Soykırım iddiasıyla ilgili dev eser
Abone olTürk Tarih Kurumu "Tarihte Türkler ve Ermeniler" adlı dev bir eser hazırladı. <br/>Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Metin Hülagü...
Türk Tarih Kurumu "Tarihte Türkler ve Ermeniler" adlı dev bir
eser hazırladı.
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Metin Hülagü, Atatürk
Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs,
Devlet Arşivleri Genel Müdürü Uğur Ünal, Türk Tarih Kurumu’nun
hazırlamış olduğu 10 ciltlik ‘Tarihte Türkler ve Ermeniler’ adlı
kitapların, makaleler topluluğunun tanıtım programına katıldı.
Tanıtım programında konuşma yapan Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof.
Dr. Hülagü, 35 ciltlik serinin ilk kısmının hazırlandığını
vurgulayarak şunları kaydetti:
“Türk Tarih Kurumu olarak 10 ciltlik bir ‘Tarihte Türkler ve
Ermeniler’ başlığıyla kitap çıkarmış bulunmaktayız. Bu kitap
aslında 10 cilt ile bitmemektedir. Bu bir başlangıçtır. Uzun
soluklu bir çalışmadır. Bu külliyatın, nihayetinde 35 cilt kadar
bir yekun tutması hedeflenmektedir. İlk partisini 10 cilt halinde
geçen hafta matbaadan teslim aldık. 2 ve 4 aylık aralıklarla da
10’ar cilt halinde bu kitabın devamını sizlerle paylaşmak
istiyoruz.”
Kitapların, 350 yerli ve yabancı akademisyenin bir araya gelerek
oluşturduğunu ifade eden Hülagü, şunları aktardı:
“350 kadar akademisyen Türkiye üniversitelerinin değişik
bölümlerinden, değişik şehirlerimizden, değişik akademisyenler,
değişik unvanlarla katkıda bulundular. Sadece Türk akademisyenler
değil, yurt dışından da bu kitaba bu külliyata, makale katkısı söz
konusu oldu. Bunlar Bilim Kurulumuz tarafından bu makaleler gözden
geçirildiler. Tek tek okundular. Redakte edildiler. Neticede ilk
etapta bu 10 cildin basılmasına ve arkasından da diğer ciltlerin
gelmesine karar verilmiş durumdadır.”
“NASIL GEÇMİŞSE O ŞEKLİYLE BU KİTAP DA ANLATILMAYA
ÇALIŞILMAKTADIR”
Kitabın içeriği hakkında bilgi veren Hülagü, şöyle devam etti:
“Tarihte Türkler ve Ermeniler adında da belli, tarihin ilk
dönemlerinden başlayarak bugüne kadar Türk ve Ermeni milletlerinin
birlikteliğinden bahsetmektedir. İlişkilerinden bahsetmektedir.
Ermeniler tarihte ne zamandan belli vardırlar ve bugün ne
durumdadırlar veya Türkler, Ermeniler ile ne zamandır ilişki
içerisindedirler. Bu münasebetler olumlu, olumsuz, güzel, kötü her
halükarda nasıl geçmişse o şekliyle bu kitapta anlatılmaya
çalışılmaktadır. 2015 Nisan’ında kalan kısmını tamamlamak
istiyoruz. Ayrıca bu 35 cilt kadar olan külliyatın içerisinden bir
de İngilizce versiyonunu oluşturmak istiyoruz.”
