Sorumluların hepsi Türk!
Abone olBaşbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Basın Kulübü programında Erhan Çelik'in sorularını yanıtladı.
Reyhanlı'da 51 kişinin ölümüne yol açan patlamalarda şu ana dek
tutuklananların hepsinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu
kaydeden Atalay, "Sorumlular Suriyeli değil, sığınmacılar
da değil. Şu ana kadar tutuklananların hepsi Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı ve Hataylı. Birtakım irtibatları tespit edilmiş,
Suriye'ye sık gidip gelen kişiler" dedi. Atalay,
saldırıyla ilgili aranan kişilerin de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
olduğunu söyledi.
Mobese kameralarının saldırı esnasında aktif olduğunu ve görüntülerin bulunduğunu kaydeden Atalay, olayda rol herkesin açıklanacağını söyledi.
Reyhanlı İlçe Emniyet Müdürü'nün görevden alınması ile ilgili soruya yanıt veren Atalay, "Tedbiren ya da soruşturmanın daha iyi yürümesi için bu tür idari tedbirler alınır. İhmal varsa soruşturulur" dedi.
Atalay, patlamanın ardından Suriyeli sığınmacıların linç
edildiği iddiasını yalanlayarak, "Böyle bir iddiayı hiçbir
veri olmadan ortaya atmak yanlış. Hataylı olan Adalet Bakanımız,
İçişleri Bakanımız Sağlık Bakanımız, bütün güvenlik bürokrasi ile
oradaydık. Çalışmaları bizzzat yerinde götürdük. İlk anda
Suriyelilere tepkiler oldu. Ama arabaların taşlanması şeklinde.
Şahıslara yönelik bir saldırı söz konusu değil" şeklinde
konuştu.
Ölü sayısının açıklanandan daha fazla olduğu iddialarını kesin bir
dille reddeden Atalay, saldırıları, "Esad'a destek için
yapılmış bir olaydır. Bunun ismini böyle koymak gerekir"
şeklinde değerlendirdi.
SORUŞTURMANIN SELAMETİ İÇİN
Atalay, Reyhanlı için getirilen yayın yasağı ile ilgili kararın
soruşturmanın selameti için alındığını belirterek, "Sosyal
medyada çok fazla spekülatif haber üretildi, bunlar ana medyaya da
taşındı. Buna karşı bir önlem aldık" şeklinde konuştu.
Suriye konusunda Erdoğan'ın Obama ile görüştüğü tarih olan 16
Mayıs'ı işaret eden Atalay, "16 Mayıs öncesi ve sonrası çok
farklı olacak. Bu görüşme sonrası uluslararası camianın daha atak
tavırlar takınacağını bekleyebiliriz. BM'nin daha aktif olmasını
istiyoruz. Farklı bakan Rusya ve Çin ile de görüşmeler olacak.
Artık Esadlı bir Suriye olamaz. Bu Rusya'ya da
analatılacak" diye konuştu.
DEŞİFRE EDENİ DEŞİFRE ETTİK
Çözüm sürecinin aslında AK Parti'nin kuruluşuyla başladığını belirten Atalay, Kürt kökenli vatandaşlarının haklarının iade edildiğini söyledi.
İmralı ile görüşmeleri istihbarat birimlerinin yürüttüğünü
kaydeden Atalay, "Hükümet olarak hiçbir görüşmede
bulunmadık. Siyaseti nasıl devreye soktuk? BDP'yi bu sürecin siyasi
kesimi olarak devreye soktuk. BDP o görüşmeleri yaptı. Onunla da şu
mesajı verdik. Terör olmasın ama siyaset kurumu her şeyi çözsün.
BDP de orada rol almış oldu" dedi.
Atalay, sızan Oslo görüşmeleri ile ilgili olarak da "Biz deşifre
etmedik, deşifre edeni deşifre ettik" dedi.
Devletin kaybettiği güveni yeniden kazandığını belirten Atalay,
"Bugün Türkiye'de atılan adımlar hesaplaşmanın sonucu.
Devlet vatandaşın güvenini kazanmak için uğraşıyor"
dedi.
MUHALEFETE ADETA YALVARDIK
Çözüm süreciyle ilgili muhalefetin tavrını eleştiren Atalay, "Ne ana muhalefetle ne de kamuoyu ile paylaşmadığımız hiçbir şey yok. Mümkün olduğunca süreci şeffaf yürütme kararlılığı içindeyiz. Ana muhalefete adete yalvardık, randevu istedik. Teklif ettik, birlikte çalışalım dedik. Şimdi bizi niye suçluyorlar onu anlamıyorum" dedi.
GURUR DUYUYORUM
Erdoğan'ın ABD ziyaretini de değerlendiren Atalay, "Gurur duyuyorum. Türkiyenin konumuna uygun bir karşılama, ağırlama ile bu seyahatin değerlendirildiği bir tablo var ortada. Buradaki görüşmeler, konuşmalar hepsi çok önemli. Türkiye büyük bir ülke. Gelecekte ilk 10 ülke içinde yerini alacak bir ülke. Ekonomi boyutu çok fazla ağırlık kazandı, bunun sonuçlarını göreceğiz" diye konuştu.
BAŞKANLIK OLMAZSA OLMAZ DEĞİL
Başkanlık sisteminin "olmazsa olmaz"ları olmadığını belirten Atalay, "Başkanlık sistemi nedeniyle anayasa yapılamıyorsa biz bundan vazgeçeriz. Başbakanımız bugün de ABD'deki konferansta açıkladı. Meclis Başkanımız da değerlendirir, daha fazla oyalanmayız" dedi.
Anayasa ile ilgili B ve C planlarının da olduğunu belirten Atalay, "Uzlaşma komisyonu çalışmalarını sürdürürken bu planları deklare etmek doğru değil" dedi.