Soylu: 'Türkiye'de Ermeni de var'
Abone olBirlik Vakfı Antalya Şubesi'nce Kepez Belediyesi Erdem Bayazıt Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansta konuşan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, artık yepyeni bir dünya zamanının yaşandığını söyledi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu,
Türkiye'nin çok kültürlü yapısının güç dengeleri değişen dünyada
bir avantaj olarak ön plana çıktığını belirterek, "Biz el
birliğiyle yok mesafesine indirdik. Becerdik, başardık. Kendi
kültürümüzün bir zenginliğini ortadan kaldırdık, ama öyle veya
böyle Türkiye'de Ermeni de var" diye konuştu.
Birlik Vakfı Antalya Şubesi'nce Kepez Belediyesi Erdem Bayazıt
Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansta konuşan Ak Parti Genel
Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, artık yepyeni bir dünya zamanının
yaşandığını söyledi. Bu zaman içinde üretim araçları kadar siyasi
yapının da değiştiğini kaydeden Soylu, "Bundan 15 yıl önce
cezaevine konulduğu gün 'Artık siyasi hayatı bitmiştir. Bundan
sonra muhtar bile olamaz' denilen sayın Başbakan 10 yıldır Türkiye
Cumhuriyeti'nin başbakanlığını yapmaktadır" diye konuştu.
Bu yeni dünya içinde yeni güç alanlarının ortaya çıktığını kaydeden
Soylu, bu değişimi Türk siyasi tarihinden şu örnekle anlattı: "1960
darbesiyle ilgili bir değerlendirme yapılırken 1960 darbesinde
rahmetli Menderes ve Demokrat Parti iktidarının Rusya'ya
yaklaştığından dolayı Amerika'nın ve diğer kutup ülkelerinin
Türkiye'ye bir ceza verdiğinden ve darbeyi desteklediğinden
bahsedilir. Hep şöyle söylenir, ‘Eğer o Rusya'ya
yakınlaşma olmasaydı belki darbe gerçekleşmezdi.' Şimdi soruyorum,
madem Rusya ile ilişkiler bu kadar tehlikeli, siyasi hayatı, siyasi
sürekliliği bu kadar engelleyici ve kesici bir rol oynarken bugün
biz Rusya'nın en yüksek ideallerinden birisi sıcak denizlere inme
konusundaki en önemli yerlerden bir tanesini onlara yaptırıyoruz.
Mersin'deki nükleer santrali. Yani önemli bir enerji santralini hem
de Akdeniz'in en önemli, en stratejik bölgesinde yaptırıyoruz. Buna
ne Amerika ne de dünyadaki başka güçler itiraz ediyor. Yepyeni bir
dünyadayız. Çok kutuplu bir ortaklığın içinde bulunduğumuz yepyeni
bir dünyanın tam ortasındayız. Bu dünyada Ortadoğu'suz,
Türkiye'siz, Ortaasya'sız da bir dünya düşünebilmek elbette ki
mümkün değildir."
GÜÇ MERKEZİ KAYARKEN TÜRKİYE
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Soylu, bu yeni dünya içinde güç
merkezinin Asya Pasifik bölgesine doğru kaydığını söyledi. Güç
merkezinde yaşanan bu kaymanın Türkiye'nin 400 yıldır önüne ilk
defa tarihi bir fırsat getirdiğini kaydeden Soylu, bu fırsatın
Türkiye tarafından iyi yönetilmek zorunda olduğunu dile
getirdi.
Bu tarihi fırsatın eşiğinde Türkiye'nin 4 temel avantajı
bulunduğunu kaydeden Soylu, ilk iki sırasına Türklük ve
Müslümanlığı sıraladı. Soylu, bu avantajı 'Anadoluluk' olarak ifade
ettiğini belirterek, konuşmasına şöyle devam etti: "Balkanlar'da
Boşnak var mı? Bizim ülkemizde de var. Peki Pomak, Arnavut var mı
Balkanlar'da? Bizim ülkemizde var. Kafkasya'ya çıkalım, Azeri var
mı, Ermeni var mı? Biz el birliğiyle yok mesafesine indirdik.
Becerdik, başardık. Kendi kültürümüzün bir zenginliğini ortadan
kaldırdık, ama öyle veya böyle Türkiye'de Ermeni de var. Peki
Gürcü, Çerkez, Abhaza var mı? Yüzde 3 civarında ölçebildiğimiz bir
Arap nüfusumuz var. Etrafımızdaki coğrafyada Arap var. İran'da,
Irak'ta, Suriye'de Kürt var. Türkiye'de Kürt var. Anadolu
coğrafyası kendine ait öyle bir zenginliği kavramış ki, Avrupa'nın
küresel güç merkezinin Asya Pasifik'e doğru kaymasındaki en önemli
zenginliklerinden birisi olarak görebiliriz."
ERDAL EREN GÖNDERMESİ
Türkiye'nin Ak Parti ile başlayan yenileşme ve zihniyet dönüşümü
sürecinin aynı zamanda Türk insanının özgüveninin inşası ve Türk
siyasi tarihinde ortaya çıkardığı tahribatlardan kurtulma olarak
tarif eden Soylu, "İskilipli Atıf'ın idamı bizim tahribatımızdır.
Şeyh Sait meselesi ve ondan sonra çıkan Takrir-i Sükun bizim en
temel tahribatlarımızdır. Dersim meselesinde binlerce insanın
fareler gibi uçaklarla öldürülmesi, mağaralara sıkıştırılıp itlaf
edilmesi bizim en temel tahribatlarımızdan birisidir. O yaşı
büyütülerek idam edilen çocuklar nedeniyle bu tahribattan kurtulmak
zorundayız" diye konuştu.
Soylu, Türk insanının özgüveninin tahrip edilip, değerleri tarumar
edilirken toplumsal korkular, paranoyalar yaratıldığını belirterek,
'eski cumhurbaşkanı' sözleriyle 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'e, "Türkiye'de irtica tehlikesi vardı da soyduğunuz,
soydurduğunuz bankaların kasasında mı kaldı?" diye seslendi.
Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Türkiye'nin bu tahribattan
kurtulmasının yegane çözüm yolunun ise eşit vatandaşlık olduğunu
dile getirdi.