“ERMENİ TARİHÇİLERDEN ÇOK FAZLA KATKI ALMADIK”
Yabancı tarihçilerin bir kısmının İngilizce makaleleriyle kitaba
katkıda bulunduğunu ama Ermeni tarihçilerden fazla destek
gelmediğini ifade eden Hülagü, şunları dedi:
“Biz bu kitabı hazırlarken Türk Tarih Kurumu’nun web sayfasından,
böyle bir külliyatın hazırlanmak istendiğini, hazırlamak için
niyetlendiğimizi ve bu çerçevede makaleler gönderilebileceğini biz
bütün Türkiye’ye, bütün dünyaya duyurduk. Dolayısıyla kitabın
hazırlanmasında yerli, yabancı her akademisyenin katkısına hazırdık
ve arzu etmekteydik. Baktığımız zaman dışarıdan katkının fazla
olmadığını söyleyebilirim. Yabancı tarihçilerin bir kısmı İngilizce
makaleleriyle bu kitaba katkıda bulundular. Ama Ermeni
tarihçilerden çok fazla katkı almadık. Agos gazetesinden aradıkları
zaman bu külliyat ile duyurumuz üzerine içeriğinin ne olduğunu ve
neyi hedeflediğimizi sordukları zaman, kendilerinden rica etmiştim.
Biz duyurmaya çalışıyoruz Ermeni tarihçilere, sizin çevreniz daha
geniştir, onları da bilgilendirirseniz seviniriz dedim. Mutlaka bu
tarihçi arkadaşları bilgilendirmişlerini düşünüyorum. Ama her halde
bir zaman darlığı belki konuların yetersizliği, çalışma alanlarının
farklılığından dolayı çok katkıda bize bulunamadılar.”
“BEN ŞAHSEN TASVİP EDİYORUM VE DESTEKLİYORUM”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 1915 olaylarının yıl dönümü
dolayısıyla yayınlamış olduğunu taziye mesajını desteklediğini
söyleyen Hülagü, şöyle devam etti:
“Sayın Başbakanımızın açıklama yaptığı noktasında, şunu öncelikle
belirtmek isterim. Bizim tarihimizde, kültürümüzde savaş çok hoş
karşılanmaz. Savaşı çok sevmeyiz çünkü savaş bizim kültürümüzde en
son tercih edilecek, olmazsa olmaz durumunda başvurulacak bir
tercih olarak gösterilmiştir, tavsiye edilmiştir. Biz savaşı çok
arzu etmeyiz. Mecbur kalmadığımız sürece de savaşa girmeyiz.
Savaşın yıkım olduğunu, kazansak da, kaybetsek de felaket olduğunu
biliyoruz. Savaşta ölenleri de açıkçası rahmetle anmak gerekiyor.
Minnetle anmak gerekiyor. Duygu dolu bir gözle bakmak, yürekle
onların acılarını hissetmek gerekiyor diye düşünüyorum. Neticede
ölen insandır. İnsan ise bu dünyanın en kutsal, en kutsi
varlığıdır. İster inansın, ister inanmasın, ister bizim gibi aynı
milletten olsun, ister olmasın, ister bizim gibi düşünsün, ister
düşünmesin neticede insan olması önemlidir. Milliyetine bakılarak,
dinine bakarak, diline, kültürüne bakarak ayrım yapmamak,
ayrımcılık yapmamak, dolayısıyla da insanı, insan olduğu için
sevmek ona şefkat ile davranmak gerekir. Sayın Başbakan’ın
açıklamış olduğu beyanat insani duygulardan öne çıkmış, insani
duygular içeren beyanattır. Bizim de tasvip etmememiz mümkün
değildir. Ben şahsen tasvip ediyorum ve destekliyorum. İnsani
duyguları ön plana çıkaran, merhameti, acımayı, şefkati öne çıkaran
vurgulayan açıklamadır. O anlamda katılmamak tasvip etmemek mümkün
değildir.”
Ermenilerin Türk vatandaşlığına kabul edilip edilmemesinin
siyasilerin takdirinde olduğunu ifade eden Hülagü, “Ermeni
vatandaşlığı konusu benim çok cevap verebileceğim bir konu değil.
Siyasilerin takdirinde olan bir şeydir. Takdir edilirse olabilir.
Benim o konuda bir beyanatta bulunmam, yabancı ülkelerin vatandaşı
olan Ermenilerin, Türk vatandaşlığına kabulü siyasi bir takdirdir”
şeklinde konuştu.
