Keçiören"in "çivi"li öyküsünü yazdık.
Bazıları "savunma" yaptı.
Özü şu;
“İpe sapa gelmez, yasa tanımaz, sokakta gezen kızlara kadınlara
sataşan, pazarda kadınlara "hıyar" sallayan, çoğu Türk kökenli
olmayan bir çok zibidiye haddini bildirmek için "onların anladığı
dilden" konuşuluyor...”
Yani “bir A takımı var. Ya da Belediye kadrosunda bir ekip var.
Bunlar polisin, yargının başedemediği kişilere "haddini"
bildiriyor. Ne var bunda?” deniliyor. Dahası bir çok Keçiörenli
vatandaş bu durumu "doğal" kabul ediyor.
Biz de bu vehameti anlatmaya çalışıyoruz zaten!
Bir çokları bunu doğal kabul ediyor. Çözüm olarak görüyor.
Yani, "yaramazlara sopa formülü"nün haklı ve mazur
görülmesi isteniyor.
Görülüyor da üstelik.
Ankaralı tüm gazeteciler bilir bunu. Özel sohbetlerde
başlarını emme basma tulumba gibi sallayıp, “Tabii tabii, başka
yolu yok. Bunlara hadlerini bildirmek gerek, başkanım” diyerek onay
verirler.
Yine kayıt dışı konuşmalarda; vatandaşın can ve mal güvenliğini
sağlamakla görevli kurumların başlarındakiler de, “iyi yapıyor
sizin çocuklar” diye konuşur.
Eeee! O zaman biz niye konuşuyoruz ki?
Formül iyi ise uygulayalım, sorunun olduğu her yerde...
Formülün verimli uygulanabilmesi için önerilerim
şöyledir:
- Her belediyelik bir A Takımı kursun.
- Çankaya, Beyoğlu gibi "kefere takımının" bol olduğu, içkili
restoran ve kahvehanelerin yoğun bulunduğu belediyelere bir takım
yetmez. B ve C (Çankaya için Ç olabilir) takımları da kurulsun.
- Örtülü ödenekten çivili sopa, zincir, muşta ve ağır olaylarda
kullanılmak üzere bıçak ve tabanca alımı yapılsın.
Ve kefereye haddi bildirilsin.
-Ayrıca; gerek kalmayacağı için bir müddet sonra (Keçiören ve
Ankara pilot bölge olmalı) polis teşkilatı feshedilsin. (Suudi
Arabistan gibi ülkelerde var olan Şeriat Polisi uygulaması da başka
bir yöntem olabilir. Sokakta perçemi görünen kadınlara eli sopalı
görevlilerin uyguladığı, anında cezalandırma yöntemine geçilebilir.
Böylece yüzbinlerce polis işsiz kalmaz)
-İnfaz anında gerçekleşeceği için, adliyelere de gerek
kalmayacaktır. Belediye başkanlarına kadılık görevi verilsin.
"Takım"ların yetişemediği yerler için de bazı formüller
gerek:
-Ergenekon"a bulaşanlar denize dökülsün. (Ne gerek var 2 bin 500
sayfalık iddianameye, aylar sürecek yargılamaya?)
-Meclis"te fezlekesi olanları; sürelim Yassıada"ya.
-Baykal, muhaliflerine elektrik versin.
-Bahçeli, kongrede kendisine rakip olmaya kalkanları partinin
bodrum katına zincirlesin.
-Başbakan, dişleyenleri falakaya yatırsın.
-Kamer Genç, (sopalamak yetmedi) Genel Kurul çalışmaları sırasında
tek ayak üstünde dursun.
(Ortalığı karıştıran gazeteci tayfası da
unutulmasın!)
-Saygı Öztürk"e ekmek, Emin Çölaşan"a su
verilmesin.
- Bekir Coşkun kaynar kazana atılsın, Yılmaz Özdil,
yakılsın.
Bana da cezamı hocam veriyor zaten!