Kafamıza K.Irak’ta çuval geçiren “değerli müttefikimiz” ABD’nin
kirli çamaşırları WikiLeaks isimli İnternet sitesi tarafından
yeniden yayınlanmaya başladı.
ABD’nin soğuk savaşın bitmesine rağmen, Türkiye’yi hala “ileri
karakolu” gibi gördüğü aşikar. ABD’nin kendi çıkarları için, Rusya,
İran ve Çin gibi ülkelere karşı Türkiye’yi “kalkan” olmaya
zorlaması da anlaşılır ve kabul edilir gibi değil.
ABD’nin PKK terör örgütüne destek verdiği ve yardım ettiğine
dair ABD resmi yazışmaları henüz açıklanmadı. Eğer bunlar da
yayınlanır ve doğrulanırsa Türkiye – ABD ilişkileri daha önce de
yazdığım gibi tarihinin en ağır darbesini alır ve telafisi kolay
olmaz.
Bu belgeler yayınlanmaya başlayınca, çıkarcı holding
medyasına ait TV kanallarında, “ABD’nin sesi” olarak tanıdığımız
işbirlikçi isimler hemen boy göstermeye başladılar.
Dünyada eşi görülmemiş bir diplomatik ve siyasi skandal
olan bu gelişmeleri “hafifletmeye, sulandırmaya” yönelik görüşler
öne sürmeye çalıştılar.
Yani Sn. Mustafa Yıldırım’ın ”Ortağın Çocukları” kitabındaki
temalara uygun bir şekilde ABD’nin çocukları olduklarını yüzleri
kızarmadan bir kez daha gösterdiler.
Biz ideolojik ve/veya kategorik olarak ABD’nin karşıtı – ya da
düşmanı değiliz. Bizim için önemli olan ülkemizin güvenliği ve
milletimizin çıkarlarıdır. ABD yobazlarla – bölücülerle
yakınlaşıp yılların müttefiki olan Türkiye’nin toprak bütünlüğüne,
milli birliğine, laik rejimine karşı faaliyetlere teşne oluyorsa,
ister istemez, milli – demokratik direniş ve dirençle
karşılaşacaktır.
- “Ortağın Çocukları” zor durumda
-
Türkiye, G. Soros isimli uluslararası para tacirinin
Türkiye’deki faaliyetlerine Soros’un ABD ve CIA ile olan resmi ve
gayrı resmi ilişkilerini göz önüne alarak artık mercek altına
almalı ve milli güvenliğini korumalıdır.
Türkiye’de Soros vakıflarından çeşitli mali yardımlar ve
finansman imkanları sağlayarak faaliyet gösteren vakıf – dernek ve
sair oluşumlar hakkında geniş bir soruşturma
başlatılmalıdır.
Soros’tan para alarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
başlangıcında yer alan milli devlet, laik cumhuriyet, üniter yapı
ve Cumhuriyetin koruyucularına karşı başta TSK olmak üzere yoğun ve
sistematik bir faaliyet gösteren Soros’cu kişi ve kuruluşların
faaliyetleri mutlaka denetlenmelidir.
Bir manada da “sivil casusluk” faaliyeti olarak da adlandırılan
“etki ajanlığı” Türkiye’de serbest ve pervasızca at
koşturmamalıdır.
Hiçbir ciddi devlet, kendi kurucu değerlerine,
felsefesine ve milli birliğine yönelik, faaliyet ve oluşumlara
“sivil ve demokratik” görünümlü de olsalar izin ve fırsat
vermez.
Hiçbir demokrasi kendi ayağına ateş ederek bu tür
faaliyetlere göz yumamaz.
ABD’nin nasıl çifte standartlı ve güvenilmez bir “sözde”
müttefik olduğu ve nasıl kirli ve entrikalı ilişkileri olduğu
WikiLeaks sayesinde ortaya çıktı.
Bu tarihi bir fırsattır. İktidar, MGK, TSK, C.
Başsavcılığı ve tüm Anayasal Kurumlar, Soros’çu faaliyetleri
detaylarıyla soruşturmakla mükelleftirler.
Aksi, “etki ajanlığının” fiilen ve hukuken serbest
olması anlamına gelir ki bunun hesabını kimse veremez.
Eğer yasalarda bu konuda bir boşluk var ise, derhal gereken
yasal düzenlemeler de yapılmalıdır.
Soros fonları ile kaynağı ve sahibi meçhul sermaye
hareketlerinin, ekonomik güvenliğimizi tehdit eder ve rehin alır
hale gelmesine seyirci kalınmamalıdır.
Soros fonlarından beslenen kişi ve kuruluşlar hakkında
geniş ve ayrıntılı bir soruşturma derhal başlatılmalı, sonucundan
da kamuoyu gecikmeksizin haberdar edilmelidir.