Sosyal Güvenlik Yasası Şubat'ta
Abone olŞubat sonuna kadar Meclis’ten geçmesi beklenen Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı'na göre emekli maaşı düşecek. 9 bin iş gününün tekrar 7 bine çekilmesi düşünülüyor.
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) 2005’te yasalaşmasını istediği
Sosyal Güvenlik Reformu’nun gecikmesi farklı tartışmaları da
beraberinde getirdi. Hükümet SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’nı tek
çatı altında toplayacak reformda geri adım atılmayacağının altını
çiziyor. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Tuncay Teksöz, erteleme
gerekçelerini şöyle özetliyor: “Bu tür kanunların her kesimin
mutabakatı ile çıkması gerekiyor. Aksi takdirde uygulamadaki
aksaklıklar artıyor. Geri adım atılmadı. Meclis’ten çıkacak kanun
bu uzlaşmanın da göstergesi olacak.”
Teksöz, yeni dönemde emekli maaşlarının düşeceği yönündeki
haberleri de değerlendirdi. Buna göre 2007'ye kadar emekli olacak
kişiler uygulamadan etkilenmeyecek. Bu tarihten itibaren işbaşı
yapanların emekli aylıkları ise yürürlükteki sisteme oranla daha
düşük orandan hesaplanacak. Maaşlardaki düşüş ise ortalama yüzde 3
civarında olacak. Bu arada sendikaların eleştirdiği 9 bin gün prim
ödeme şartında değişiklik gündemde. "7 bin günden 9 bin güne
çıkarılması düşünülen prim ödemeleri yeniden düzenlenmesi gereken
bir konu" diyen Teksöz, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla
kurulan çalışma komisyonunda tarafların çözüme ulaşacağını
söylüyor. Kurum Başkanı, vatandaşın hastane çilesinin de yeni
düzenleme ile sona ereceği müjdesini veriyor: "Sağlık hizmetinin
özel veya kamudan alınması arasında hiçbir fark kalmayacak. Kim
kaliteli sağlık hizmeti sunarsa vatandaş oradan faydalanacak."
‘Sosyal Güvenlik Reformu' hakkında Zaman'a önemli açıklamalarda
bulunan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Tuncay Teksöz, 2007 başında
tek emeklilik sistemine geçmeyi hedeflediklerini kaydediyor.
Teksöz, mevcut çalışanlar için emekliliği hak etme açısından
herhangi bir değişiklik olmayacağının altını çiziyor. 2007'den
itibaren çalışmaya başlayanlar ise yeni sisteme dahil olacak.
Emeklilik yaşı da 2036 yılından itibaren artacak. Fakat eski ve
yeni sistemde geçirilen süre kadar emekli aylıklarında bir
etkilenme olacak. Sistem yürürlüğe girdikten sonra herkes yeni
sisteme prim ödeyeceği için iki emekli aylığı hesaplanacak. Biri
eski, ikincisi yeni sisteme göre emekli aylığı olacak. İkisinin
toplamı ikiye bölünerek yeni maaş ortaya çıkarılacak. Yeni sistemde
daha fazla prim ödeyenlerin aylıklarında ise yeni oranların payı
ağırlıkta olacağı belirtiliyor. 25 yıl çalışan biri yeni sistemde
geçen süre açısından emekli maaşlarında yüzde 3-5 oranında bir
düşüş olabilecek. Söz konusu durumu Teksöz, yeni sistemin emekli
aylığı bağlama oranındaki azalmayla açıklıyor. Emekli Sandığı'nda
aylık bağlama oranının yüzde 3, Bağ-Kur ve SSK'da yüzde 2,6
olduğuna dikkat çeken Teksöz, tasarıda bu oranların 2015 yılına
kadar yüzde 2,5, ardından da yüzde 2'ye çekildiğini ifade
ediyor.