“BİZ DEĞİL İNSANI ÖLDÜRMEK, HAYVANLARA BİLE ACIMIŞ BİR
MİLLETİZ”
Taziye mesajına gelen tepkileri değerlendiren Hülagü, şunları
söyledi:
“Farklı yorumlar olacaktır, farklı yaklaşımlar olacaktır. Herkes
yorumunda, yaklaşımında özgürdür. Ona bir şey diyemeyiz ama ben bir
tarihçi olarak, tarihe baktığımız zaman kendi kültürümüzün savaşı
öngörmediğini, savaşı tasvip etmediğini söylüyorum. Neticede
savaşta ölen insanlardır. Ölen insan ise o insana acımak gerekiyor
diye düşünüyorum. Öte yandan bizim medeniyetimizde vakıflar var.
Biz değil insanı öldürmek, biz hayvanlara bile acımış bir milletiz.
Hayvan vakıflarımız var. Hayvanları korumak için. Hayvanlara bile
merhamet eden, şefkat eden, şefkat edilmesini öngören bir kültürün
temsilcisi olarak herhalde bir insanın savaş veya başka bir
gerekçeyle öldürülmesini tasvip edecek durumda değiliz.”
Devlet Arşivleri Genel Müdürü Ünal ise, Osmanlı Arşiv Daire
Başkanlığı’nın dünyanın en büyük arşivlerinden biri olduğunu
vurgulayarak, “Türkiye’de arşivler çok yoğun bir çalışma
içerisindedir. Bu kapsamda yerli ve yabancı birçok araştırmacının
gelerek araştırma yaptığı mekanlardandır. Özellikle 1915 olayları
ile ilgili arşivimizde araştırma yapanların mutlaka uğraması
gereken mekan İstanbul’da yeni Kağıthane binasındaki arşiv
kompleksidir. İstanbul’daki Osmanlı Arşiv Daire Başkanlığımız,
dünyanın en büyük arşivlerinden birisidir. Burada 95 milyon belge,
400 bin defter bulunmaktadır. Emsaline az rastlanır bir arşiv
malzemesine sahiptir” diye konuştu.
“ERMENİ KELİMESİ YAZDIĞINIZDA KARŞINIZA ÇIKAN BELGE SAYISI 200 BİN
ÜZERİNDEDİR”
1915 olaylarıyla ilgili olarak Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü web
sitesinde belgelerin yer aldığını söyleyen Ünal, “1915 yılı
olayları ile ilgili web sitemize girdiğinizde katalog taramada
bütün vatandaşlarımız bakabilir. Ermeni kelimesi yazdığınızda
karşınıza çıkan belge sayısı 200 bin üzerindedir. Bu olayların daha
iyi aydınlatılabilmesi adına diğer indeks unsurları ile arama
yaptığınızda sayı 500 bini geçmektedir. Arşivlerimizi sonuna kadar
açtık. Yerli, yabancı ayrımı yapmaksızın bütün araştırmacılar
arşivimize geldiğinde aynı gün araştırmaya başlayabilirler”
dedi.
“BÜTÜN BELGELERİN TASNİFİ TAMAMEN YAPILMIŞTIR VE ARAŞTIRMAYA AÇMIŞ
BULUNMAKTAYIZ”
Arşivlerin yerli ve yabancı araştırmacılara açıldığını belirten
Ünal, şunları kaydetti:
“Tehcir ile ilgili devlet arşivlerinde çok fazla belge vardır.
Bunlar araştırmaya açılmıştır. Burada sayılar, diğer hususlar olsun
bunlarla ilgili akademisyenlerin araştırmasını beklemektedir. Bu
araştırmalar yapılırken akademisyenlerimiz tabii ki farklı rakamlar
ortaya koyuyor. Biz bunlara ait bütün belgeleri tasnifi tamamen
yapılmıştır ve araştırmaya açmış bulunmaktayız. Dolayısıyla bu
belgelerin incelemesini biz tarihçilere gerekli ortamı sağlamış
durumdayız. Sadece bunlarla ilgili değil olayın bütün boyutuyla
ilgili etraflıca ortaya koyacak birçok belgeye de burada sahip
durumdayız.”
(İHA)