Soyadı Şirin ama sözleri zehir!
Abone olŞirin, Erdoğan'ın vekiller üzerinde baskı kurduğunu iddia ederken, partiiçi kopukluğu Politbüroya benzetti..
AKP İstanbul Milletvekili Şirin`in, ``Ankara Magazine``
dergisinde bir röportajı yayınlandı. Şirin, güncel sorunlardan
parti içindeki dengelere kadar bir çok konuda görüşlerini dile
getirirken, AKP lideri, Başbakan Erdoğan ve parti yönetimine
eleştirilerde bulundu. Şirin, parti yönetiminin belirli
alışkanlıklar, sistem ve insanlarla yürümeye yeterli gödüğünü
belirterek, bunun yanlış olduğunu vurguladı. Erdoğan`ın 2`nci yıl
kutlamaları kapsamında toplanan Kurucular Kurulu`ndaki ``Ben ne
söylüyorsam, siz de onu konuşacaksınız`` şeklindeki sözlerine
dikkat çeken Şirin, ``Şimdi böyle bir demokratik anlayış, böyle bir
katılım olabılir mi? Katılımcılığını temin etmeden sinerji de
yaratamazsınız moral de`` dedi. Parti yönetiminin gerekli sinerjiyi
yaratamadığının da altını çizen Şirin, potansiyel olmasına karşın
bunun değerlendirilmediğini vurguladı. Şirin, parti içinde
sorunların tartışılmadığını belirtirken, ``Partinin en büyük
eksikliği parti içi demokrasinin çalışmamasıdır. Maalesef bizim
yönetim kadememiz MYK`daki görüşmelerin parti içi demokrasi için
yeterli olduğu kanaatini taşıyor. 368 milletvekilli bir partinin
parti grubu içinde demokrasiyi çalıştırması, bir müzakere karar,
takip platformu kurması şart. Yoksa çok büyük huzursuzluk yaratılır
ve parti içi demokrasi sözümüzü tutamayız. Tutamıyoruz da şu anda``
dedi. AKP`li Şirin, partinin marşı haline gelen şarkının, ``Beraber
yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda``
şeklindeki sözlerine dikkat çekilerek, kendisinin ``AKP ile
ıslanması`` konusundaki görüşünün sorulması üzerine de, parti üst
yönetiminin ancak yeteri kadar kucaklayıcı olması halinde, ``Emin
Şirin AKP ile ıslandı`` denebileceğini vurguladı. Partide herkesin
kucaklanması gerektiğini kaydeden Şirin, ``AKP`de yönetimin
azınlıkta olduğunu`` savundu ve ilginç bir uyarıda bulundu:
``Yönetim kendi içinde çok demokratik olabilir, ama
milletvekllerinden ve tabandan koptuğu ölçüde bir politbüro
görüntüsü vermeye başlar. Biz sinerji yaratırsak bereber ıslanırız
bu yollarda. Yoksa yolarda yine ıslanırız, ama beraber değil.``
Şirin, parti yönetimine muhalefeti nedeniyle ``CHP`de siyaset
yapması`` gerektiğine ilişkin görüşlerle ilgili olarak da şunları
belirtti: ``Allah korusun. Özel okullara 10 bin öğrenci yerleştirme
meselesini veto etti, Sayın Cumhurbaşkanı. Bunu CHP`nin görüşleri
çerçevesinde yaptı. Bu beni hayrete düşürmüyor, neredeyse depresif
bir hale sokuyor. Cumhurbaşkanı`nın bu okulların arasında tarikat
okulları olduğun ya ispat etmesi ve bu okulların kapanmasını temin
etmesi ya da derhal istifa etmesi lazım. Bakıyorum CHP`liler de
aynı kafadalar. İnanılır gibi değil. Bugünkü siyasette asgari
değil, azami müşterekler var. Çok sevdiğim çok aydınlık insanlar
var aralarında. Ama benim onlarla 1930`ların siyasetini yapmama
imkan yok. Malesef CHP`ye Recep Peker kafası hala hakim.``