Soros Türkiyeye geliyor

Soros'un sivil toplum kuruluşları yetkilileri ile görüşeceği ve Türkiye'deki yatırım imkanlarını gözden geçireceği belirtiliyor.

Türkiye'de gıda ve finans sektöründe yatırımları bulunan ve Quantum Fonu'nun baş danışmanlığını yapan George Soros'un, İstanbul'daki temaslarının ardından Ankara'ya da geçebileceği belirtiliyor. Edinilen bilgiye göre, temasları kapsamında Açık Toplum Enstitüsü Danışma Kurulu üyeleri ile bir araya gelecek olan George Soros, daha sonra bir basın toplantısı düzenleyecek.

SOROS, SICAK PARAYA KARŞI...

Soros, Türkiye ekonomisi üzerine yaptığı değerlendirmelerde, Türkiye'nin, askeri, siyasal ve ekonomik olarak bölgesel bir güç olduğunu, Avrupa Birliği üyeliğinin desteklenmesi gerektiğini, Avrupa Birliği içindeki bir Türkiye'nin de, Birliğin itici gücü olacağını vurguluyor. Geçen yıl da Türkiye'ye gelen Soros, İstanbul'da yaptığı konuşmada, hükümetlerin ''sıcak para'' hareketlerine kısıtlama getirmek zorunda olduklarını, bu konuda, tüm gelişmekte olan ülkelerde endişeler bulunduğuna dikkat çekerek, kısa vadeli sermaye hareketleri için ''Kuru fırlatan etki yapıyor, birden bire kaçabiliyor. En büyük
zarar içe akıştan kaynaklanıyor. Hükümetler sıcak para hareketlerine kısıtlama getirmek zorundalar. Sıcak parayı engelleyecek basit önlemler var'' şeklinde konuşmuştu.

AÇIK TOPLUM ENSTİTÜSÜNE HER YIL 400 MİLYON DOLAR...

1930 yılında Macaristan'da doğan George Soros, 1947 yılında İngiltere'ye göç etti. London School of Economics'den mezun olan Soros, öğrencilik yıllarında filozof Karl Popper'den çok etkilendi. Soros, dünyada açık toplumların gelişmesi için her yıl 400 milyon doları aşkın bir fonu, kendi kurduğu Açık Toplum Enstitüsü'ne vakfediyor.

''Wall Street'in en başarılı yatırımcısı'' olarak bilinen Soros'un, ''Sovyet Sistemini Açmak'', ''Demokrasiyi Sağlamlaştırmak'', ''Para Yönetiminin Sihirbazı Soros, Soros'u anlatıyor'', ''Küresel Kapitalizm Krizde'' ve ''Açık Toplum: Küresel Kapitalizmin Reforme Edilmesi'', Küreselleşme Üzerine'' adlı kitapları bulunuyor. Soros, vakıfları aracılığıyla, eski Sovyetler Birliği'nden ayrılan ülkelerin içişlerine karışmakla eleştiriliyor.