekleştirilen olayın ta kendisidir.
"ÜLKENİN YARINLARI KARALANIYOR"
TBMM'yi şiddete sevk ederek, esas itibarıyla yapılmak isteneni engellemeye çalışmak da beyhude bir çabadır. Bunu da kimsenin kabul edebilmesi mümkün değildir. Ak ile karanın bugün çok daha net belli olduğu, kimin memlekete ait hukuk devleti ve hukuk normları üzerinden adım atmaya çalıştığı, kimin ise şiddete sığınarak bu ülkenin yarınlarını karalamaya çalıştığı net bir şekilde ortaya çıkmıştır."