Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Avrupa’da yaşayan ve ‘Ermeni’ sorunsalını yakından takip eden bir yazar olarak sözde, ‘Ermeni soykırımı’ ile ilgili birçok köşe yazısı kaleme aldım. Bugünün geleceğini ve bu sıkıntıların yaşanacağını çok önceden görmüştük ama konuya ilişkin rahat ve umarsız tavır takınan devletimiz karşısında, ‘Elbette vardır bir bildikleri’ dedik…
‘Ermeni soykırımı yoktur/yalandır’ demenin suç sayıldığı, konuyla ilgili ifade özgürlüğümüzün dahi elimizden alındığı Avrupa’da, attığımız en büyük adım(!) Doğu Perinçek’in, İsviçre-Perinçek davasında, AİHM’in Perinçek’i haklı bulmasıydı. Yani, bir arpa boyu ilerlemiştik..!
Bakınız; İki sene önce, 30.04.2012 tarihinde, ’Soykırım düpedüz yalan’ başlıklı köşe yazımda İsviçre eski Milletvekili Guillaume Albert Houriet’ın(FDP) söylediklerine yer vermişim, hatırlatmak istiyorum;
İsviçre’li eski Milletvekili Houriet diyor ki;
’Soykırım düpedüz yalan!’
Hamburg ve Çevresi Türk Toplumu (TGH) Gençlik kolunun organize ettiği, ”Osmanlı dönemi Ermeni Trajedisi” başlıklı konferansta konuşma yapan İsviçre eski Milletvekili Guillaume Albert Houriet (FDP) şöyle devam etmiş;
Sözde Ermeni soykırımı, Türkiye’den tazminat almak ve bu ülkeyi bölmek için ortaya atılan bir yalandır. 1915 yılında yaşananlar konusunda Rusya ve Türkiye arşivlerini açmıştır fakat Ermenistan hala arşivini açmamakta direnmektedir. Onlar da arşivlerini açarak cevap versinler.
Tarihi gerçekleri bilmeyen insanların, Ermeni Diasporası ve PKK terör örgütünün kışkırtmasıyla konuştuğunu ifade eden Houriet; Benim üzüldüğüm şey yurtdışında Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden konsoloslukların bu insanlara cevap vermek yerine sessiz kalmalarıdır. Olaylardan yaklaşık yüz yıl sonra, ispat edilemeyen iddialarla, Türkiye’nin suçlanması kabul edilemez. Ermeni Diasporasının önce ASALA terör örgütünü ortaya çıkardığını, ardından da Türkiye’ye yönelik atılan bombaların parasını ödediğini ifade eden Houriet, “İngiltere ve Fransa gibi ülkeler Ermenilere sözler verip Türkiye’ye karşı kışkırtma politikası izlediler. Sonuçta Ermenilere verdikleri sözlerin hiçbirini tutmadılar. Ortada Ermenilerden özür dilemesi gereken bir ülke varsa bunlar, Ermenilere verdikleri sözleri yerine getirmeyen ülkelerdir”
Osmanlı Dönemi’nde her iki taraf için de çok acı olayların yaşandığını söyleyen Houriet; Osmanlı toprakları üzerinde oynanan oyunlar yüzünden her iki tarafta acılar yaşadı ama bu soykırım olarak adlandırılamaz. Sarkozy, sırf ülkesindeki Ermenilerin oyunu alabilmek için bu hassas konuyu siyasete alet ediyor, Avrupa’da Ermeni Soykırımı tartışılırken hiç kimse, yakın tarihte Karabağ’da Ermenilerin Türklere yönelik yaptığı soykırımdan bahsetmiyor” dedi.
İleride Türkiye’nin Kürtlere de soykırım yaptığı söylenecek” diyen Houriet, “Avrupa’nın amacı Türkiye’yi bölerek güçsüz hale getirmektir. Bu nedenle bu tür konuları gündemden düşürmüyorlar. Atina’da darbe yapılınca Türkiye’nin uluslararası haklar çerçevesinde Kıbrıs’a yaptığı çıkarmayı ‘işgal’ olarak niteliyor, karalama politikası izliyorlar. Fakat Türkiye, tüm bu oyunlara alet olmayacak kadar tarihinden güç alan bir ülkedir.”
Türkiye’nin hakkını arayan, İsviçre’li eski bir Milletvekili Avrupa’da Türkiye Cumhuriyeti Konsolosluk çalışanlarına soruyor; ’Neden sessiz kalıyorsunuz?’
İşte bizler de bu sorunun cevabını aradık; ‘Devletimiz neden sessiz kalıyor?’
Soykırım ifadesini kullanmaya karar verdiler..!
Gelelim bugüne;
Papa, soykırım ifadesini kullandı ve Avrupa Parlamentosuna çağrıda bulundu.
Avrupa Parlamentosu Türkiye’yi ‘Soykırım’ı tanımaya çağırdı.
Alman hükümeti cuma günü sunacağı tasarıda, ’Soykırım’ ifadesi kullanmaya karar verdi.
Avusturya,’Soykırım’ı tanıdı.
26.01.2015 tarihli, ‘Alman Hükümeti; Türklerin yaptığı soykırım değil’ başlıklı köşe yazımda, Alman Hükümetinin bir grup Milletvekilinin soru önergesine verdiği cevapları detaylı okuyabilirsiniz. Kısaca; önerge sahipleri 30 kez ‘Soykırım’ kavramı kullanıyor, Hükümet ısrarla, ‘Katliam’ ve ‘Tehcir’ diyor. Alman Hükümeti çözümü Türkiye ve Ermenistan’a bırakıyor, ‘1915 olaylarını bilim insanları değerlendirsin’ diyor...
Yine dünden bugüne ‘Soykırım’ tanımı yapmayan Avusturya yaptığı açıklama ile şaşırtıyor.
‘Oyun büyük’ diyeceğim klişe olacak…
Günlerdir yazıp çiziyoruz ama anlamayanlar adına ’Soykırım’ hakkında Uluç Gürkan’dan alıntı yapmak istiyorum.
Soykırım hukuki bir kavramdır. 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Sözleşmesi’nde “uluslararası bir suç” olarak düzenlenmiştir.
Soykırım suçu, sözleşmenin 2. ve 3. maddelerinde tanımlanmıştır. Buna göre, “ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir grubu, grup niteliğiyle kısmen ya da tamamen ortadan kaldırmak kastı ile” yapılan eylemler suç kapsamına girecektir.
Bu bağlayıcı bir tanımdır. Anlamı ve kapsamı keyfi olarak ne genişletilebilir, ne de daraltılabilir:
Ötesinde, sözleşmenin 6. maddesi soykırım kararını sadece yetkili mahkemelerin verebileceğini belirtmektedir. 4. maddede de bu suçun tüzel kişilere değil, gerçek kişilere yöneltilebileceği kaydedilmektedir...
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Yahudi Soykırımı ile başlayan Ruanda, Somali ve Eski Yugoslavya’da yaşananlarla devam eden soykırım iddiaları bu hukuki çerçevede ve BM tarafından yetkilendirilmiş uluslararası ceza mahkemeleri önünde tartışılmıştır. Ermeni soykırımı iddiaları ise bunun tek istisnası olmuştur.
Ermeni soykırım iddiaları bütünüyle hukuk dışı bir zeminde sürdürülmektedir. Ülkesi ve ulusuyla Türkiye’yi hedef alan bir siyasi operasyon özelliğindedir. Irkçı önyargılarla beslenen bu operasyon, aynı zamanda “nefret” içeriklidir.