Sopalar dağıtılıyordu! Kemal Kılıçdaroğlu'ndan saldırıyla ilgili yeni açıklama
Abone olANKARA'da katıldığı cenaze töreninde linç girişimine maruz kalan Kemal Kılıçdaroğlu o anlara dair yeni detaylar aktardı.
Ankara temsilcilerine konuşan Kılıçdaroğlu o gün yaşadıklarını
anlattı. Saldırının organize olduğunu iddia eden
Kılıçdaroğlu, “Bizim geldiğimizden de haberleri vardı. Olay
sırasında hazırlanmış sopalar bile dağıtılıyordu” dedi. Güvenlik
ekibinin, cenazeye katılacağını önceden bildirdiğini kaydeden
Kılıçdaroğlu, sığındıkları evde Emniyet Genel Müdürü, jandarma
komutan yardımcısı, Ankara Emniyet Müdürünün de bulunduğunu
söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
Hulusi Akar'ın konuşması
-Konuşurken duymadım. Hulusi Bey, atmosferin etkisi ile mi yoksa
başka bir gerekçesi mi vardı bilmiyorum. Oradaki konuşmayı çok
farklı düşünmek istemiyorum. Kalabalık var dağılması lazım, onların
dağılmasını isteyebilir.
Şehit ailesi ile görüşüldü öyle gidildi
-Şehit cenazelerine en çok katılan benim. Aile ile gitmeden önce
temas kuruldu. Daha sonra gittim. Gittiğimde farklı bir tablo
vardı, tabloyu gördük. Birden fazla yerde görevlendirilmiş insanlar
vardı. Normalde önlemlerin alınması gerekiyordu.
Aslında bir terör saldırısı. Sıradan rutin bir protesto alarak düşünmemek lazım. Bu bir siyasetçiye karşı organize bir linç girişimi.
-Dışarıdan çok kişinin geldiği belli. Çünkü küçük bir köy. O kalabalıkların linç girişiminde bulunmak istedikleri belli. Onları görüyordum zaten. Bunlarla ilgili olarak özel bir bilgi gelmedi.
Erdoğan ve Soylu aradı mı?
- “Sayın Ahmet Necdet Sezer, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu mesajla
üzüntülerini dile getirdiler. Erdoğan'ın özel kalemi, bizim özel
kalemi arayarak gelişmeler hakkında bilgi almak istemişler. Özel
kalem nasıl bilgi verecek? Bilgi alınacaksa İçişleri Bakanlığından
alınır, bakanlardan alınır. Bilemiyorum. Özel bir şey de
beklemiyorum”.
Kin ve nefret tohumu
Türkiye'de kaos çıkmasını isteyen çok çevre var.
“Olay çıkmasın diye özen gösterdik”
-İmamoğlu ile toplumu yatıştırması için görüştüm. Olay çıkmasın
diye özen gösterdik. Aslında devleti yönetenler de göstermeli. Ama
bunun bile farkında değiller. En büyük tehlike bu.
Sığındığı evde neler oldu?
-Diyaloglar iyiydi. Aileden birisi Mansur Bey’e diğeri de AK Parti
adayına oy verdiğini söyledi. Evlerine gelince evleri taşlanır,
yakılır diye paniğe kapılmışlar. Emniyet Genel Müdürü, polisler
öyle bir şey olmayacağını söyleyince rahatladılar. Ayrılırken,
çocukları Muhammed elimi öptü, ben de yanaklarından öptüm.
Gerekirse aynı köye yine giderim.
“Ayrıştırıyorsa ona İçişleri Bakanı denmez”
-Onu herkes görüyor, biliyor. Sorun şu; onu İçişleri Bakanı olarak
tanımlayalım mı, tanımlamayalım mı? İçişleri Bakanı denen kişi
Türkiye'nin huzuru için her türlü önlemi almalı. Bir kişi İçişleri
Bakanlığı koltuğunda oturup toplumu ayrıştırıyorsa ona İçişleri
Bakanı denmez. Onu İçişleri Bakanı olarak görmüyoruz.
Kutuplaşmadan, kandan medet uman kişiye içişleri bakanı denmez.
Onun başka görevi var.
Koruma sayısının artırılması yönünde talebimiz olmadı. Yeni bir talepte de bulunmayacağım.
-Zırhlı aracı iade ettik.. İhtiyaç duymadık. Şartlar ne olur kestirmek zor. Şartlar bizi bir zırhlı araca binmeye mecbur ederse alırız.
Linç edeceklerdi
Olay sırasında hazırlanmış sopalar bile dağıtılıyordu.