1947'den 1991'e kadar süren Soğuk Savaş, dünyamız için hem çok faydalı, hem de tüm insanlığı yok edebilecek kadar zararlı icatların geliştirildiği zamanlardır. Sovyetler Birliği tarafından geliştirilen ve dışarıdan bakıldığında yalnızca bir ruja benzeyen, şeytanın bile aklına gelmeyecek bu tasarımın adı da oldukça manidar: "Ölüm Öpücüğü"!Bu ajanlar tarafından kullanılmak üzere küçük ve gizli bir silah. SSCB'nin istihbarat servisi olan KGB (Devlet Güvenlik Komitesi) ajanları için geliştirilmiş ruj görünümlü bir pistol. Suikastler için tasarlanan bu silahın ortaya çıkışı 1960'lı yılların ortalarına dayanmaktadır. Silah bugün ABD'nin Washington eyaletinde bulunan "Uluslararası Casus Müzesi"nde sergilenmektedir. Ruj görünümlü pistol, 4.5mm çapında tek atışlık bir silahtır. Tasarımına uygun olarak silaha "Ölüm Öpücüğü" lakabı takılmıştır. Soğuk Savaş döneminde yıllarca KGB ajanları tarafından kullanılan silah, ilk olarak Batı Berlin'e geçen ajanların üzerinde ele geçirilmiştir. Ölüm Öpücüğü bu dönemde geliştirilen gizli silahların en önemlilerinden bir tanesi. Fenerler, kalemler, pipolar, sigara paketleri... Soğuk Savaş döneminde istihbarat servislerinin gizli silahları için kullandıkları kılıflar saymakla bitmez. Ancak Ölüm Öpücüğü bunlar arasında en ilginci; çünkü tarihin o dönemi düşünüldüğünde, bu kadar küçük bir aksesuarın içinde bu kadar güçlü bir silahı yerleştirmek teknolojik olarak imkânsıza yakındı. Bugün bu silahın ABD başkanına gerçekleştirilecek bir suikast için tasarlandığı düşünülüyor. Bunun için tasarlanacak silahın fark edilmeyecek kadar küçük olması gerekiyordu. Silahı gizlemek için bir ruj kabının düşünülmesinin sebebi de oldukça basitti: O dönemde hem ABD, hem de SSCB istihbaratı tarafından daha az dikkat çekecekleri düşünüldüğü için kadın ajanların kullanılması oldukça popülerdi. Kadın ajanların önemi, popüler kültür ürünlerinde de çokça vurgulanmıştır. Bunun sebebi, kadınların seksi kullanarak karşı tarafın ajanlarını kandırmak ve onlardan bilgi almak için daha avantajlı olduklarına inanılmasıydı. Bu tema, özellikle o dönemin ürünlerinden olan James Bond filmlerinde oldukça belirgindir. Ve silahın Soğuk Savaş döneminde birkaç ABD ajanının ölümüne sebep olduğu düşünülmektedir.