Kurum Başkanı Teksöz, önümüzdeki günlerde Çalışma Grubu'nda geniş
bir şekilde tartışılacak reformda bazı düzenlemelere
gidilebileceğinin işaretlerini verdi. Teksöz, sosyal tarafların en
çok eleştirdiği 9 bin gün prim ödeme şartında bir düzenleme
gerektiği görüşünde. Halen SSK'lılar için normal emekli aylığı
bağlanma şartı 7 bin gün. Aynı rakam Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nda
ise 9 bin gün. Teksöz, yasanın getireceği yeniliği ise "Yeni
başlayanlar için 25 yıl olan 9 bin günün üç kurum mensupları için
aranması." sözleriyle özetliyor. Bu noktanın eleştirilere sebep
olduğunu dile getiren Teksöz, hizmet akdinde sürekli çalışmanın
mümkün olamayacağı gerçeğini dikkate alarak itirazları haklı
buluyor. Kurum Başkanı, mevcut sistemin eksikliğine değinmeden de
geçemiyor. Şu anda emeklilik yaşının erkeklerde 47, bayanlarda 44
olduğunu kaydeden Teksöz'e göre bu yaşlara kadar asgari prim ödeme
gün sayısını doldurmak çok zor. Ancak reformda 60 yaşından
bahsedildiği için prim ödeme gün sayısını doldurmak mümkün
olabilecek. Çünkü 20 yaşında çalışmaya başlayanlar için 40 yıllık
bir çalışma yaşamı öngörülüyor. 40 yılın içinde 25 yıllık prim
ödeme daha kolay olacak. Paket içinde yer alan Genel Sağlık
Sigortası sayesinde hiç kimse hastane kapısından çevrilmeyecek.
Fakirlerin genel sağlık sigortası ödemelerini Maliye Bakanlığı
yaparken, yeni dönemde özel hastanelerin yıldızı parlayacak. Sağlık
hizmetlerinde özel veya kamu arasında hiçbir fark kalmayacak.
Kaliteli sağlık hizmeti sunan tesisler ön plana çıkacak. Buna bağlı
olarak özel sektörün kurduğu hastanelerden yararlanan kişi
sayısının artması bekleniyor. Hastanelerin rekabet şartları içinde
çalışacağını belirten Teksöz, kamu hastanelerinin de vatandaşlara
mevcut durumdan daha iyi hizmet sunacağını belirtiyor. Reformun en
önemli ayaklarından biri olan Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğü,
vatandaşı en hızlı ve en iyi şekilde memnun edebilmek için
çalışacak. Taşra teşkilatı aynı genel müdürlük tarafından
yönlendirilecek. Taşra teşkilatlarının Sosyal Güvenlik
Merkezleri'nden oluşacağına dikkat çeken Kurum Başkanı, bunların
küçük banka şubeleri gibi çalışacağını dile getiriyor. SSK il
müdürlüğü, Bağ-Kur il müdürlüğü ve Emekli Sandığı bölge müdürlüğü
gibi yapılanmaların sona ereceğini aktaran Teksöz, yapılanmayı 3
yıl içinde tamamlamayı hedeflediklerini ifade ediyor: "Üç ayrı
kurumdaki çalışanlar ise yeni birimlerde görevlendirilecek. Önce
ilaç, sonra tahsis birimleri entegre edilecek. Bunları primler
birimi takip edecek." Sosyal güvenlik bilincinin gelişmesi için
tanıtım çalışmaları artırılıyor. Şu ana kadar televizyonlarda
skeçlerle ve dizilerde verilen mesajlarla reformun getireceği
yenilikler anlatıldı. En kısa zamanda ders programlarında
öğretilmesi amacıyla çalışmalar olacak. Milli Eğitim Bakanlığı ile
bu konuda görüşmeler öngörülüyor.
İşverene ilave bir maliyet getirmiyor
Tuncay Teksöz, "Reform vatandaşa, işverene ve devlete ne
getirecek?" şeklinde soruya ise şu karşılığı veriyor: "Vatandaşa;
eşit ve adil bir şekilde sosyal hizmetlerden yararlanma imkânı
sunacak. Bin maddelik mevzuat 130 maddeye düşüyor. Hak ve
yükümlülüklerin bilinmesi, basitliği beraberinde getirecek.
İşverene; ek bir maliyet getirmiyoruz. Prim yükünde artış söz
konusu değil. Çalışma biçimlerine sıkı sıkı sarılan bir yapı
ortadan kalkıyor. Daha basit bir yapı gelecek. En önemlisi bütçe
üzerinde yük olmayan, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi
tesis ediliyor. Yoksulu koruyan ve kaynakların ihtiyacı olana daha
fazla oranda yönlendirildiği bir sistem olacak."
Kaynak: